Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Küresel ekonomik, siyasi ve sosyal düzende köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme giriyoruz." dedi.
Erdoğan, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısına Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105. yıl dönümünde şehitleri hürmetle yad ederek başladı.
Asırlardır Türkiye'nin bağımsızlığı için canlarını feda eden bütün şühedaya, terörle mücadelede, 15 Temmuz'da ve sınır ötesi harekatlarda şehit düşen tüm güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Çanakkale Savaşlarının muzaffer komutanı, İstiklal Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına da burada rahmetle yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizin makamlarını ali, mekanlarını cennet eylesin. Rabbim bizi şehitlerimizin kutlu yolundan ayırmasın." diye konuştu.
Erdoğan, insanlık tarihi boyunca her dönemde salgın hastalıklar ve tabii felaketlerin çok ciddi can kayıplarına yol açtığını anımsatarak, "Tarih kitaplarında, Avrupa nüfusunun üçte biri ile üçte ikisi arasında bir bölümünün ölümüyle sonuçlanan salgın hastalıklardan söz ediliyor. Aynı şekilde kendi tarihimizde de İstanbul nüfusunun yarısına yakınının hayatını kaybettiği salgınlarla ilgili bilgilere rastlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Dünyada ağır sonuçları olan salgınların, aynı zamanda büyük siyasi, sosyal, ekonomik dönüşümlerin de tetikleyicisi olduğuna işaret eden Erdoğan, Osmanlı'nın Avrupa'yı fethi ve Rönesans başta olmak üzere, insanlık tarihine damga vuran pek çok hadisede, bu sürecin izlerini görmenin mümkün olduğunu söyledi.
Yakın zamanda da dünyanın, 2002 yılında SARS ve 2012 yılında MERS adı verilen salgın hastalıklarla mücadele ettiğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ayrıca dünyamız, 2009 yılındaki domuz gribi, 2014'teki Ebola salgını, 2016'daki Zika virüsü gibi tehditlerle yüzleşmişti. Koruyucu sağlık ve tedavi hizmetleri ile ilaç sektöründe yaşanan gelişmeler, virüs salgınlarının eskisi kadar büyük can kayıplarına yol açmasının önüne geçmektedir. Nitekim şu anda dünyada insan ölümlerine yol açan hastalıklar arasında, bu tür salgınların payı oldukça düşüktür ancak önüne geçilmediği takdirde, salgın hastalıkların kitlesel ölümlere yol açma tehlikesi hala vardır. Bunun için de her türlü salgın hastalığa karşı hızlı ve etkin önlemler alınması gerekiyor."
- "Sürecin ne gibi sonuçlar ortaya çıkaracağını henüz bilemiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle son aylarda hep birlikte şahit olunan gelişmeleri bu perspektifte değerlendirdiklerine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Yaşadığımız sürecin insanlık üzerinde ne gibi sonuçlar ortaya çıkartacağını henüz bilemiyoruz. Sanayileşme, ardından gelen teknoloji ve bilgi devrimleri ile şekillenen bugünkü dünyanın nasıl bir geleceğe evrileceğini kestirmek şu anda zordur. Ancak, artık hiçbir şeyin eskisi gibi gitmeyeceği, gidemeyeceği de açıkça ortadadır. Küresel ekonomik, siyasi ve sosyal düzende köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye'nin bu fotoğrafı, özellikle kendi içinde avantajlı bir yerde durdurarak, oraya bunu döndürmesi şarttır. Özellikle, son 17 yılda ülkemizin temel hizmet alanlarında ve altyapısında gerçekleştirdiğimiz büyük dönüşüm sayesinde hamdolsun Türkiye, bu sürece olabilecek en hazırlıklı şekilde yakalanmıştır. Ülkemizin uyguladığı dengeli politikalar, bir yandan özel sektörün üretim gücünü desteklerken, diğer yandan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlardaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini sağlamıştır."
Batı ülkelerinin ise yıllarca tüm temel kamu hizmetlerini, görünüşte özel sektöre terk ederek ama aslında başından savarak, vatandaşını adeta sahipsiz bıraktığını belirten Erdoğan, daha düne kadar liberalizmin en hararetli savunucusu kimi Avrupa ülkelerinin bugün hastaneleri ve diğer kimi temel hizmet kurumlarını devletleştirmeye başladığını hatırlattı.
İnsan hakları savunuculuğunu kimseye bırakmayan kimi ülkelerin de salgını kendi haline bırakarak, "Ölen ölür, kalan sağlar ile devam ederiz" anlayışıyla hareket ettiğinin görüldüğüne işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Kriz derinleştikçe bu tür tartışmalar da artacaktır. Yaşadığımız süreci, gerisindeki bu derin arka planı ve belirsiz geleceği göz önünde bulundurarak değerlendirmemiz gerekiyor. Bir yandan önümüzdeki sorunun çözümü için gayret edecek, diğer yandan da geleceğimizi en güçlü şekilde inşa etmenin mücadelesini vereceğiz."
Erdoğan, bunun için, büyük ve güçlü Türkiye hedefine, 2053 ve 2071 vizyonlarımıza olan bağlılıklarını artırıp hep birlikte daha çok çalışacaklarını vurgulayarak, "Dünyanın yöneldiği istikamette önceden mesafe katetmiş bir ülke olarak, inşallah 21. asrı Türkiye'nin asrı haline getireceğiz." değerlendirmesini yaptı.
(Sürecek)