Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan 49 yaşındaki Fatma İpek’in hayatı eşinin kendisine aldığı yavru kuzuyla bir anda değişti. İpek, yaşadığı zorlukları ‘Pamuk’ ismini verdiği kuzusuyla aşarken şimdilerde 9 aylık bir koça dönüşen yavru kuzu adeta ilçenin maskotu oldu.
Çocuğu gibi gördüğü ‘Pamuk’u bir an olsun yanından ayırmayan Fatma İpek, çarşıya, pazara ve markete bile ‘Pamuk’ ile birlikte gidiyor. Pamuk ise herhangi bir cisme bağlı olmaksızın Fatma İpek ve eşi Ahmet İpek nereye giderse peşlerinden ayrılmadan onları takip ediyor. Çarşıda, pazarda durumu gören vatandaşlar ise şaşkınlıklarını gizleyemezken ‘Pamuk’u sevip okşarken onunla fotoğraf çekiniyorlar.
Fatma İpek’in enteresan hayat hikâyesi Trabzon’un Of ilçesinde başladı. Küçük yaşta görücü usulü ile evlenen Fatma İpek, bu evlilikten 4 çocuk sahibi oldu. Daha sonra eşini karaciğer kanserinden kaybedince çocuklarıyla bir başına kaldı. Birçok işte çalışıp para kazanarak çocuklarına bakmaya çalıştı. Fatma İpek, eşinin vefatından 2 yıl sonra gelen telefonla hayatında yeni bir sayfa açtı. Yanlış arama sonucu Kütahyalı Ahmet İpek ile tanışarak hayatında ilk defa aşık oldu. Çocuklarının bu ilişkiye karşı çıkmaları üzerine sevdiği adamdan ayrıldı ama bir süre sonra yeniden görüşmeye başlayarak evlendiler.
Evlendikten sonra Bozüyük’e gelen Fatma İpek, o günleri şöyle anlattı;
“Çocuklarımdan ayrı geçirdiğim her günüm benim için büyük bir acıydı. Bazen dayanılmayacak bir hasret ile başımı yastığa koyuyordum. Çocuklarım ikinci evliliğimi onaylamalarına rağmen benim ile görüşmelerini kestiler, neden böyle olduğunu çözmeye çalışırken çıldırmak üzereydim. Sağolsun bu zorlu günlerimde eşim bana çok destek oldu. Daha sonra çok düşündüm ve karar verdim bir kuzum olsun istedim ve eşime bu durumu anlattım. Eşim bir gün bana sürpriz yaparak Kütahya’da hayvancılık yapan yeğeninden yavru kuzu istemiş. O da pandemi süresinde gelemeyince bir çuvala koyarak kamyonla bize göndermiş. Pamuk’u ilk kucağıma aldığım o gün çok mutlu oldum. Eşimin hediye aldığı yavru kuzuyu evladım gibi sevdim. 7 aydır ona bakıyorum, bana geldiğinde bir buçuk aylıktı, ufacıktı. Biberonla besledim, bir annenin çocuğuna baktığı gibi baktım ona. Yıkadım, taradım. Bembeyaz pamuk gibi olduğu için adını ‘Pamuk’ koydum. Onu her sabah görünce ayrı bir huzurla uyandım. Bu duygu benim için büyük bir nimetti. Çocuklarıma olan özlem ve hasretimi bir parçada olsa koçum Pamuk ile telafi etmeye çalışıyorum. Çocuklarımın yokluğunu dolduramaz ama bir nebzede olsa içimi rahatlatıyor pamuğun varlığı. Pamuk bana ben Pamuk’a çok alıştık. Sözümden hiç çıkmıyor ona oğlum diyorum. Koçum Pamuk’a olan düşkünlüğüm her geçen gün arttı. Çarşıya, pazar, market her yere onunla birlikte gidiyoruz. Ben galiba artık kendimi aştım ondan ayrılamıyorum. Belki de korktuğum için gözümün önünden ayıramıyorum. Sonuçta benim için bir evlat, cümleler ile anlatılamaz bir his. Benim için eskiden gri olan hayatım artık beyazdı bu Pamuk sayesinde. Aşık olup evlendiğim adamla artık tamamdık ve mutluyduk. Pamuk’um ile caddelerde, pazarlarda geziyorum, marketlere gidiyorum. Hatta bazen pazarda el emeğim olan örgülerimi satmaya gittiğimde bile yanımda götürüyorum. Yaşadığım ilçe Bozüyük’te Pamuk’a çok büyük bir ilgi var. Herkes onunla fotoğraflar çekiniyor, sevip okşuyorlar” dedi.