"Helalden yana oy kullanmaya hazır mısınız?" Kul hakkı yemenin günah olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Tayyip, Bilal’i ekmeğe gönder’ diyorlar. Bilal ekmek yemiyor ki pastayla besleniyor, ekmek sizin için, fakir fukaranın işi ekmek. O pastayla besleniyor, balla, yağla besleniyor. Bakın, bir vakıf kurdu, adına ‘TÜRGEV’ dedi. Devletten ihale veriyorsun, ‘rüşveti vakfa yatır’ diyorsun. Kendisine sordum, 100 milyon dolar para TÜRGEV’in banka hesabına yattı, Vakıflar Bankasına adını, hesap numarasını verdim. ‘Arkadaş, bu para senin oğlunun vakfına ne için geliyor?’ diye sordum. Cevap verdi mi? Ne diyor? ‘Efendim, bunları paralel devlet yaptı’, kendisine yine sordum, dedim ki ‘Senin bakanın koluna 700 bin liralık saati paralel devlet mi taktı? O bakanların çocuklarının yatak odalarına bir, iki, üç, beş değil, 7 para kasasını paralel devlet mi koydu? Senin bakanın haram parayla, Rıza Sarraf’ın uçağıyla ailece umreye paralel devlet mi gönderdi? Senin çocuğunun evine 1 milyar dolar parayı paralel devlet mi koydu? O vakfı paralel devlet mi kurdurdu? Daha ne söyleyeyim? Zaten helal olmaz ki... Onun için söylüyorum, bu seçimlerde bir tercihimiz var. Ya helalden yada haramdan yana oy kullanacağız. Helalden yana oy kullanmaya hazır mısınız?" Kendileri için bayrağın çok değerli olduğunu, bayrak geçerken herkesin ayağa kalktığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu,"Bayrakta, bir de cenaze geçerken ayağa kalkarız. Birisi inancımızın, öbürü ulusal bilincimizin gereğidir. Bayrak, her zaman gönderde dalgalanır, hepimiz ona saygı duyarız" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, bu yıl Kırkpınar Güreşleri'ne gittiğini belirterek, 100 yılı aşkın süredir devam eden güreşlerin son gününde Türk bayrağının 25 kişi tarafından taşındığını söyledi. "Bayrak, hangi bölüme gelirse oradaki vatandaşlar ayağa kalkar" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bu yıl Kırkpınar Güreşleri'nde yine büyük bir Türk bayrağı taşındı. Protokolün önüne geldiği zaman ben dahil, bütün vatandaşlar ayağa kalktı Ama 4 AKP’li ayağa kalkmadı. Bunu defalarca söyledim, bu baş çalana dedim ki ‘senin bakanların neden aya kalkmıyor, Türk bayrağı geçerken?’ Şimdi kalkmış, Kuvayi Milliye’den söz ediyor. Sen kim, Kuvayi Milliye kim? Ağzına alamazsın sen. Daha düne kadar ne diyordu? ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım’ diyordu. Şimdi ne diyor? ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanıyım’ diyor." Bursa Valiliğindeki "Türkiye Cumhuriyeti" yazısının kaldırıldığını ve sadece "valilik" yazıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, arkadaşlarının bu konuda önerge verdiklerini, ilgili bakanın tabelaya sığmadığı için yazının kaldırdığını söylediğini aktardı. "Tabelaya sığar, senin kafana sığmamıştır o" diyen Kılıçdaroğlu, şunları belirtti: "Bu operasyon, 17 Aralık operasyonu, cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonudur. Bu operasyon, devletin sırrının birilerine pazarlanmasının operasyonudur, rüşvet karşılığında. Rıza Sarraf soruyor İçişleri Bakanı'na, Muammer Güler’e, ‘MİT, beni takip ediyor mu? Emniyet istihbarat beni takip ediyor mu?’ ‘Hiç meraklanma’ diyor, ‘Kimse seni takip etmiyor, sana bir şey olursa önüne yatarım’ diyor. Bunlar resmi kayıtlar, önümüzdeki günlerde bütün ayrıntılarıyla öğreneceksiniz. Bir devletin İçişleri Bakanı 'oğluna çıkar sağladı' diye nasıl olur da birisinin önüne yatar? Berkin’in önüne yatan var mı? Vatandaşın önüne yatan var mı? Niye yatıyor? Para için yatıyor. Para için yatan adama ‘adam’ denir mi? 'Adam' denmez, zaten biz de 'adam' demiyoruz." Kastamonu'da belediye başkan adaylarının Mehmet Yıldırım olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, Kastamonuluların daha önce onu bir dönem milletvekili seçtiğini, Yıldırım'ın meclis kürsüsünden Kastamonu sarımsağını bütün dünyaya tanıttığını kaydetti. Yıldırım'ın Kastamonu için çalışmak istediğini, Nazım'ın "yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine olmalı" dediğini ve bunun için yola çıktıklarını, güçlerini halktan aldıklarını ve hep birlikte mücadele edeceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından partisinin Kastamonu ve ilçe belediye başkan adaylarını tanıttı.