Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Her bir gencimiz bizim için ayrı bir değerdir; ilgiyi, iyiliği, desteği ve sevgiyi hak etmektedir. Onların insanlığa faydalı, milli ve manevi değerlerine bağlı, bilinçli ve ideal sahibi fertler olarak yetişmeleri için hep birlikte gayret gösterelim." dedi.
Erbaş, Bursa'daki tarihi Ulu Cami'de hutbe okudu, cuma namazı kıldırdı.
"Gençlerimiz En Büyük İmkan ve Zenginliğimiz" konulu hutbede Erbaş, gençliğin insan ömrünün baharı, hayallerin ve fikirlerin yeşerip geliştiği, güç ve heyecanın zirvede olduğu dönem olduğunu belirtti.
Gençliğin iyi değerlendirildiğinde kişiye dünya ve ahiret saadetini kazandıracağını, aksi halde ise pişmanlıkla anılan yıllara dönüşeceğini aktaran Erbaş, "Nitekim Peygamberimiz 'İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin kıymetini bilin.' uyarısında bulunur. Sevgili Peygamberimizin müjdesine göre, Allah'a kulluk bilinciyle yetişen genç, dehşetli kıyamet gününde arşın gölgesi altında korunacaktır" dedi.
"Sevgili genç kardeşim, sen şimdi hayatının en kıymetli anındasın." diyen Erbaş şöyle devam etti:
"Aziz milletimizin ve insanlığın umudusun. Zira sen, Hazreti İbrahim’in tevhit mücadelesini, Hazreti İsmail'in teslimiyetini, Hz. Yusuf'un onurunu, Ashab-ı Kehf'in samimiyetini ve Hazreti Muhammed Mustafa'nın hak davasını kuşandığı çağdasın. Hazreti Asiye'nin imanını, Hazreti Meryem'in ahlakını, Hazreti Hatice'nin cesaretini, Hazreti Aişe’nin ilim aşkını gönlüne nakşedecek yaştasın. Genç Kardeşim; sen, bu topraklarda imanından aldığın güç ve vatanına olan sevdan ile yürüdüğünde Malazgirt'te Anadolu'nun kapılarını İslam'a açtın. İstanbul'u fethedip Resul-i Ekrem'in muştusuna nail oldun. Çanakkale'yi geçilmez kılıp İstiklal Mücadelesi'nde yedi düvele karşı koydun. 15 Temmuz'da devletimizin bekası ve milletimizin selameti için canından cananından geçtin ama vatanını hainlere teslim etmedin."
Erbaş gençlerin, gelecek ve umut olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:
"Bizi güçlü kılan en büyük imkan ve zenginliğimizdir. Her bir gencimiz bizim için ayrı bir değerdir; ilgiyi, iyiliği, desteği ve sevgiyi hak etmektedir. Onların insanlığa faydalı, milli ve manevi değerlerine bağlı, bilinçli ve ideal sahibi fertler olarak yetişmeleri için hep birlikte gayret gösterelim. İlkokuldan itibaren 26 milyon öğrencimiz var sadece ülkemizde. Bu ne büyük bir zenginliktir. Onları ilim, irfan, bilgi, hikmet, edep ve sanatla donatmak için hep birlikte gayret edelim. Kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız olarak en büyük yatırımı gençlerimize yönelik yapmalı ve onların bu özelliklere sahip yetişmeleri için daha çok çalışmalıyız.
2021 yılının 'İstiklal Marşı Yılı' olmasını da fırsat bilerek 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?/Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!/Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hüdâ/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda/Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli:/Değmesin mabedimin göğsüne nâmahrem eli;/Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli-/Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli' mısralarıyla coşsun gençlerimiz, çocuklarımız ve onları bağrımıza basalım. İstiklal Marşı'nda geçen ifadeler ne kadar önemli. Al sancağa, şanlı hilale sahip çıkan, Hakk'a tapan, iman dolu göğsü gibi serhaddi olan, bastığı yerlerde binlerce kefensiz yatan şehitlerin olduğunu bilerek yürüyen ve onlardan helallik isteyen bir gençlik bizim en büyük hazinemiz olacaktır. Eğer böyle bir niyet ve samimiyetle çalışırsak yüce Rabb'imiz karşılığını bize mutlaka verecektir. Ayet-i kerimede vadediyor; insana ancak çalışmasının karşılığı vardır ve çalışmasının karşılığını muhakkak görecektir."