Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği Dış Ticaret Eğitim Semineri Kongre ve Fuar Merkezi’nde yapıldı. İhracat yapmak isteyenlere, yeni başlayanlara ya da ihracat yapan ve yeni pazarlar bulmak isteyenlere yönelik eğitim seminerini Ekonomi Bakanlığı, DEİK, ABİGEM ve KOSGEB’ten uzmanlar gerçekleştirdi.
ÇTSO Dış Ticaret Eğitim Semineri’nin açış konuşmalarını ÇTSO Başkanı Bülend Engin ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner yaptı. ÇTSO Başkanı Bülend Engin, konuşmasında ekonominin gelişiminin önemli göstergelerinden biri olan dış ticaretin çok kapsamlı bir konu olduğunu ifade etti. Profesyonel bir yönetici olarak katılımcılarla dış ticaret konusundaki deneyimlerini ve yaşadıklarını paylaşan Bülend Engin, 1980 öncesi dönemde yüksek gümrük vergileri ve ABD gibi pazarlara ihracatın güçlüklerini dile getirdi. Engin, “Özal dönemi ile birlikte ihracatçıya teşvikler gelmiş, ancak sıkıntılar hemen bitmemiştir. Eleman sıkıntısı sebebi ile ne yazık ki ben de mektepli ihracatçıların değil alaylı ihracatçıların arasına katılmak durumunda kaldığımı sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye’de temsilcilik açmamış Amerikan, Avrupa ya da çok uluslu büyük tekelci şirketlerle ihracat yaptım ve ben de o devirde alaylı oldum” diye konuştu.
ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner de açılış konuşmasında, Cumhuriyetin 100. Yılında 500 milyar dolar ihracat hedeflendiğine dikkat çekerek, “Bu hedefe nasıl ulaşılır, tabii ki her yıl belli bir büyüme oranını yakalayarak ulaşabiliriz. Elbette Çanakkale’nin de yüzüncü yıl hedefine belli bir katkı koyması gerekiyor. Olağanüstü bir şey olmaz ise 2023 yılına geldiğimizde 500 milyar dolar bugünün 150 milyar dolar gibi bir rakamına tekabül edebilir. Gözümüzde büyüttüğümüz rakam çok büyük bir rakam da olmayabilir. O günler geldiğinde biz belki 500 milyar doların üzerine, 1 trilyon dolara çıkıp bundan mutlu olmayabiliriz. Çanakkale özeline gelirsek, Çanakkale’de belli firmaları dışarıda bıraktığınızda, İçdaş, Kalebodur, Doğtaş ve Akçansa Sabancı Grubu gibi ki bu firmalar aslında Çanakkale’nin değil Türkiye’nin, Dünya’nın devleri, bunları dışarıda bıraktığımızda Çanakkale’nin ihracatta kendisinden bekleneni veremediğini söyleyebiliriz. Oysaki Çanakkale her alanda potansiyeli çok yüksek bir ilimiz. Neden Çanakkale bu kadar gerilerde? Belki bunun üzerinde bir analiz yapmak gerekiyor ve bu analizleri yaparken de şunları söylemek doğru olmaz; Çanakkale Türkiye’nin en batısında, demir yolları yok, kara yolları zayıf dersek yani ulaşım teorisiyle bunu açıklamaya çalışırsak bu da çok doğru olmaz. Çünkü Çanakkale’den çıkan devlere bakarsanız örneğin İÇDAŞ, demir-çelik gibi ulaşımın çok ciddi masraflar tuttuğu bir sektörde çalışıyor. Kalebodur’a bakarsanız seramik çok ağır taşınması güç, çimento ve Doğtaş’ın mobilyası da öyle, ulaşım elbette önemli ama tek belirleyici değil. Burada önemli olan başka marifetler ortaya koyabilmek. O marifetler Çanakkale’deki sektörlerde ne kadar ortaya çıkarılabilir ona bakmak lazım” diye konuştu.
Tatlan Tatlıları’nın sahibi Bahar Yurt ise, pazar araştırmalarını, dahili işleme rejimi uygulamasını nasıl keşfettiklerini, sertifikaları belgeleri hazırlamayı nasıl öğrendiklerini anlattı. Yurt, “Yazışmalar oluyordu, numuneler gidiyordu ama ihracat olmuyordu. Umudumuzu kesiyorduk ki fuarlara gitmeye başladık ve bu fuarın sonrasında ilk ihracatımızı Almanya’ya yaptık. Arkasından Yunanistan geldi ve çark dönmeye başladı” dedi. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nden Cengiz Karabayır, tarımsal ve gıda ürünlerinin ihracatında karşılaşılan sorunlara değindi ve Bakanlığın ihracata yönelik desteklerinden söz etti. ABİGEM Uzmanı Ayşe Müge Ak da, ihracatçıların sabırlı ve kararlı olmaları, bütçe hazırlamaları gerektiğini belirterek, ilk adımın tüm şirketin ihracata inanması ve şirket ürünlerin ihracata hazır olması olduğunu vurguladı. Seminere Çanakkaleli firmaların temsilcilerinin yanı sıra ÇOMÜ’den Dış Ticaret Bölümü öğrencileri katıldı.