Antalya’nın Alanya ve Gazipaşa ilçelerinde dolum ve depolama tesisi olan bir akaryakıt dağıtım şirketinin kapasitesini yükseltmek istemesine, tarım ve turizmin yanısıra Caretta Caretta türü deniz kaplumbağalarının yuvalama ve yumurtlama alanını etkiyeceği için bölge halkı tepki gösterdi.Akaryakıt ve LPG depolama tesisleri 25 bin metreküplük beyaz ürün, 20 bin metreküplük LPG olmak üzere 45 bin metreküplük depolama kapasitesi olan ve bu kapasiteyi 100 bin metreküplük kapasiteye yükseltmek isteyen Aytemiz Akaryakıt Dağıtım AŞ.’nin ‘Yanasma Dolfeni Tesisinin Kapasite’ projesiyle ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı yapıldı. Tesisin bulunduğu Uğrak Mahallesi Yeşilöz Deresi Mevkii’ndeki bir restoranda gerçekleşen toplantıya, Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Ankara Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetilerinin yansıra bölge halkı ve mahalle muhtarları katıldı. Toplantıda, projenin ÇED raporu katılımcılara gösterildi. Ardından toplantıya katılanların görüşlerine yer verildiğinde ise gergin anlar yaşandı. Katılımcılar, bu projenin turizme, tarıma ve Caretta Caretta türü deniz kaplumbağalarının yuvalama ve yumurtlama alanına etkiyeceğini söyleyerek sert tepki gösterdi.“Şuan tekrar kapasite artısın istemiyoruz”Toplantı sonrası açıklama yapan Uğrak Mahallesi Muhtarı Suat Toksöz, Alanya’ya bağlı Uğrak Mahallesi Yeşilöz Mevkii’ndeki yapılmakta olan ve kapasite artımının istenmesinin canlı bomba olacağını söyledi. Toksöz, ”Konu hakkında bilgilendirme yapıldı diyorlar ama daha öncesinde her hangi bir bilgilendirme yapılmadı. Şu an tekrar kapasite artısını istemiyoruz. Caretta Carettaların komple üretim alanları yok oldu. Bu bölgelerde turizm tamamen bitti. Bu sene bu tesisin olduğu sahilde ne yerli nede yabancı kimsenin denize girdiğini görmedik. Halk olarak bu olayı kesinlikle istemiyoruz” dedi.“Mahalle halkı tepkisinde haklı”50 senedir yurtdışında ve 2 senedir de Uğrak Mahallesi’ndeki dolum tesisinin olduğu bölge yaşayan İnşaat Mühendisi Recep Keskin, mahalle halkının tepkisinde haklı olduğunun altını çizdi. Keskin, ”Denizin içerisinde karaya 150-200 metre mesafedeki 40 tonluk bir geminin yanaşacağı dolum tesisinin yapılması 150 kilometrelik bir sahili verimsiz hale getirir. Çünkü biliyorsunuz turizm tamamen psikolojiktir. Aynı zamanda böylesi tesislere karşıdır. Onun için bu tesisin tekrar 160 tona çıkarılmasını anlamsız görüyoruz ve dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir şey. Denizlerimiz ve sahillerimiz çok önemli. Denizlerimizde 150 metreye kadar zaten bir yapılanma olmadığına ve doğal kalmasına seviniyoruz. Ama böyle bir tesisin yapılması tamamen tersi ve bence kanun dışı bir olay ve halkı hiçi saymaktır” diye konuştu.Bölgede evinin olduğunu da belirten Keskin, buraya milyonlarca yatırım yaptığını aktardı. Keskin, ”Araziye yatırım yaptım ve tarımla uğraşıyorum. Avrupalıları buraya taşımaya çalışıyorum. Fakat şu tesisi gördükleri zaman devamlı bir negatif görüntüdür ve bunu gören devamlı buradan kaçıyor. Zaten Türkiye turizm konusunda çok zorlanmakta ve ülkemize gelen turist sayısı 40 milyondan 20 milyona indi. Eğer bu tesisler buradaki sahillerde yapılırsa, patlama, koku ve sızmadan dolayı bu hale kimse gelmez. Bizim beklentimiz olan 15-20 milyarlık turizm geliri de sıfırlanır. Onun için ben tesisin büyütülmesine karşı çıkıyorum halkla beraber” şeklinde konuştu.Devlet tarafından bölgede 2000 yılında bir imar çalışması başlattıklarını söyleyen mahalle sakini Abdurrahman Toksöz, bu çalışmanın 17 yıldır devam ettiğini ve sona ulaştığını aktardı. Toksöz, ”Son 4 yıldır Aytemiz Akaryakıt Alanya Dolum Tesisi burada faaliyet gösteriyor. Bunun bizim çevremize ve kirletip turizm açısından da olumsuz yönde etkileyeceği için tesisin daha da büyütülmesini asla istemiyoruz. 17 yıldır yapılan bu imar planını göze hiç görülmemesinin sebebi nedir. Devletimizin ve vatandaşımızın harcadığı paraların niye bir yetkili tarafından görülüp buna müdahale edilmemiştir. Bunları da ayrıca yetkililere sormak istiyoruz ve bizlere yardımcı olma konuşunda rica bulunuyoruz” diye konuştu."Burada ÇED raporu verilemez"Dolum tesisiyle ilgili ilk alınan ÇED raporunun hukuka aykırı olduğunu ifa eden İnşaat Mühendisi Menderes Şahin ise bunun üzerine 2’inci kez ÇED raporu istendiği ve o yüzden burada toplantı yapıldığını öne sürdü. Birinci raporu aldık ikinci raporu da alabilir miyiz gibi bir girişimin var olduğunu dile getiren Şahin şöyle konuştu: ”Burada ÇED raporu verilemez. Kanunen verilmesi imkansız. Burası Caretta Carettaların yuvalama alanı ve sayısı çok az olan Türkiye’deki yuvalama alanlarından bir tanesi bu bölgede. Dolasıyla buraya ÇED raporu verilmesi teknik anlamda mümkün değil. Bunun haricinde buranın denizin normale oranla sığ ve derin olmayan bir deniz. Yüklü gemilerin yanması zaten buraya çok zor. Bu gemiler buraya yanaşırken birkaç kılavuz gemi eşliğinde geliyorlar. Dolasıyla çok tehlikeli. Bunun için ÇED raporu verilmesi lazım. Birde burada yaptıkları inşaat Devlet Su İşleri’ne ait dere içinden gidiyor. Gördüğüm kadarıyla yaptıkları borulama işi fen ve sanat kurallarına aykırı“.