Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi sıkıştırmaya yönelik hamleleri uzun süredir boşa çıkardık, boşa çıkarmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Libya ile antlaşma da bunun bir parçasıydı." dedi.
Kırıkkale Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Topluluğunca Kocatepe Konferans Salonu'nda düzenlenen "Masada ve Sahada Güçlü Türkiye" konferansına katılan Kıran, burada yaptığı konuşmada, geçen hafta Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Serrac'ın Türkiye'de olduğunu anımsatarak bu ziyaret vesilesiyle önemli iki anlaşma imzaladıklarını vurguladı.
Kıran, imzalanan anlaşmalardan birinin "Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası", diğerinin de Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri de çok yakından ilgilendiren, Türkiye'nin konumunu ve haklarını çok daha farklı bir noktaya taşıyacak olan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası" olduğunu belirterek, "Sabah Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının görüşmeleri için TBMM Dışişleri Komisyonundaydık. TBMM Genel Kuruluna sevk edildi ve görüşülecek. Bu, sahada ve masada güçlü Türkiye'nin bölgemiz ve dünya için ne kadar önemli olduğunun ifadesi. Başka bir ifadeyle tescillenmesi olacak." diye konuştu.
Kıran, bugün Doğu Akdeniz'de bazı ülkelerin tek taraflı oldubittileriyle egemenlik mücadelesi ve hidrokarbon kaynakları paylaşım mücadelesi olduğunu vurguladı.
Bu mücadelede Türkiye'nin yalnızlaştırılmaya yönelik hamleler olduğuna dikkati çeken Kıran, şöyle devam etti:
"Bu tek taraflı oldubittilerle, uluslararası hukuka aykırı tavırlarla, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin AB üyeliğini de istismar etmek suretiyle, birtakım mesnetsiz, hiçbir hukuka veya uluslararası ilişkiler teorisine yaslanmayan, hiçbir kaide ve kuralla bağdaşmayacak şekilde davranan ülkeleri arkasına almak suretiyle Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi sıkıştırmaya yönelik hamlelerini uzun süredir boşa çıkardık, boşa çıkarmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Libya ile anlaşma da bunun bir parçasıydı. Bu yüzden Doğu Akdeniz'deki bu egemenlik mücadelesinde Türkiye'yi sıkıştırmaya, yalnızlaştırmaya yönelik hamlelere de çok önemli meydan okumaydı."
- "Kıbrıs Adası'nın batısındaki sınırlarımızı BM'de tescil ettirmiş olacağız"
Kıran, Doğu Akdeniz'de bugüne kadar 4 farklı araştırma yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu sondaj gemilerimizin oraya donanmamızla birlikte gitmesi sonrası Türkiye'nin kararlılığı karşısında orada bazı uluslararası firmaların da gemilerini geri çekmeye ve faaliyetlerini sonlandırmaya varacak kararlar aldığını gördük. Libya ile anlaşmanın ikinci boyutunda da özellikle bölge ülkeleriyle yaptığımız iş birliğinin bir yansıması oldu. Bu anlaşmaya verilen tepkileri de takip ettiğinizde özellikle Yunanistan ve Mısır'ın gösterdiği aşırı tepkiler, hiçbir mesnedi, dayanağı olmayan iddialarla anlaşmaya yönelik açıklamalar, bizim için hiçbir şekilde kabul edilemez. İnşallah bugün TBMM'de onaylandığı takdirde ve Libya Başkanlık Konseyi tarafından da bu anlaşma onaylandıktan sonra BM'ye bildirilmesi suretiyle biz deniz yetki alanlarımızı, özellikle Kıbrıs Adası'nın batısındaki sınırlarımızı tam anlamıyla BM'de tescil ettirmiş olacağız."
- Valilik ve Silah Fabrikası ziyareti
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Kırıkkale Valisi Yunus Sezer'i ve MKEK Silah Fabrikasını ziyaret etti.
Silah fabrikası ziyaretinin ardından açıklamalarda bulunan Kıran, Kırıkkale'nin çok farklı özelliklerinin olduğunu ve bunların başında da savunma sanayindeki kritik rolünün geldiğini dile getirdi.
Kıran, hem masada hem sahada güçlü olmanın önemli kurallarının olduğuna dikkati çekerek, "Bunların en önemlisinin başında da caydırıcı güç olmanız geliyor. Caydırıcı güç olmanın yöntemi de güçlü bir orduya ve güçlü bir savunma sanayine sahip olmanızdan geçiyor. Bugün Türkiye savunma sanayinde yüzde 70 yerlilik oranıyla hem sahada hem de masada güçlü olduğunu ispat ediyor. Savunma sanayimizin katettiği gelişim son derece önemli." ifadelerini kullandı.