Diyarbakır’da bir grup sivil toplum kuruluşu temsilcisi, İsrail’in Filistin’e saldırılarını kınadı.Memur-Sen ve Özgür-Der’in de aralarında bulunduğu 72 sivil toplum kuruluşunun üyeleri, Sur ilçesindeki Ulu Camii’nde kılınan cuma namazının ardından İsrail’in Filistin’e düzenlediği saldırıları protesto etti. Grup adına açıklamayı okuyan Mehmet Deniz, İsrail’in karadan saldırıyı yapması halinde yeni katliamların oluşacağını söyledi. Son günlerde yaşanan saldırıda 71 Filistinlinin hayatını kaybettiğini anlatan Deniz, "İsrail Ramazan ayının ilk günlerinden itibaren Gazze'ye saldırmaya, mazlum Filistin halkını katletmeye devam ediyor. İşgalci Siyonist çetenin Gazze'ye yönelik saldırılarında şimdiye kadar 81 kardeşimizin hayatini kaybettiği yüzlerce kardeşimizin de yaralandığı ve Siyonist rejimin saldırılarını genişleterek ölüm yağdırmaya devam ettiği Filistinli yetkililerce bildirilmektedir. Özellikle son 4 gündür Gazze’ye yoğun hava saldırısı düzenleyen işgal ordunun 30 bin yedek askerini göreve çağırması, ordunun Gazze’ye karadan müdahale tasarısını onaylaması, Siyonist barbarlığın yeni katliamlara hazırlandığı göstermektedir. Siyonist çete üç Yahudi işgalcinin ölümünü bahane ederek, Hamas başta olmak üzere Filistinli direniş gruplarını Doğu Kudüs, Bati Şeria ve Gazze halkını topluca cezalandırmaya ve yok etmeye çalışmaktadır. Filistin halkı, Siyonist teröre ve işgale karşı direnişi seçtiği, bu kararlılığından ödün vermediği ve böylece mazlum halklar için cesaret ve umudun simgesi haline geldiği için egemen güçler tarafından cezalandırılmaktadır. Yeryüzünün en büyük cezaevi haline getirilen bu mübarek beldenin izzetli halkı, Siyonist teröre teslim olmadığı için tüm dünyanın gözü önünde yıllardır yokluğa, işkencelere ve katliamlara maruz kalmaktadır" dedi."ARTIK DÜNYAYA, BM'YE, KÜRESEL GÜÇLERE SESLENMİYORUZ"İsrail’in Filistin saldırısına uluslararası kuruluşların sessiz kaldığına vurgu yapan Deniz, artık uluslararası kuruluşlara seslenmeyeceklerini söyledi. Deniz, "BM-ABD-Siyonist rejim ortaklığı arkasına işbirlikçi rejimleri de alarak insanlığın sessiz bakışları arasında Gazze’de tarihin en korkunç katliamlarından birini gerçekleştiriyor. Bu katliam girişimine müdahale etmesi gereken uluslararası kuruluşlar, söz konusu Filistin olunca her zamanki gibi derin bir sessizliğe gömülmekte. Siyonist teröre karşı meşru müdafaa hakkını kullanan Filistinli direniş gruplarını öne çıkararak, İsrail'in kendini savunma hakkı gibi saçma tezlerle Siyonist zulmü meşrulaştırmakta ve bu zulme ortak olmaktalar. Artık dünyaya, BM'ye, küresel güçlere seslenmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, taşlardan ve bedenlerinden başka silahları olmayan Filistinli kardeşlerimizi terörist, işgale karşı sürdürülen özgürlük mücadelesini ise terör eylemleri olarak yaftalayan emperyalist güçler Siyonistlerin bu zulümlerini değil kınamak, bilakis desteklemektedir" diye konuştu."MAALESEF GÖREVİNİ YAPMAYAN BİZ MÜSLÜMANLARIZ"Deniz, Müslümanların birlik beraberliğinin yeterli derecede olmadığına da dikkat çekerek, artık devletlerarası diplomasinin çöktüğünü, halkların diplomasisine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Deniz, "Zalimlere karşı buğz ve beddua etmesinin ötesine geçip, siyasi sınırları aşarak kendi ümmet diplomasimizi ortaya koymalı, İslam coğrafyasını kan deryasına çeviren tiranların, zalimlerin eseri olan bu kaotik zeminden yeni bir coğrafya inşa etmeliyiz. Aksi takdirde bugün yaşadıklarımızın on misli ölüm, açlık, hicret ve sefaletle karşı karşıya geleceğiz. Müslümanlar olarak tarihten bugüne taşınan bu cinayetlerin verdiği mesajı iyi anlamalıyız. Zalimler kendi görevini gayet muntazam bir şekilde yerine getiriyor. Maalesef görevini yapmayan biz Müslümanlarız. Bu sebeple zalimin zulmünü bitirmesini beklemiyor, ondan merhamet dilenmiyoruz. Biliyoruz ki, bizim bizden başka kimsemiz yoktur. Ve yine biliyoruz ki bu vahşet ancak Müslümanların yekvücut halinde karşı duruşlarıyla bitebilir. Ya bir araya gelmeyi öğreneceğiz ya da her gün, her hafta, her ay bir araya gelip kınamalar yapmakla yetineceğiz. Müslümanlar her türlü ayrılığı aşmadıkça, mücadelelerini bir namaz kılar gibi tek bir hedefte toplamadıkça, ne zulüm biter ne de gözyaşı. Bundan ötürü yaşananların manasını iyi kavrayanlar olarak tepki, boykot ve kararlı faaliyetlerimizi daha sık, daha organizeli ve daha bir yaptırım gücüne sahip şekillere büründürmek zorundayız" şeklinde konuştu.Açıklamanın ardından grup sessizce dağıldı.