Gölcük Belediyesi, İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabulünün 100. yılı dolayısıyla, "Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif" konulu konferans düzenledi.
Konferans, Doç. Dr. Bahtiyar Aslan ve Doç. Dr. Ali Kurt’un konuşmacı olarak katılımıyla Kazıklı Kervansaray Kültür Yapısında gerçekleştirildi. Konferansa, Gölcük Kaymakamı Cengiz Karabulut, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Gölcük İlçe Emniyet Müdürü Zafer Güven, belediye meclis üyeleri, siyasi partilerin ilçe başkan ve yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile davetliler katıldı.
"Bir başyapıttır"
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta ilk konuşmayı yapan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, "100 sene önce yaşanan ağır koşullarda İstiklal Marşı şairimiz, marşımıza; ‘Korkma’ diyerek başlıyor. Burada aslında kendisinin hitap ettiği, bayrağımız ama bayrağın sembolize ettiği Türk milleti, Türk vatanı, istikbali, milli birliğimiz. Atatürk’ün gençliğe hitabesinde bahsettiği; her türlü menfi ahval ve şeraittin tezahür ettiği ortam, marşın yazıldığı 100 sene önce vardı. Bu ortamda, milletimize dünyanın dört bir tarafından yapılan emperyalist saldırılara, sömürgecilere direnişe teşvik eden, milleti bu konuda moral veren bir başyapıttır İstiklal Marşı’mız" dedi.
"Bir kahramandı"
Mehmet Akif Ersoy’un bir kahraman olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ali Kurt, sözlerine şöyle devam etti:
"İstiklal Marşı’nı yazmak Mehmet Akif’e nasip oldu ve bu marş, Mehmet Akif’ten istendi. Yarışmaya çok kişi katıldı, Mehmet Akif para ödülünü kabul etmedi gibi birçok gerçek, sürekli olarak anlatılır. Benden de bunları anlatmam istenmiştir çok kez. Söyleyeceğim çok şeyi sizler de biliyorsunuz. Mehmet Akif bir kahramandı. Böyle bir kahramana o dönemde ihtiyaç duyulmuştu. Bu kahramanlığa sahip olan abidevi bir şahsiyet. Mehmet Akif, 1870’li yılların Osmanlı’sında dünyaya gelmiş, babası tarafından yetiştirilmiş ve modern mekteplerde eğitim görmüştür. Fen bilimlerine son derece vakıftır. Mehmet Akif, o dönemde şairliği ile öne çıkmaya başlıyor. Dergi yönetenler, Mehmet Akif’ten yazılar yazmasını istiyor. Mehmet Akif’in yazdığı dergilerin çok yayınlandığı söylenir. O günlerin sonrasında, Mehmet Akif’in yazmış olduğu milli marşımız, Meclis’te birçok kez ayakta dinleniyor ve diğer marşlar dinlenmeden kabul ediliyor. Daha öncesinde gazetelerde yayınlanması da bu marşın kabul edileceğini zaten gösteriyor. İşte Mehmet Akif’in yazmış olduğu bu büyük şiir, 100. yılında herkesin milli duygularına hitap eden bir marş olarak halen de canlılığını devam ettiriyor ve ilelebet de devam ettirecektir"
"İstiklal Marşı, milli duygularla sesleniyor"
Doç. Dr. Bahtiyar Aslan ise İstiklal Marşı’nın 100 yıl önce TBMM’de okunduğuna değinerek, "100 yıl önce küçük bir salonda ülkemizin iradesi anlatılmıştı. İstiklal Marşı’nın kabul edildiği tarihte Yunan ordusu Eskişehir’i geçiyordu. 6 ay sonra Polatlı’ya kadar gelmişlerdi. Ankara düşebilir korkusuyla meclisin kayıtları Kayseri’ye taşınıyordu. Bize çizilen küçücük İç Anadolu’da bizi kıstırmaya çalışıyorlardı. Küçük bir toprak parçasına itmeye çalışıyorlardı. İstiklal Marşı’nda Türk ordusuna ithafen ‘Korkma’ diye başlarken bu sözün söylenmesi de şartları gösteriyor. Her şey bitmiş zaten neden korkuyorsun? İstiklal Marşı’mızın bu sözle başlaması, insanüstü bir şey. Mücadele döneminde insanüstü bir şey. Böyle başlayan marş, Milli Mücadele döneminde güç veriyor. Milli Mücadele döneminde Meclis’te bu marş okunurken top sesleri Ankara’da duyuluyor. Bu şartlar altında, silahları alınmış bir coğrafyada Mehmet Akif, yazdığı şiirle korkulmaması gerektiğini anlatıyor. Mehmet Akif, kutsal değerleri de göz önünde bulundurarak bu şiiri yazıyor ve o günden bugüne bizim milli marşımız, her zaman coşkuyu yaşatıyor ve her dinleyende, her söyleyende milli duygulara sesleniyor" sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Kaymakam Karabulut ve Belediye Başkanı Sezer’in, Doç. Dr. Ali Kurt ve Doç. Dr. Bahtiyar Aslan’a çiçek ve plaket takip etmeleriyle konferans son buldu.