Bayraklı’nın hem kentsel dönüşüm sürecine katkı sağlayacak hem de unutulan tarihine ışık tutacak projeler Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencilerinden geldi. Genç mimarlar, ilçenin büyük değerleri arasında yer alan Bayraklı Höyüğü, Yahya Hayati Paşa Köşkü ve terk edilen tarihi fabrikaları mimari çizimlerle baştan yarattılar.İzmir’in kuruluş yeri olan ve tarihte Smyrna Kenti olarak adlandırılan Bayraklı, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi son sınıf öğrencilerinin projelerine konu oldu. Proje kapsamında vatandaşlarla bire bir görüşmelerle ‘kentsel dönüşümden ne beklediklerini’ tespit eden ve Smyrna Kenti’nin ilk kazılarını başlatan ünlü arkeolog Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’ın çalışmalarını kendilerine referans olarak alan gençler 4 ayrı çalışmaya imza attı. Ortaya konan projeler ise Yrd. Doç. Dr. Eray Bozkurt, Öğretim Görevlileri Mehmet Çipoğlu, Cenk Dereli ve Ar. İle Araştırma Görevlisi Arzu Cilasun’nun yürütücülüğünde gerçekleştirildi.Öğrencilerden Beste Gönültaş hızlı kentleşme sonucu çoğu kentte olduğu gibi Bayraklı’da da tarihi zenginliklerin hızla yok olduğu belirterek, "Bunların arasında İzmir’in tam ortasında yer alan ve açık bir hava müzesi niteliği taşıyan Bayraklı Höyüğü de yer almakta. Dolayısıyla halka arkeoloji ve tarih bilincinin kazandırılması için bu kültür varlığımızın değerlendirilmesi büyük önem taşımakta. Ben de bu bilinçle projemde höyük alanında ziyaretçi merkezi, kazı evi ve kazı alanının tamamıyla ziyaretçi deneyimine olanak sağlayan bir yerleşme alanı planladım. Bu tamamen doğal zemin üzerinde kurulacak yerleşme alanı için yürüyüş yolarını ahşap platformlardan seçtim. Ayrıca İzmir’in sıcak ikliminin bir gereği olarak bol gölgeli alanları da projeye dahil ettim” dedi.Genç mimarlar Ayşenur Çabuk, Ecem Kıran, Zeynep Altınbaşlı ise çalışmalarını şöyle anlattı: “Bayraklı’nın değişen yapısında gökdelenler bir bir ortaya çıkmaya başladı. Bu da kamu ve yeşil alanların giderek azalmasına neden oldu. Biz bu değişimden yola çıkarak gökdelenlerin yanı sıra kültür yapılarının da olması gerektiğini vurgulamak istedik. Bunun için de şehir merkezinin ilk fabrikaları arasında yer alan ve 1950’li yıllarda hizmete açılan atıl durumdaki bir makarna fabrikasını kullandık. Bu 6 katlı fabrika binasının güçlendirilmesini hedefleyerek içinde bir opera binası, halk kütüphanesi ve sanat okulu yarattık.”BU YOLLAR DENİZE ÇIKIYORKentsel tasarım çalışmaları yapan Emine Buran, Cansu Belice, Selen Güceren ise Bayraklı'nın kimliği ve alt yapısı hakkında araştırma yaptıkları belirterek, " Vatandaşlarla, dükkan sahipleri ve belediye yetkilileri ile de görüşerek mevcut sorunlar için çözüm analizleri üretmeye çalıştık. Düzensiz araç ve yaya yolları, otopark yetersizliği, sahilin Altınyol bağlantısı ile kesilerek vatandaşların denizden uzak kalması öncelikli problemler olarak ortaya çıktı. Bunlara çözüm olarak da yer altı otoparkları, vatandaşın denizle bütünleşmesini sağlayacak bağlantı geçişleri ve çeşitli meydan düzenlemeleri gerçekleştirdik” diye konuştu.Ceren Kocabıyık ise çalışması hakkında şu bilgileri verdi: “İzmir’in 1883 yılında vapur işletme imtiyazını alarak körfezde yolcu taşımacılığını başlatan Yahya Hayati Paşa’nın Bayraklı’da bulunan köşkü, harabe bir halde olmasından dolayı pek çok kentli tarafından bilinmez. Altınyol’a komşu olan ve oldukça merkezi bir yerde bulunan bu köşkü restorasyon çalışmasıyla ilçe için bir çekim merkezi haline getirmeyi hedefledim. Harabe görüntüsüyle turizm açısından da negatif bir algı yaratan bu köşk için aslında çok radikal olmayan bir değişimle restorasyon çalışmasının yanı sıra köşke ek olarak bir çağdaş sanatlar müzesi tasarladım.”