Dinamo Danışmanlık Yönetici Ortağı Fatih Kuran, sürdürülebilir büyümeyi risk analizi ve yönetimini doğru yapan şirketlerin sağlayabileceğini söyledi. Kuran, şirketlerin dışardan bir göze mutlak ihtiyaçlarının bulunduğunu belirterek, “İşler yolundayken finans danışmanlığı hizmeti alan kazanır” dedi.
İş dünyasına proje finansmanından iş geliştirmeye, mentorluktan finans danışmanlığına birçok alanda hizmetler veren Dinamo Danışmanlık’ın yönetici ortakları Bülent Hasanefendioğlu ve Fatih Kuran, Refleks Gazetesi’nin ‘Yeni Düzenin Finans Yönetimi’ başlıklı ‘İş’e Yarayan Toplantılar’ etkinliğinde sunum yaptı.
Finans ekosistemi çok değişti
Adana Sanayi Odası ve Refleks Gazetesi işbirliğiyle gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan ADASO Başkan Vekili Erdoğan Şire, 20 yıl önce Amerika ve Avrupa Birliği’nin etkin olduğu dünya ekonomisinde bugün Çin ve Asya ağırlığının da hissedildiğini söyledi. Ayrıca kripto paralardan, internetin etkinliğine birçok teknolojik gelişmenin finansal ekosistemi etkilediğini belirten Şire, “Yeni küresel sistem riskler ve fırsatları bir arada getiriyor. Bu değişen yapıda biz sanayiciler için, nakit akış yönetimi, finansal yapılandırma, risk yönetimi, uluslararası fonlara ulaşım gibi konular daha da ön plana çıkıyor. Bu yaklaşımları doğru okumalı ve gereklerini yerine getirmeliyiz. Üretmek için, ihracat için hepimizin finans yönetimini doğru yapmasına ihtiyaç var” diye konuştu.
Nakit akışını yönetemeyen şirket batar
Refleks Gazetesi İmtiyaz Sahibi Esra Özden de tüketiciden üreticiye herkesin finansman bakımından çok zorlandığı bir sürecin yaşandığını belirterek, “BDDK, bankaları uyardı. Başta enerji ve inşaat sektörleri olmak üzere şirketlerin sorunlu borçlarının 46 milyar liraya ulaştığını hatırlattı. Bankalara, ‘Bu alacaklarınızı tahsil edin, edemiyorsanız zarar hanenize yazın’ dedi. Dileyelim bu para tahsil edilsin. Zira tahsil edilmediği takdirde bankalar günün sonunda bunları zarar yazacaklar. Bu zararları hazine üzerinden hepimiz, yani 82 milyon paylaşacağız. Ortaya çıkan bu açık, yeni zamlar ve vergilerle kapatılmaya çalışılacak. Üstelik hanelerine zarar yazan bankalar sendikasyona çıktıklarında parayı daha pahalıya temin edecek. Bu da yine bize yüksek faiz olarak geri dönecek. ‘Keşke Türkiye daha planlı yatırımlar yapsa, daha katma değerli yüksek alanlara yönelseydi; finansmanını iyi yönetebilse, tasarrufa önem verseydi’ diyoruz ama iş işten geçiyor. Şirketlerimizde de aynı durum söz konusu. En doğru sektörde, en kazançlı şirketlerin dahi zor duruma düştüğünü görüyoruz. Bu şirketlerde, sıkıntı kaynağının ilk halkasında hep finansı, nakit akışını yönetememek yer alıyor. Şirketlerimizde finans yönetimine daha hassas olacağımız, daha fazla önem göstermemiz gereken bir döneme girdiğimiz aşikar” diye konuştu.
