Balıkesir Sanayi Odası (BSO) tarafından, "AB-Türkiye İlişkileri" konulu seminer düzenlendi. Konuşmacılar, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde halk desteğinin yüzde 75'lerden yüzde 40'lara gerilediğini ileri sürdü.
BSO'nun Orgfanize Sanayi Bölgesindeki hizmet binasında düzenlenen seminerde konuşmacılardan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Takımı üyesi Can Baydarol, "AB-Türkiye İlişkileri", AB Bakanlığı AB İşleri Uzman Yardımcısı Yıldırım Gündüç ise "AB Mali Destekleri” konularında bilgilendirmede bulundu. BSO Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Uğur'un katılmadığı seminerde yönetim kurulu üyesi Bedri Kurtoğlu'nun kısa açılış konuşmasının ardından söz alan Yıldırım Gündüç, Bursa AB Bilim Merkezi ile ilgili bilgi aktardı. Türkiye'de 21 ilde 22 AB Merkezinin faaliyette olduğunu belirten Gündüç çalışmalarıyla ilgili şunları kaydetti;
"Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun Türkiye’de AB Bilgi Ağının güçlendirilmesi kapsamında yürütülmektedir. Bu kapsamda AB bilgi merkezleri, AB bilgi noktaları, AB Dökümantasyon merkezleri mevcut Türkiye’de. Türkiye’de 21 ilde 22 AB merkezi faaliyet gösteriyor. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile Bursa Ticaret Odası’nda 1997 yılında imzalanan bir hizmet sözleşmesi ile Bursa AB Bilgi Merkezi kurulmuştur. Hedefleri toplumu Avrupa Birliği hakkında bilgilendirmek, AB Türkiye ilişkileri hakkında ön yargıların önüne geçmek ve halka yönelik bilgi akışını sağlamaktır. Aynı zamanda bilgilendirme ile birlikte kültürel faaliyetler düzenliyoruz. Hedef kitlemiz, gençler, kadınlar, öğrenciler, sanayiciler, sivil toplum kuruluşları, medya temsilcileri ve yerel yönetimler. Bu anlamda kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içindeyiz. Faaliyet bölgemiz Bursa’nın haricinde Balıkesir, Bilecik, Kütahya, Çanakkale ve Yalova’nın ilçeleri de dahil olmak üzere bilgilendirme faaliyetlerimizi düzenlemeye çalışıyoruz. 1997 ile 2013 yılı arasında 143 etkinlik gerçekleştirdik. Ulaştığımız katılımcı sayısı 17 binin üzerinde. AB ile ilgili şimdiye kadar 28 bin küsur soru yanıtladık. Etkinliklerimizi tek bir kitleye yönelik yapmıyoruz. Şiir dinletisinden AB Ormanı fidan dikimine kadar, edebiyat dünyasına yönelik faaliyetlerden Emniyet birimlerine yönelik çalışmalara kadar. Biga, Yalova ve Bursa Sanayi Odası olmak üzere İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği seminerleri, Kadın girişimcilerin önündeki engeller seminerleri, tiyatro oyunları etkinlikleri faaliyetlerimizden bazıları. 22 AB Bilgi Merkezi’nin eş zamanlı düzenlediği etkinlikler var. Erasmus öğrencilerine yönelik konferanslar ve lise öğrencileri için öykü yarışmaları vb."
TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI AB DESTEĞİNİ DÜŞÜRDÜ
Daha sonra söz alan Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrupa Takımı üyesi Can Baydarol, günümüzde AB - Türkiye ilişkileri denilince insanların kafasının hayli karıştığını ifade etti. AB ile ilgili Türkiye'de halkın müzakerelerin başladığı yıllardaki yüzde 75 oranında olan desteğin bugün Taksim Gezi Parkı eylemlerinin ardından yüzde 40'lara gerilediğini kaydeden Baydarol, "Son Taksim Gezi olaylarıyla tekrar gündeme geldi (AB - Türkiye ilişkileri); Başlık açıldı, açılmadı, bölgesel kalkınma, şu, bu. Ne olacak bu işler? 2004 civarında İktisadi Kalkınma Vakfı ve AB Genel Sekterliği, daha tam üyelik müzakerelerinin başlangıç noktasında Türk halkının yüzde 75'inden fazlası destek verirken, bugün bir araştırma yapsak bu destek yüzde 40’ı pek aşmayacaktır. Neden? Türkiye’nin hevesi mi kaçtı? Türkiye’nin çıkarı mı yok oldu? Yoksa bir güven erozyonu mu oluştu? Biz ne yaparsak yapalım nasılsa bizi almazlar diye genel bir kanaat. Çok kısa vadede düşünmek acaba Türkiye-AB İlişkileri için çok doğru bir bakış açısı mıdır? Ben bu mesleğe ilk başladığımda yıl 1985, İktisadi Kalkınma Vakfında başladım. ben o zaman şunu anladım. Kim muhalefette ise AB’ye karşı, kim iktidarda ise haydi AB’ye gidiyoruz. Bugün istediğiniz zaman içinde bulunduğunuz konsepten ayrılamazsınız. Dünya Ticaret Örgütü var, buradan ayrılmak çok büyük tazminatlar gerektirir. Bu nedenle çözüm fevri çıkışlarla değil kollektif akıllarla olur. Sorunlar Dünya Ticaret Örgütünün Karar Alma masasına oturarak çözülür. Aksi halde ağlayıp küfür eder kalırsınız" şeklinde konuştu.
Aıkıcı bir üslup ile dinleyenlerin dikkatini üzerine toplayan Can Baydarol, bugünün kuşağının 4 Şubat ile 11 Şubat 1945 tarihinde Rusya, Fransa ve Amerika'nın Yalta'da yaptığı bir haftalık toplantıda paylaştıkları dünyaya gözünü açtığını anlattı. Baydarol, AB- Türkiye ilişkilerinde son derece akılcı bir politika izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.