Uşak’ın Banaz ilçesinde yaşayan emekli banka memuru Hayati Arıkan (58), hayatını çok sevdiği geleneksel okçuluk ile renklendiriyor. Küçük atölyesinde yay ve ok üreten Arıkan, yarışmalarda giydiği geleneksel kıyafetleri de kendisi tasarlayıp kendisi dikiyor. Kama ve kılıç da yapan Arıkan, Ege bölgesinde malzemesini kendisi yapıp yarışan ilk sporcu olma özelliğini taşıyor.Emekli bankacı olan ancak emekli olmadan önce de sanatsal faaliyetlerde bulunduğunu ifade eden Hayati Arıkan, 5 sene önce başladığı geleneksel ok, bıçak ve giysi üretiminde bir hayli iddialı hale geldi. Arıkan, "Yağlı boya tablolar yapıyordum hatta İzmir ile Antalya arasında birçok il ve ilçelerde resim sergileri açtım. Bu doyumu kendimde sağladım. Boş gezmektense veya kahve köşelerinde sürünmektense daha önce bende olan yetenekleri fark edip kendimi sanata adamaya karar verdim" dedi.İlerleyen zamanda nasıl olduğunu bilmediği bir şekilde geleneksel okçuluğa ilgi duymaya başladığını söyleyen Arıkan, "Kendimi bir anda okçuluğun ortasında buldum. 2013’ten beri geleneksel okçuluğu benimsedim ve daha sonra yarışmalara falan katılmaya başladım. 2014 yılında da Amasya’da dünya üçüncülüğünü, Türkiye ikinciliğini aldım, menzilde yalnız bu. O zaman kırmış olduğumuz rekorları şimdi hepimiz geliştirdik ve şu anda Türkiye’de bu çok iddialı olmaya başladı. Macarlar olsun Koreliler olsun bunlar bizden kat kat ilerdeydi. Fakat şimdi Türkiye onları geçti geçecek. Okçuluğa ilk başladığımızda ne doğru dürüst yay bulabiliyor ne bir ok bulabiliyorduk. Hatta üzerimize giydiğimiz geleneksel elbiselerimin hepsini ben yaptım. Aksesuar için ne bir kama ne bir kılıç hiçbir şey bulamıyorduk. Ben gittim araştırdım, Denizli’ye, Bursa’ya gittim oradaki sosyal medyadan edindiğim arkadaşlar sayesinde iletişime geçtim, onlardan malzeme aldım. Kendime bir iki tane yapayım derken şu anda 80-100 tane geleneksel Türk kaması ve bu kamaların içerisinde normal av kamaları da yapmaya başladım. Sonra bu kılıçları yapmaya başladım, hatta arkadaşlara en ucuz bir şekilde vermeye başladım. Tabi ilk yaptıklarımın bir kısmı çöpe gitti. Sadece kılıçların dövme işlemini arkadaşa yaptırıyorum diğer ince işçiliğini kendim yapıyorum" dedi.Türk milletinin kahvehanede çok vakit geçirdiğinden yakınan Arıkan, ok atmaya gittiği Macaristan’ı örnek gösterdi. Orada herkesin bir şey ile uğraştığını söyleyen Arıkan, "Evlerinin önü sağı solu her taraf tertemiz. Ufak bir şehirde kaldık her taraf tertemiz ama burada öyle değil. Adam kapısının önünde çöp var onu almıyor" şeklinde konuştu.2014 yılında Amasya’da yapılan ve 18 ülkeden yaklaşık 800 yarışmacının katıldığı dünya şampiyonasında menzilde dünya 3.’sü olduğunu belirten Arıkan, aynı yarışmada kendisine Türkiye ikinciliğinin de verildiğine değindi. Türkiye’de halen bir federasyonlarının olmadığı bilgisini veren Arıkan sadece kulüplerin olduğunu dile getirdi.Geleneksel okçuluğa gönül verdiğini ve çok severek yaptığını vurgulayan Arıkan konuyla ilgili olarak şunları söyledi:"Geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez. Atasözüdür bu. Geçmişimizi öğrenmeliyiz ki Orta Asya’dan çıkıp Türkiye’ye kadar gelmişiz. Bu zaman zarfı içinde bir sürü oyunlar oynanmış. Hala Türkiye üzerinde oyunlar oynanmakta. Buraya kadar atalarımız çok iyi bir şekilde gelmişler. Önemli olan gelenek göreneklerimizi, adetlerimizi unutmamak, amaç bu bizde. Yeni nesle bunları tekrar aktarabilirsek ne mutlu bize. Onun için çalışıyoruz. Belki fedakarlık ediyoruz belki maddi yönden kaybediyoruz ama hiç olmazsa öbür dünyaya gidersek daha temiz bir şekilde gideceğime inanıyorum. Bir şeyler yapalım. Ölümü beklemeyelim. Ben akşam eve vardığımda rahatça uyuyabiliyorum. Neden biliyor musunuz? Bir gün sonra yapacağımı kafamda tasarlıyorum. Ama boş bir zihinle ne kadar uyuyabilirsin, benim zihnim bir gün sonra yapacağımla meşgul, onun zevkini tadarak uyuyabiliyorum."