Mehmet TÜRK/DİYARBAKIR, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir mermer fabrikasını bugün ziyaret etti. Ziyaret sırasında Kışanak'a, DİSİAD Başkanı Burç Baysal, DOGÜNKAD Başkanı Nevin İl, GÜNTİAD Başkanı İhsan Oğurlu, OSB yönetimi ve mütevelli heyeti ile çeşitli bankaların bölge müdürleri de eşlik etti. Fabrika yemekhanesinde işçilerle birlikte yemek yiyen Kışanak, daha sonra tesisi gezerek, yetkililerden bilgi aldı.
"FABRİKALARIN KAPATILDIĞI DOĞRU DEĞİL"
Gezi öncesi konuşan DİSİAD Başkanı Burç Baysal, 6-7 Ekim'deki Kobani Olayları ardından fabrikaların kapatıldığını ve işadamlarının kenti terkettiğine dair iddiaların doğru olmadığını anlattı. Baysal, şöyle dedi:
"Kentimiz ekonomik anlamda durağanlık yaşadığını, kentin iş insanlarının 6-7 Ekim olayları vesilesiyle kenti terkettiklerine dair bütün yazılanların yanlış olduğunun göstergesidir aslında bu topluluğumuz. Hiçbir şekilde, hiçbir işadamımız ne yatırımını bir tarafa bırakmış, ne de yatırımını durdurup, kenti terk etmemiştir. Kentimiz keonomisinin sürdürülebilirlir bir şekilde büyümelerini devam ettirdiğini herkes görüyor. Bütün hareketlilik içerisinde, çalışanlarımız ve billeşenlerimizle birlikte, kent ekonomisini daha yukarılara çekme çabası içerisindeyiz. Diyarbakır şehri ekonomik anlamda hiç olmadığı kadar aslında hızlı bir hareket içerisinde olduğunu herkesin bilmesi lazım. Bunu dile getirenleri vicdana, gerçek anlamda iş yapanlara saygıya davet etmek istiyorum."
KIŞANAK, SANAYİCİLER DİYARBAKIR'A SAHİP ÇIKTI
Daha sonra konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır'ın tarih, kültür ve geçmişiyle çok iddialı bir kent olduğunu, sanayici ve iş insanlarının ekonomik katkılarıyla kente sahip çıktığını söyledi. Başkan Kışanak, şöyle konuştu:
"Diyarbakır, Amed çok iddialı bir kent. Tarihi, kültürü ve geçmişiyle, gelişim potansiyeli ile son derece iddialı bir kent. Ufak tefek esintilerden etkilenecek bir kent değil. Sanayici ve iş insanlarımıza da kararlı duruşlarından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bu bir iddiadır, buranın ekonomik gelişmesine katkı sunmak, Amed'e sahip çıkmaktır. Bu duruşu sergiledikleri için onlara da teşekkür ediyorum. İddiasını bu kentte gerçekleştirme çabasında olan tüm sanayici ve iş insanlarımızı tebrik ediyorum. OSB, tüm fabrikalarıyla çalışıyor. Bu ivme devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Tekstil OSB, Hayvancılık OSB kurulyor. Sektörel olarak da daha da uzmanlaşan bir çalışma devam ediyor. Yerel yönetimler olarak, ekonomi konusunda daha fazla hayatın içerisinde var olacağımızı ifade ettik. Bu kapsamda Yerel Ekonomileri Güçlendirme Daire Başkanlığı'nı kurduk. Ayrıca bu sanayiyi güçlendirmek için her zaman iş insanlarımızla birlikte olacağız. Yerel yönetimler olarak, her zaman onların yanında olacağız, elimizden ne geliyorsa seferber edeceğiz diyoruz. Diyarbakır sanayicisi, siyasetçsi ve sivil toplum örgütleriyle son derece iddialı bir kent."
