Karabük'ün Eskipazar ilçesinde Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan Hadrianopolis Antik Kenti'nde devam eden kazılarda, milattan sonra 4. ve 5. yüzyıla ait üzerinde meyve sepeti, hayvan figürleri ve amforanın yer aldığı mozaikler bulundu.
Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş başkanlığında yürütülen kazılar devam ediyor.
"Kale içi" olarak adlandırılan bölgede arkeologlar tarafından tespit edilen odanın zemininde milattan sonra 4. ve 5. yüzyıla ait yeni mozaiklere rastlandı.
Mozaiklerin üzerinde sülün, ördek, tavus kuşu ve tavuk gibi hayvan figürlerinin yanı sıra üzüm, nar ve armudun bulunduğu meyve sepeti ile amfora (geniş gövdeli antik dönemlere özgü bir çeşit çömlek) figürü yer alıyor.
- "Kazılar ilerledikçe yapının fonksiyonunu tespit edeceğiz"
Doç. Dr. Çelikbaş, gazetecilere, mozaiklerin gerçekten çok ilginç figürleri ve sahneleri içerdiğini belirterek, "Mozaikler milattan sonra 4. ve 5. yüzyıla tarihleniyor. Hadrianopolis'te daha önce tespit edilmiş olan mozaiklerden biraz daha erken özellikler gösterdiğini söyleyebiliriz." dedi.
Mozaiklerde özellikle kuş figürlerinin çok dikkat çekici olduğunu ifade eden Çelikbaş, şunları kaydetti:
"Bir amfora var. Bir de Hadrianopolis'te daha önce görmediğimiz tarzda yapılmış bir meyve sepeti var. Meyve sepetinin üzerine armut ve üzüm işlenmiş. Hemen yanına da nar eklenmiş. Meyve sepeti orada natürmort bir tablo gibi işlenmiş. Bu özelliğiyle Hadrianopolis'in mozaik koleksiyonuna önemli bir konu daha eklenmiş oldu. Kazısını yaptığımız yapının henüz ne fonksiyona sahip olduğunu tam olarak söylememiz mümkün değil. Çünkü kazının başındayız. Kazılar ilerledikçe hem yapının fonksiyonunu tespit edeceğiz hem de bir kısmı ortaya çıkarılan mozaiklerin tamamını açmış olacağız."
- Hadrianopolis
Milattan önce 1'inci yüzyılda kurulan ve milattan sonra 8'inci yüzyıla kadar yerleşim yeri olarak kullanılan antik kent, ilçenin 3 kilometre batısında yer alıyor.
Hadrianopolis Antik Kenti'nde, İncil'de adı geçen nehirler Geon, Phison, Tigris ve Euphrates'un yer aldığı, at, fil, panter, geyik ve grifon (sanat tarihinde görülen karışık bir hayvana verilen isim) gibi birçok hayvanın tasvir edildiği kiliselerin tabanındaki mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle "Karadeniz'in Zeugması" şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş, sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült alanları gibi yapılar bulundu.
Karabük Valiliğince ören yerine dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığına başvuruda bulunulan antik kentten elde edilen bulgulardan taşınabilir olanlar, çevre illerdeki müzelere götürülüyor, taşınmazlar ise bulunduğu yerde korunuyor.
Dört Nehir Kilisesi'nin 50 metre kadar güneyinde ilk defa geçen sene yapılan kazılarda bulunan, satır ve ok ucu gibi eserlere rastlanan kare planlı yapıda, son olarak 1600 yıllık kantar ağırlığı gün yüzüne çıkarıldı.
Bulgular bölgenin geçmişine ışık tutarken, antik kenti ziyaret edenler kazı çalışmalarını yerinde görme fırsatı yakalıyor.
Ziyaretçiler, antik döneme ait paraları, ölülere ait kişisel eşyaları ve 1800 yıllık adak levhası ile Roma askerine ait 1800 yıllık demir maskeyi de yakından inceleyebiliyor.