Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Alevi sorunu ile ilgili olarak yeniden çalıştaylar dizisi yapmaya ihtiyaç bulunmadığı kanaatinde olduğunu söyledi. Hükümet olarak binlerce yıldır ele alınmayan sorunları çözmeye çalıştıklarını dile getiren Çelik, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Alevi kardeşlerimizle bir araya geldik. ‘Niye bugünden yarına bu işler sonuçlanmıyor’ yaklaşımını hükümete yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak ve beraberindeki heyeti kabul etti. Heyet, Çelik’e hazırladıkları ‘Güven Ekonomisinde Büyümenin Finansmanı Ana Başlıklı, Türkiye Ekonomisi-2013” raporunu sundu. MÜSİAD’ın yaptığı çalışmalarla hükümete yol gösterdiğini vurgulayan Çelik, “Gerek çalışma hayatı ile ilgili gerek makroekonomi ile ilgili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyoruz. İktidarın yürüyüşünde, eksikliklerini gösterme açısından güzel bir dayanışma var. Aslı görevleri ile meşgul oluyorlar. Diğer sivil toplum kuruluşları da el birliği içinde ülkenin gelişmesine katkı sağlarlar.” dedi.
Görüşme sonra gazetecilerin sorularına cevap veren Çelik, daha önce Alevi çalıştayları koordinatörlüğü yaptığının hatırlatılması ve yeniden çalıştay yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine “Yeniden çalıştaylar dizisi yapmak ihtiyacı olduğu kanaatinde değilim” şeklinde cevap verdi. Alevi sorununun başka bir bakan tarafından yürütüleceğini belirten Çelik, “Defalarca bir araya gelindi, sorunlar tespit edildi. Yapılanlar, yapılması gerekenler var. Bunlar tekrar bir araya gelip, yapılması gerekenler üzerinde bir değerlendirilme ile konu büyük ölçüde sonuçlanır' diye düşünüyorum. Türkiye’nin kronik sorunlardan bir tanesidir. Yılardır karşılık bulmayan taleplerdir bunlar. Hükümetimiz bu kronik sorunlarla ilgili samimi içtenlikli çözüme dönük halkı ile beraber çözüm iradesini ortaya koydu” şeklinde konuştu.
Hükümet olarak binlerce yıl ele alınmayan ve kan kaybına neden olan sorunları çözmeye çalıştıklarını dile getiren Çelik, “Bunu herkesin saygı ile karşılaması gerekiyor. ‘Niye bugünden yarına bu işler sonuçlanmıyor gibi yaklaşımı’ hükümete yapılmış bir haksızlık olarak görüyorum. İlk kez cumhuriyet tarihinde hükümetimiz Alevi kardeşlerimizle bir araya geldi. Sorunları belirledi, sorunların çözümü karşısında irade belirledi. Bir kısmını da çözüldü. Çözülmesi gerekenlerle ilgili de zaman geçmiş değil. Bu konuda da irade aynen devam ediyor. Gerek çözüm süreci ve toplumsal talebe dönüşen bazı hususların bunların diyalog ortamı içerisinde çözüleceğini düşünüyorum.” dedi.
“BU İŞ NE ALEVİLERİN NE DE SÜNNİLERİN İŞİDİR”
Sivas katliamının 17 yıl sonra ilk kez kendi hükümetleri tarafından telin edildiğin altını çizen Çelik, “Bu menfur saldırının unutulmaması ile ilgili, çalışmalar yaptık. Oteli kamulaştırdık ve yeni bir şekil verdik. Herkesin orayı görmesini istiyorum. Sivas’ta yaşananlar unutulmasın, yeni bir çatışmaya yeni bir tartışmaya vesile olmayacak bir şekle dönüştürülmesi bütün Sivaslıların talebi idi. Bunu yerine getirdik. Sivas, Çorum ve Kahramanmaraş olayları için TBMM’ye araştırma önergesi vermiştik. Ama komisyon kurulamamıştı. Bu olayı yıldönümü vesilesi ile telin ediyor. Bu olay ne Alevilerin ne de Sünnilerin işidir. Bizim milletimizin işi olamaz. Provokatörler Türkiye’de çatışma olması konusunda bizi yormaktadırlar. Bugün toplumun bilinç düzeyi çok farklı noktalarda bu oyunlara gelinmeyeceği kanaati inancı içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
Çözüm süreci hakkında sorulara da cevap veren Çelik açıklamalarını şöyle tamamladı: “Yol kazaları ve yürüyen bir güzel bir sürece çomak sokacak kişilerin olacağını en başından dile getirdik. Silah baronları, uyuşturucu baronları bundan memnun olamazlar. Kandan ve kinden nemalanan çevreler bundan memnun olmayacaklar. Onlar görevlerini yapacaklar. Çözüm konusunda herkes ittifak halinde. Halkımızın iradesini başka tarafa yönlendirmeye çalışanlara karşı dikkatli olması gerektiğini söyledik. Bu konu da en çok hassas olması gereken bölge halkıdır. Çünkü en çok acıları onlar çekti. Çözüm sürecinin tamama ermesi konusunda onların daha müteyakkız olması gerekiyor ve provokasyonlara alet olmaması gerekiyor. Provokasyonda bölge de olduğuna göre halkımızın duyarlılığı çok çok önemli diye ifade etmek istiyorum.