Yunanistan topraklarında doğan Bergamalı Galen, anatomi ve fizyolojik teori eğitimi almıştır. Tıbbi becerilerini geliştirdikten sonra Roma’ya yerleşti. Katarakt, egzersiz, diyet, sağlıklı beslenme alanında kendini uzmanlaştırmıştı. Hatta bir süre sonra vücudu yönetenin kalp değil, aslında tüm kontrolü elinde tutanın beyin olduğunu teori haline getirmişti. Larinksin sesi ürettiğini gösteren ve venöz/arteriyel kan arasındaki farkı tanımlayan ilk Doktor Galen'di. Galen, günümüz tıbbına ışık tutacak yüzlerce tıbbi inceleme kaleme almıştır.
Günümüzdeki tıp uygulamalarının çoğunun temeli Antik Roma döneminde atıldı. Birçok alanda olduğu gibi tıp alanında da çok gelişmiş olan Antik Roma’nın hiç duyulmamış uygulamalar kullanması öğrenenleri hem şaşırtıyor hem de ürpertiyor. Birçok ilacın yapımında Antik Roma bilgileri kullanılmış olsa da tıp alanında uygulanan bu yöntemleri hiç duymadınız!
Günümüze göre sağlık alanında çok kısıtlı bilgiye sahip olan Antik Roma doktorları, özellikle mikroskobik canlıların neden olduğu hastalıklar ve nörolojik rahatsızlıklar konusunda yeterli bilgiye sahip değildi. Bundan dolayı bu hastalıklar onlara göre fazlasıyla gizemliydi.
Eğer birinin epilepsisi var ise, ya da çözemedikleri bir rahatsızlığa sahipse, ölmüş gladyatör kanı içtirilirdi. Onun dışında bazı hekimler reçete olarak ölen gladyatörün karaciğerini verirdi. Bunun sebebi ise erkek gladyatörlerin güçlü ve sağlıklı olmasıydı. Bu sebeple Romalı hekimler, tedavi olarak ölmüş gladyatör kanı içilmesini ya da karaciğerin yenilmesini uygulardı.