Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi ziyarette bulunmak üzere eşi Kraliçe Rania Abdullah ile birlikte Türkiye’ye gelen Ürdün Kralı Abdullah onuruna akşam yemeği verdi.
Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Kral Abdullah ve eşi Kraliçe Rania, Çankaya Köşkü’nde verilen yemek öncesinde davetlileri karşıladı. Yemeğe TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve eşi Neriman Kamuran Özel, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve eşi Esra Şimşek, Ürdün Krallığı bürokratları, milletvekilleri, işadamları ve yabancı misyon temsilcileri katıldı.
Yemek öncesinde yaptığı konuşmada; Kral Abdullah’a “Kardeşim” diye hitap eden Cumhurbaşkanı Gül, bu ziyaretin sürekli gelişim çizgisi izleyen ikili ilişkilere yeni bir ivme kazandıracağını, bölgesel barış, huzur, ve istikrara katkıda bulunacak sonuçlara vesile olmasını temenni ettiğini söyledi. Türkiye ve Ürdün halkları arasında kökleri yüz yıllar öncesine uzanan sarsılmaz bir dostluk ve kardeş bağının mevcut olduğunu ifade eden Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Ürdün Emiri 1. Abdullah arasında müstesna bir dostluğun tesis edildiğini, merhum Kral Hüseyin ile Majesteleri Kral Abdullah döneminde dönemlerinde de özel ilişkilerin sürdürüldüğünü belirtti.
“ATTIĞIMIZ ADIMLARIN MEYVESİNİ TOPLUYORUZ”
2009 yılında Ürdün’e yaptığı resmi ziyarette Serbest Ticaret Anlaşması Karşılıklı Vize Muafiyeti Anlaşması, Gümrük Konularında İşbirliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşması’nın imzalandığını hatırlatan Gül, “O zaman birlikte attığımız bu adımların bugün meyvelerini vermeye başladığını memnuniyetle müşahede ediyorum. Ticaret hacmimizin ve karşılıklı ülkelerimizi ziyaret eden vatandaşlarımızın sayısının kayda değer oranda artmasıyla ve DİSİ projesinin tamamlanmak üzere olmasıyla iftihar ediyorum” dedi.
“FİLİSTİN MESELESİ ÇÖZÜLMEDEN BÖLGEDE KALICI BARIŞ VE İSTİKRAR TESİS EDİLEMEZ”
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı etkisi altına alan siyasi değişim ve toplumsal dönüşüm hareketleri nedeniyle tarihi bir süreç yaşandığını ifade ederek kardeş halkların hak, hukuk ve haysiyete dayanan meşru taleplerinin karşılanması için hep yanlarında olduklarını söyleyen Gül, “Majestelerinin baştan itibaren ortaya koydukları siyasi vizyonu biliyor, Ürdün’de siyasi ve ekonomik reform yönünde atılan adımları kuvvetle destekliyoruz. Bölgesel sorunların altında yatan nedenler ve bunların çözüm yolları konusunda görüşlerimiz büyük ölçüde örtüşmektedir. Her ikimizde Filistin meselesinin bölgedeki sorunların merkezinde yer aldığına inanıyor, bu mesele çözülmeden kalıcı barış istikrarın tesis edilemeyeceğini vurguluyoruz. Esasen, bölgede halkların onur, adalet ve özgürlük taleplerinin karşılanmasının müstaceliyet kesbettiği bir dönemde Filistinlilerin kendi kaderlerine terk edilmesi düşünülemez. Suriye rejiminin uyguladığı şiddet, dost ve kardeş Suriye halkına büyük acılar yaşatmakta, ülkenin toplumsal dokusunu zorlamakta, kültürel mirasının ve fiziki altyapısının tahrip edilmesine yol açmaktadır. Türkiye ve Ürdün, Suriye’nin krizden en fazla etkilenen iki komşusudur. Bu bakımdan, Suriye krizinin halkın iradesi doğrultusunda gerçek bir siyasi geçiş süreci başlatılmak suretiyle biran önce çözülmesini arzu ediyoruz. Diğer bir ortak komşumuz olan Irak’ın istikrarının, siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına büyük önem atfetmekteyiz. Irak’ta güçlenmeye başlayan kutuplaşma eğilimleri ve bunun ülke içinde yol açtığı rahatsızlık endişe vericidir” diye konuştu.
“KUDÜS VE ORTA DOĞU’YA BARIŞ GETİREREK BÖLGEDE BARIŞIN TEMİNİ İÇİN ÇALIŞABİLİRİZ”
Türkiye’de sadece yeni ve eski veya bölgede devam etmekte olan değişimden değil, sürekli değişimler yaşanan bir bölgede barış ve güvenliği sağlamaya yönelik ortak taahhütlerden kaynaklanan daimi ortaklıktan bahsetmenin de yerinde olacağını söyleyen Kral Abdullah, “Ortaklığımız hiçbir zaman bugünkü kadar önemli olmamıştı. Hem Ürdün hem de Türkiye, bölgemizde yakın zamanda ortaya çıkan bölgesel gerilimler ve şiddet karşısında çok büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Birlikte gerek ortak komşumuz Suriye’de, gerek Filistinli kardeşlerimize yardım ederek iki devletli çözüm ve İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından da onaylanan Arap Barış Girişimi temelinde Kudüs’e ve geniş anlamda Orta Doğu’ya barış getirerek bölgemizde barışın temini için çalışabiliriz” şeklinde konuştu.
“MÜŞTEREK ÇIKARLARIMIZI İLERLETMEK İÇİN ÖNEMLİ FIRSATLARLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Karşı karşıya kalınan müşterek zorlukların sadece halklar için değil, aynı zamanda bölgenin ve dünyanın istikrarı için ortak çaba içinde olmayı gerekli kıldığını belirten Kral Abdullah, “Ortak zorluklar kadar müşterek çıkarlarımızı ilerletmek açısından önemli fırsatlarla da karşı karşıyayız. İşbirliğimizi ve ortaklığımızı güçlendirmek yönünde Ürdün’ün son derece istekli olduğu hususunda sizi temin edebilirim. Türkiye’nin de Ürdün’ün sunduğu benzersiz pazar olanaklarından ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine erişim konusunda iş dünyasına sağladığı kilit önemdeki stratejik konumundan faydalanabileceğini belirtmek isterim” dedi.
Kral Abdullah, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Uluslarımız barış, özgürlük ve refahı sağlamak için her zaman birlikte çalışmaya devam etsin.”