Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD), Acil İhtiyaçlar Projesi (AİP) Vakfı aracılığıyla 20 annenin isteklerine kavuşmasına öncülük etti.
İş dünyası için ürettiği projeler kadar, sosyal sorumluluk projeleri ile de dar gelirli, desteğe muhtaç ailelere ve onların gönüllerine dokunmaya gayret gösteren Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD), Acil İhtiyaçlar Projesi (AİP) Vakfı ile Anneler Günü ile yeni bir projeye destek oldu. Daha önce de DOSABSİAD olarak kıyafet desteğinde de bulundukları AİP’in Kurucu Başkanı Ebru Nurluoğlu, DOSABSİAD’ın görüntülü toplantısına katıldı.
Kendisinin uzun süredir AİP Vakfı’nın destekçisi olduğunu hatırlatan Nilüfer Çevikel, 20 annenin isteklerinin Bursalı iş insanlarıyla karşıladıklarını, ayrıca yönetim kurulu üyeleriyle birlikte İstanbul’a giderek anne ve çocuklarıyla bir araya gelmeyi çok arzu ettiklerini belirtti. Annelerin genellikle kendileri için değil, çocukları ve evleri için istekte bulunduğunu vurgulayan Çevikel, “Annelerden bilezik, takı gibi talepler gelmiyor. Kendileri için bir şey istemiyorlar. Sanırım bu yaradılışla ilgili bir durum. Üyelerimiz ve iş dünyasının önde gelen isimleri kısa sürede bu talepleri üstlendi. Enteresan talepler geldi. Mesela bir çocuk top hayal etmiş. Tencere, tava talebinde bulunanlar var. Arkadaşlarımız da çocuk bezi, koltuk ve dolap, ayakkabı ve giyim ihtiyaçlarını karşılayabileceklerini belirtti. Bu ailelerin buzdolaplarını yiyecekle doldurabileceklerini ileten arkadaşlarımız da mevcut” dedi.
Ebru Nurluoğlu da çok küçük yaşta sosyal sorumluluk projeleriyle ilgilendiğini, 7 yaşında Trabzon’da kütüphane kurulmasına yardım ettiğini, 13 yaşındayken 1 aileyi evlat edindiğini, 21 yaşında da AİP Vakfı’nı kurduğunu anlattı. Türkiye’nin ve dünyanın en genç vakıf kurucusu ve başkanı olabileceğini belirten Nurluoğlu, vakıf aracılığıyla çok faklı şekillerde ailelere ve çocuklarına destek olunabileceğini aktardı. Vakıf olarak genellikle, babasız veya babası hayırsız olan ailelere ulaştıklarını dile getiren Nurluoğlu, “Biz aslında bu annelerin ve çocuklarının hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktık. Mesela bir keresinde bir grup anne ve çocuğunu pahalı bir restorana götürdüm. Bana, ‘Dürümcüye götürseydin ya karınlarını daha fazla doyururlardı’ diye eleştiri gelmişti. Ama ben ailelerin farklı bir deneyim yaşamalarını istemiştim. Gecenin sonunda anne ve çocuklarından ‘hayatımızın en güzel anını yaşadık’ diye çok güzel tepkiler aldım” diye konuştu.
Vakıf olarak her türlü projeye açık olduklarının altını çizen Vakıf Başkanı Ebru Nurluoğlu, “Dilerseniz 10 tane çocuğu alıp dışarı yemeğe götürebilirsiniz. Ya da birkaç aileye tereyağ ve yumurta gönderebilirsiniz. Çünkü inanın fırından özellikle daha ucuz olduğu için soğuk ekmek alan ve bu ekmeğin yanında katık bulamayan aileler de var. Bu tereyağ, yumurta veya diğer yiyecek desteklerini çok önemsiyoruz. Çünkü aç insan çaresiz kalır. Karınlar doysun ki okumaya, hayatlarını kurtarmaya odaklanabilsinler. Anneler genellikle kendileri için bir şey istemiyorlar. ‘Ben yandım onlar yanmasın diyerek’ isteklerini çocukları ve ailelerine yönelik kullanıyorlar” açıklamasında bulundu.
Dünyanın çok farklı coğrafyalarında yetimhaneleri gezdiğini de kaydeden Nurluoğlu, Vakıf olarak Kenya’da su kuyusu açılmasına da destek olduklarını, bu konuda ciddi anlamda bilgi birikimleri olduğunu dile getirerek, “Bizim vakfımızın isminin geçmesi gereksiz, isteyen herkese destekte bulunuruz” diye konuştu.