Fenerbahçe'nin eski stoperi Diego Lugano, kulübün 100. yılında yaşadığı stresten ve o dönemin başkanı Aziz Yıldırım'dan bahsetti.
Türkiye'de yaşadıklarımdan 10 tane kitap yazabilirim. Türkler, Uruguaylılara çok benziyor, bir anda yükseliyorlar. 1000'lerce anım var. İlk yılımda Ümit Özat kaptandı, Alex gibi bir oyuncu vardı ve 100. yılda şampiyon olmalıydık. Hayatımda böyle bir baskı görmedim.
Bir gün yemekteydik, yabancılar maaşları alamadığı için sinirliydi ve kaptan bana, 5 aylık maaşını alamadığını söyledi. Tercümana başkan ile görüşmek istediğimizi söyledik ama ondan önce başkan ona, ikimizle konuşmak istediğini söylemiş. Maça çıktık, kazandık ve sonra ofisine gittim. Ofisine gidince, el kol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya başladı, hiçbir şey anlamadım. Sinirli bir Türk, başka kimseye benzemiyor. Masaya vurdu, bir şeyleri tekmeledi, bizi tehdit mi ediyordu anlamadım. Konuşmak istediğimizde de bizi ofisten attı. Tercüman çevirmek istemedi. Çok gergindi. 100 yıllık bir kulüpte olduğumuzu, 25 milyon taraftarı olduğunu ve Güney Amerikalıların maçtan 1 gün önce para konuşmasının kabul edilemez olduğunu söylemiş. Halbuki biz hiçbir şey söylememiştik.
Bir dönem eşcinsel bir takım arkadaşım oldu. Başlangıçta bu çok tartışılan bir konuydu ancak önemli olan ne kadar verilmli, ne kadar iyi bir insan olduğun ve işini iyi yapıp, kimseye zarar vermediğin. Gerisi önemli değil.
Ben tabu adamı değilim ama bununla birlikte bu insanlar çıkıp hemen açıklasın da demiyorum. Herkesin kendi hayatı. Futbol, maçı bir ortamda geçiyor, bu doğru. Hepimiz homoseksüel oyuncularla deneyimler yaşadık. Soyunma odasında herkese aynı yaklaşabiliyorsa, sorun yoktur. Bence bu durum doğal.
Ertesi gün kaptana gittim, bizim onu da savunmak istediğimizi söyledim, herkesi savunmak istediğimizi belirttim. Bana, 'Senin benim hakkımı korumanı mı istedim' dedi. 'İstediysem, özür dilerim' dedi. Benim tek başıma bu durumu yarattığımı söyledi. Çok başka bir kültür olduğunu söyledi. Orada başkanın istediğini yapma hakkı vardı.
Kaptan olmak, soyunma odasının kontrolünü elinde tutmak, bir sır gerektirmiyor. Önemli olan, kendin olmak. Her gün düzenli olarak gösterdiğin belli bir davranış modelin varsa, bu senin saygı görmeni, sevilmeni sağlıyor.
Suarez'in Chiellini'yi ısırdığı maç... O ana kadar neler yaşandığına da bakmak lazım. Tüm maç boyunca onu kovaladılar. Kulübeden sürekli onu provoke ettiler. Bu sadece bir ısırık değildi, bu maçtan sonra Suarez'e büyük bir ceza verildi ve kariyerinin en iyi 2 yılında Uruguay forması giyemedi. Ona karşı olan tutum, barbarlıktı.
(Sporx)