Ortalama 7 yılda bir kriz
Dinamo Danışmanlık Üst Yönetim Danışmanı Bülent Hasanefendioğlu da son yüz yılın makro ekonomisinde ortalama 7 yılda bir kriz yaşandığına dikkat çekti. Dünyanın en gelişmiş ülkesi olan ABD’de yaşanan kriz aralığının ülkemizle benzerlik taşıdığına dikkat çeken Hasanefendioğlu, “Bu durum serbest piyasa ekonomisinin doğasından kaynaklanıyor. ABD’de 64 yıldır yayınlanan Fortune 500 ile Türkiye’de 25 yıldır yayınlanan ISO 500 ve 20 yıldır yayınlanan Capital 500 listelerinde yerlerini koruyan, liste dışı kalan ve yükselen ve yeni giren şirketleri analiz ettiğimizde her 10 şirketten 8’inin başarı veya başarısızlık nedenleri benzerlik taşıyor. Agresif ve potansiyelinin çok üzerinde borçlanarak büyüyen şirketler çekirge misali krizlerle birlikte ya tasfiye oluyorlar ya da varlık satışlarıyla küçülerek mutlaka liste dışı kalıyorlar. Ekonomi ve şirketlerinin gerçeklerine uygun sürdürülebilir büyüme ve karlılığı esas alan bir finansal modeli ile yaşanan 6-7 yıllık konjonktürel dönem içerisinde değişen koşullara yönelik yüksek üst yönetim performansıyla birlikte başarıyla faaliyetlerine devam edip hatta krizlerde ortaya çıkan fırsatlardan yararlanıyorlar” dedi.
Kurumunuza özgü finansal model
Şirket üst yönetimlerinin işletmelerinde bir finansal check up yaptırarak elde edilecek güvenilir veri setiyle kurumlarına özgü, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme ve karlılığa dayanan bir finansal modeli hayata geçirebileceklerine dikkat çeken Hasanefendioğlu, “Bütçe, nakit akışı ve karlılık sistemleri ile birlikte verimli, ekonomik, güvenilir, hızlılık ve esneklik sağlayıcı bir teknolojik altyapıya sahip ve yetenekli insan kaynağına dayalı operasyonel yapı ile desteklenecek model, şirketin stratejik hedeflerine ulaşmasında üst yönetimin en büyük yardımcısı olacak ve şirketlerin kurumsal kültüre adım atmalarını sağlayacaktır” diye konuştu.
Reel performansın göstergesi nakit akışıdır
Dinomo Danışmanlık Yönetici Ortağı Fatih Kuran da Türkiye’deki şirketlerin nakit akışının ve yönetimin önemini yeni yeni kavramaya başladığını söyledi. Nakit akışının şirket ya da projenin reel performansını ölçmekte kullanıldığını belirten Kuran, “Bu sayede karlılık ve performans geliştirilebileceği gibi girilmemesi gereken yatırımlar da önceden belirlenebilir. En doğru borçlanma veya refinansman da yine nakit akışına uygun olandır. Şirket değerini belirlerken kullanılan en yaygın ve doğru yöntem ise iskontolu nakit akış metodudur. Nakit akım tablosu oluşturmak içim geleceğe yönelik projeksiyonlar yapmak gerekir. Satış, maliyetler, enflasyon ve devalüasyon gibi riskler nakit akışında sapmalara neden olur. Risk analizi ve yönetimini doğru şekilde yapan şirketler sürdürülebilir büyüme ve karlılığı güvence altına aldıkları gibi daha uygun borçlanma imkanları oluşturmak sureti ile finansal yönetim anlamında da avantaj sağlarlar. Bu çerçevede Dinomo olarak verdiğimiz hizmet detaylarına dinamo.co internet adresinden ulaşabilirsiniz ” diye konuştu.
Adana Sanayi Odası toplantı salonunda gerçekleştirilen Refleks İş’e Yarayan Toplantılar serisinin ‘Yeni Düzenin Finans Yönetimi’ başlıklı oturumuna Doğu Akdeniz Bölgesi iş dünyasının çok sayıda temsilcisi katıldı.