2012 yılında hacca gittiğinde Bilali Habeşi Camisi’nden etkilenen Muhammed Çiçek, Türkiye’ye dönünce açtığı atölyede caminin maketini yaptı.
2012 yılında hac vazifesi sırasında Bilali Habeşi Camisi’nden etkilenen Hacı Muhammed Çiçek (62), hacdan dönünce merkez Eyyübiye ilçesi Haleplibahçe Mahallesi’nde küçük bir atölye açtı. Şanlıurfa’nın tarihi yapıları ve gördüğü mekanların maketini yapan Çiçek, şimdiye kadar 25 esere imza attı. Çiçek, hacca gittiğinde görüp etkilendiği Bilali Habeşi Camisi’nin de maketini yaptı.
"Camiyi görünce aydınlandım, içimde sanat aşkı oluştu"
Gördüğü tarihi yapıları gözünde canlandırarak sanata dönüştüren Muhammed Çiçek, “2012 yılında Allah kısmet etti, hacca gittim. Hacca gitmeden önce hiç sanata karşı bir ilgim yoktu. Sanatla uğraşacağıma dair aklımda bile bir durum yoktu. Hacda gezerek öğle namazından sonra Bilali Habeşi Camisi’ni gördüm, çok etkilendim. Camiyi görünce içimde bir his oluştu. Telefonumla caminin içini, dışını çektim. Hac vazifem bitince Şanlıurfa’ya döndüm. Kendimce küçük bir atölye açtım. Bugüne kadar 25 sanat eseri yaptım. Yaptığım eserler hem kazanç elde ediyorum hem de turizme bir katkı olmasını istiyorum. Yaptığım sanatı, başkalarına da aktarmak istiyorum. Sanatım el becerisidir. Örneğin taşa şekil veriyorum. Bir konağı, bir evi gördüğümde kafamda canlandırıyorum. Atölyede o yapının aynısını yapıyorum. Şu anda yaptığım çalışma alçıyla müdahale yaparak elde ediyorum. Urfa konağını alçıyla yapmaktayım, denemelerde yapıyorum. Göbeklitepe çalışmalarını da yapıyorum. Tarihe özgü ne varsa benim görmem yeterlidir, gözümde canlandırıyorum. Maketini çıkarıyorum. Tarihi yapıların yanında günlük kullanılan araç gereçlerin alçıyla şekil vererek yapıyorum” diye konuştu.