Milattan önce 8. yüzyılda Urartu Krallığı tarafından yapılan Harput Kalesi’nde yapılan kazı çalışmalarında bulunan kemikten yapılan kadın saç iğneleri, cam bilezikler, yüzükler, koku şişeleri gibi benzeri süs eşyaları o dönemlerde de kadınların kendilerine güzel gösterme davranışı olduğunu gözler önüne seriyor.Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Harput Kazı Başkanı Doç.Dr. İsmail Aytaç, kemik tokadan, cam bileziklere kadar bir çok takı ve süs eşyasının bulunmasının her dönem kadın ve erkeğin kendini güzel gösterme davranışı içerisinde olduğunu gösterdiğini söyledi. Sosyologlar tarafından insanın yaradılıştan getirdiği davranışlarının her dönem aynı olduğunu ifade eden Kazı Başkanı Aytaç, “Dolayısıyla bugün insanlar neye ihtiyaç duyuyorsa o günde aynı şeylere ihtiyaç duyuyordu. Ancak üretilebilen malzemeye ulaşıyorlardı. Hem bayan hem erkekte kendini güzel göstermek davranışı vardır ve bu doğaldır. Harput’taki kadınlar da, erkekler de, mümkün olduğunca ve özellikle özel günlerinde bu takıları, süs eşyalarını ya da keyif verici eşyaları kullanmışlardır. Bunlara ait belki daha güzel örneklerde bulacağız. İşte güzel kokulardan tutunda bileziğe, boncuklara, yüzüklere kadar ya da keyif verici olarak kullanılan lülelere kadar her türlü unsura rastlıyoruz” dedi.Harput İç kale kazısında Urartu döneminden itibaren süs, takı, ziynet eşyalarına rastladıklarını ifade eden Aytaç, ”Ziynet derken takı olan her şeyi ziynet olarak değerlendiriyoruz. Özellikle en eski örneğimiz kemikten yapılmış bir horozu hatırlatan saç iğnemiz var. Kemik örnekler daha çok antik dönemde kullanılıyordu. Sonra bu demire dönüşmeye başladı ve günümüze kadarda farklı malzemelerden de üretilir oldu. Onun dışında özellikle antik dönemde çok kullanılan kemikten saç iğnelerine rastlıyoruz. Kemik örnekler miladi döneme kadar çok fazla kullanılmıştır. Bunların Urartu döneminde olduğunu düşünüyoruz. Kazı yaptığımız her açmada bu tür takı örneklerine rastlanıyor. Antik döneminin ürünlerinin ve deniz kabukları dışında 17. yüzyıl da üretilen Avrupa cam örneklerine de rastlıyoruz. Özellikle burada gördüğümüz en eski Urartu cam boncuğu var. Bunların hepsi farklı katmanlarda çıkıyor. Pişmiş toprak olanlar, taş türü örnekleri ve cam boncuk olanları var. Bunlar her dönemde insanın kendine baktığı özel günlerde kullandığı malzemelerdir. Bunun dışında Harput’a çok rastladığımız cam bilezikler var. Bunların üzerinde yaldızı, kabartmalı ve baskı motifli olanları var. Yapılan düğün geleneklerinde oynarken cam kırma, camları birbirine bileziklere vurup kırma geleneği var. Onun için çok fazla çıkıyor. Her açmada ve ortamda bu çam bileziklere rastlıyoruz. Farklı renklerde alaşımlar var. Bunların bir kısmının Harput üretimi olduğun ve bir kısmının da il dışından geldiğini biliyoruz” diye konuştu.“TERZİLİK MALZEMELERİ VE PİPOLAR DA ÇIKTI”Kazılarda parfüm şişelerine rastladıklarını vurgulayan Aytaç, kapaklarının hilal şeklinde olmasının Harput’ta üretildiğini düşündürdüğünü kaydetti. Farklı taş türlerine ait yüzük, kaşık örneği olduğunu da ifade eden Aytaç, şöyle devam etti:“Demek ki takılara yönelik her dönem ilgi vardı ve bu doğal olarak Harput’taki insanların yaşamının da yoğun bir şekilde kullanılıyordu. Birde terzilik malzemelerimiz bulunuyor. Makaslar, iğneler, çuvaldızlar ve yüzükler bulunuyor. Bu terzilik malzemelerinin yoğun bir şekilde bulunması terzi atölyesinin de bulunabileceğini gösteriyor. Tabi kumaş türleri çürüdüğü için şuana kadar rastlamadık ama ayakkabılarda kullanılan derilere rastladık. Üretimi orası olduğunu düşünüyoruz. Yoğun şekilde bulunan 16. yüzyılın sonlarında itibaren özellikle Osmanlıda da yaygınlaşan pipolar bulundu. Bu pipoların altında otururken ateş düşmesin ya da külü dökülmesi diye pişmiş toprak yuvarlak kapçıklar ve seramiklerde kullanılıyordu. Bir keyif verecek alet olarak kullanılmıştır. Hem bayanlar hem de erkek yoğun bir şekilde kullanmıştır. 1860 yıllardan sonra bu tütünleri lülelerle değil de sigara kağıdı üretimine bağlı olarak sigaralar artık kağıtla içilir oluyor. Bunların kullanımı hızlı bir şekilde düştü ve azaldı. Sigara kullanımından sonra biz Harput Kalesi’nde sigara kağıtları da bulduk.”“HARPUT, 2 BİN 800 YILLIK BELGELERİ ORTAYA KOYUYOR”Yapılan kazıların devam edeceğini de bildiren Aytaç, şu ifadelerde bulundu:“Ne olursa olsun kalede yaptığımız kazılarda Milattan Önce 800’lerden 1930’lada kadar buluntu vermesi yaklaşık 2 bin 800 yıllık bir zaman dilimine ve yerleşime ait belgeleri bize sunuyor. O anlamda Harput İç kalesi savunma kalesi olarak sarnıçlarıyla, gizli geçitleriyle, gülleleriyle, top mermileriyle, buluna ok uçlarıyla, mızraklarıyla zengin bir yaşam veriyor. İnşallah biz buranın restorasyonlarına başladığımızda da artık gelen insanlarımızın o hafızasında oluşturduğu Harput’a ait her türlü buluntuyu, her türlü zamana ait eşyayı görüp geçmişe gidip çok daha güzel anılarla döneceğini düşünüyoruz.”