Maltepe’de Pınar ve İbrahim Alaca çifti ikinci çocuklarını kucaklarına almak için gün sayıyordu. 23 Aralık'ta Ataşehir’de bulunan bir hastanede sezaryenle doğum yapan Pınar Alaca (36), doğumdan 2 gün sonra şiddetli mide ve sırt ağrıları yaşamaya başladı. Eşi ile birlikte doğum yaptığı hastaneye giden Pınar Alaca, iddiaya göre hastane doktorları tarafından başka bir hastaneye sevk edildi. Eşi tarafından Üsküdar’da bulunan hastaneye götürülen Pınar Alaca’ya serum takıldı ve evine gönderildi. Ağrıları dinmeyen ve daha da şiddetlenen Alaca, bir süre sonra başka bir hastaneye götürüldü. Pınar Alaca, burada yapılan kontroller ve ağrı kesici ilaçlar verilmesinin ardından taburcu edilerek evine gönderildi. Gece saatlerinde nefes darlığı şikayetiyle tekrar aynı hastane giden Pınar Alaca’nın acil serviste 2 kez kalbi durdu. Doktorların müdahalesiyle hayata döndürülen Alaca ameliyata alındı. Doktorlar, Alaca'nın karaciğerinde yırtık olduğunu söyledi. Ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesine kaldırılan talihsiz kadının kısa süre sonra ölüm haberi geldi.
Pınar Alaca’nın eşi İbrahim Alaca, "Ayın 23'ü Pazar günü eşim doğum yapmıştı. Doğum yapıp eve geldikten 2 gün sonra fenalaştı mide ve sırt ağrılarıyla birlikte. Ondan sonra çeşitli hastanelere götürdüm. Doğum yaptığı kendi hastanesine götürdüm. Hastanenin acil servisine bizi almadılar. Bizi acil servisten başka hastanelere yönlendirdiler." dedi.
Gittiği hastanede eşiyle ilgilenmediklerini aktaran Alaca, "Eşimin çok şiddetli ağrıları olduğu için ben biraz sesimi yükselttim. ‘Bir bakar mısınız, eşim bayılmak üzere lütfen bakar mısınız?’ dedim. Oradaki doktor hanım geldi eşimi kontrol etti elleriyle. Böbreklerine baktı. Bana ‘Bu ağrıdan kimse ölmez, merak etmeyin’ dedi. Biraz tavırlı bir şekilde. Bizi başka bir bölüme yönlendirdi. Oradan başka bir bölüme geçtik. Burada en güçlü ağrı kesici yapıldı serum şeklinde. Ağrı kesici yapıldığı halde bu ağrı geçmedi. Doktorların aklına gelmedi ki 'Bu ağrı kesiciyi yaptık ama ağrı geçmiyor, bir araştırmaya alalım' demediler" diye konuştu.
“Serum verdikten sonra biz saat 23.30 gibi eve geldik" diyen Alaca şöyle devam etti:
"Elimizi yüzümüzü yıkadık, eşime biraz masaj yaptım ağrıları dinsin diye. Ve uyumasını söyledim. 'Biraz uyu belki ağrın geçer' dedim. Saat 02.00 civarı birden fırladı yataktan. 'İbrahim, ben nefes alamıyorum' dedi. Ben acilen çoraplarını falan giydirdim hastaneye yetiştirdim. Direkt bankoya uğramadan sarı alana geçtim. Doktor hanım oradaydı. Eşimi sedyeye yerleştirdim. Doktor hanıma diyorum ‘Eşim çok ciddi rahatsız. Lütfen bakar mısınız’. Bana dedi ki 'Birazdan uzman doktorlarımız gelecek bakacaklar.' Bekliyoruz uzman doktor gelmedi 2 dakika 3 dakika. En son yine bağırdım. ‘Lütfen bakar mısınız eşimin rengi gitti.’ dedim. Doktor hanım lütuf yaptı kalktı yerinden geldi. Bir baktı durum çok ciddi. Durumun ciddi olduğunu o anda anladı zaten. Anladı bir anda serum taktılar ondan sonra baktılar olmuyor, 'Acil kırmızı alana almamız gerekiyor' dediler. Acil kırmızı alana aldılar içeri geçtiler. 20 dakika, yarım saat sonra doktor çıktı. Bana eşinin kalbi 2 defa durdu ve biz çalıştırdık. Eşin büyük miktarda kan kaybetmiş, 'Biz acil ameliyata alıyoruz eşini' dedi. Eşimi ameliyata aldılar. Ondan sonra 2- 2,5 saat geçti. Doktorlar çıktıktan sonra dediler ki eşinin karaciğerinde yırtılma olmuş. Onlar da ne şekilde olduğunu bilmiyorlar. Eşimi yoğun bakım odasına aldılar. Doktor dedi ki '24 saat çok önemli, 24 saat içinde eşinizin hayatta kalması lazım şu anda hayatta.' Tekrar biz yukarı çıktık. Bekliyoruz tabi dualar ediyoruz. Ama 15-20 dakika sonra bizi çağırdılar içeriye. Ve ne yazık ki kaybettiklerini, kurtaramadıklarını söylediler."
Kimin ihmali varsa cezasını çekmesini istediğini söyleyen Alaca, “Başkası da olabilir, başka çocuklar annesiz kalmasın. Şikayette bulundum adli tıpa gönderdik eşimi. Oradan adli tıptan aldık defnettik. Şimdi adli tıp sonucunu bekliyoruz. Ona göre değerlendirme yapacağız" dedi.
(DHA)