KIŞANAK'TAN BAKAN TANER YILDIZ'A DEDAŞ SİTEMİ
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, bir soru üzerine, DEDAŞ ile ortaya çıkan krizi değerlendirdi. İsim vermeden, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a da sitem eden Kışanak, "İspatlanamayan evrakları, delilleri ortaya konulamayan bazı faturalar var, Bunun diyalogla aşılacağını daha önce söylemiştik. Aynı yolu açık tuttuk. Arkadaşlarımız bunun üzerinde çalışıyor. Belgelenebilir bir borç varsa, yasal prosedür içerisinde ödeyeceğiz. Diyarbakır'ın böyle bir sorunu yok zaten. Bu suni bir gündemdi. Tüm borçlarını zamanında ödeyen tek belediyeyiz. Tamamen geçmişe dair, TEDAŞ ile DEDAŞ arasında geçiş süresinde evrakları, kayıtları yeterince ortada olmayan borç üzerinedir. Bununla ilgili teknik çalışmalar devam ediyor. Umarım sorun bu şekilde çözülür. Bu vesileyle üzülerek sayın bakanımıza sitemimi iletmek istiyorum. Benim 'Önceki borçlar beni ilgilendirmiyor' diye bir demecim olmadı. Yönetimde devamlılığın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Sorun, DEDAŞ'ın özelleştirme öncesiyle ilgilidir. Yönetimimizle ilgili borçlar değil. Sayın bakanımızın, böyle süpekülatif bir cümle kurmak yerine, 'DEDAŞ'ın özelleştirmesinden kaynaklı bir sorun' olduğunu demesi daha doğru olurdu" diye konuştu.
Kışanak, BDP'nin eski eş genel başkanı olarak, HDP'nin seçime parti olarak girmesini nasıl değerlendirdiği sorulunca bunun risk olduğunu ancak bu riski alma zamanının geldiğini söyledi. Başkan Gültan Kışanak, şöyle konuştu:
"Kesinlikle yer ve zamanı gelmişti. Türkiye demokrasisine katkı sunan bir siyasi geleneğiz. Bizim çabamızla, aldığımız risklerle, toplumsal mücadelemizle, Türkiye'de demokrasi her gün bir adım daha ilerliyor. Türkiye siyasi tarihini yazanlar tarafından hakkı teslim edilen bir mücadeledir. Örneğin kadın konusunda, siyasi partilerde eş başkanlık uygulanıyorsa, bizim yarattığımız demokratik bir gelişimdir. Bunun gibi toplumsal muhalefet yarataan bir hareketiz. Halkın gücüne, iradesine güvenerek, bu barajı kaldıracağız. Bu kadar iddialıyız. Darbe hukukunu ortadan kaldırmak için yola çıkıyoruz. Bu darbe artığı yasa değişecek, boşa çıkartılacak. Türkiye, bir daha barajları tartışmayacak. Ne yazıkki Türkiye'de demokrasi mücadelesi böyle riskler alarak ortadan kaldırılıabilecek. Böyle bir riski alma zamanı gelmişti. kesinlikle bir HDP'nin, bizim böyle bir baraj sorunu yoktur. Seçim sonrası halkın demokrasiden yana, çözümden yana bir çözüm, bir tutum alacak. Sonuçta bu herkes için iyi olacak."
Kışanak, Türkiye'de HDP'nin barajı aşmaması durumunda ne olacağının tartışıldığını ancak bunun doğru olmadığını bildirirken HDP'nin barajı aşmaması değil, barajı aşması durumunda ne olacağının tartışılması gerektiğini savundu. Başkan Gültan Kışanak, "Bu negatif tartışmadır, bunu pozitif tartışmaya evriltmek lazım. HDP barajı aşması halinde ortaya çıkacak o kadar çok pozitif gelişme varki, Türkiye siyaseti bunu konuşmalı. Bunu başarabileceğimize inanıyorum. Tüm arkadaşlarımızın, HDP'nin yolu açık olsun. Halk gümbür gümbür Ankara'ya, parlamentoya yürüyor. Çözümü de, demokrasiyi de Ankara'ya parlamentoya taşımakla ortaya çıkacaktır" diye yanıt verdi.
Kışanak, seçimde sürpriz yapacak bir potansiyel olduğunu düşündüğünü, herkesin yüzde 10 oranında konuştuğunu ancak yarın çok daha fazla rakamların konuşulacağından emin olduğunu söyledi.