Van gölünü besleyen ve beş tür balığın yaşadığı Bendimahi çayı, üzerinde yapılan HES’lerdeki balık geçişleri, balık türüne uygun olmaması balıkların 30 kilometrelik yaşam alanlarını sınırladı.Muradiye ilçesi sınırlarına kadar uzanan ve buradan Van gölüne dökülen Bendimahi çayı, bölgedeki sazan, dere inci kefali, çöpçü gibi 5 tür balığın 30 kilometre uzunluğunda yaşamını sürdürdüğü önemli kaynakların başında geliyor. Çaydaki balık yaşamıyla ilgili bir yıllık araştırma yapan Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ)’den bilim adamları, çay üzerinde kurulu HES’lerin tek tip balık geçişleri nedeniyle çaydaki balıkların yaşam alanlarını sınırladığını ortaya çıkardı. HES’lerin aşağı kısımlarında bulunan balık türlerinin, üst kısımlarında görülmediğini, üst kısma geçmek için balık geçiş kanallarına gelenlerin ise geçiş yapamadığı gibi avcılara kanal girişlerinde hedef olduklarını gözlemledi.HES’lerdeki kanalla ilgili gazetecilere açıklama yapan Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, çayda yaşayan balıkların çay boyunca aşağıdan yukarıya doğru sürekli hareket halinde olduklarını, özellikle de üreme döneminde kaynağın bulunduğu bölgeye gitmeye çalıştıklarını ifade etti.Prof. Sarı, su ısındığında yukarı, sel yaşandığında aşağı gitmeye çalıştığını belirterek şöyle konuştu:"Dolayısıyla hayvanın yaşama, beslenme ve barınma alanı suyun tamamıdır. Biz bunu balığın geçemeyeceği şekilde engellersek hayvan da geçiş yapamaz. Beslenmesini, üremesini ve yaşam alanlarını engellemiş oluruz o zaman. Bulunduğumuz yerdeki balık geçidi somon balıkları için uygun. Ancak burada sazangil var. Dolayısıyla bu balık geçişinin burada olmasının çok bir anlamı yok. Bu geçitlerin çaydaki sazangillere göre bilimsel tavsiyelere uygun şekilde düzeltilmesi lazım.""BALIK ÖZELLİĞİNE UYGUN GEÇİTLER YAPILMALI"Araştırma görevlisi Mustafa Akkuş ise, akarsudaki balık popülasyonu ve çay üzerindeki HES’lerin balık popülasyonu üzerindeki etkilerini bir yılık çalışmayla araştırdıklarını anlattı. Yaptıkları çalışma sonucunda özellikle HES’lerin akarsuda yaşayan balıkların hareketleri üzerine olumsuz etki gösterdiği yönünde tespitlerde bulunduklarını vurgulayan Akkuş, sözlerini şöyle sürdürdü:"Bulunduğumuz nokta Çaldıran ilçesi girişindeki Ayrancılar HES. Burası HES’lerin balık popülasyonu üzerindeki olumsuz etkilerinin görüldüğü en güzel örnek. HES inşa edilirken derenin aşağı ve yukarısındaki kot farkları yerine, kurulacağı yerdeki habitat yapısı çok önemli. Buradaki mevcut habitat yapısı, akarsu üzerindeki balıkların yaşamlarına en uygun yer. Yaklaşık 5-6 kilometrekarelik bu alan barındırdığı su bitkileri ve taban yapısı yönüyle balıklar için sığınma, üreme ve beslenme için harika bir yer. Fakat kurulan bu HES, habitatı tamamıyla yok etmiş durumda. Habitatın tamamını etkileyen yere kurulan bu HES, balıkların dar bir alana sıkışıp kalmasına ve her geçen yıl buradaki popülasyonun azalmasına sebebiyet vermiş. İkinci nokta HES’ler kurulurken balıkların akar sunun aşağı ve yukarı kısmına hareket halinde olduğu unutulmamalı. Yaptığımız örnekleme özellikle nisan, mayıs, haziran aylarında, yani akarsudaki balıkların hareket ettiği mevsimlerde balıkların HES’in önünde biriktiğini ve yukarıya doğru geçemediğini tespit ettik."HES’lerin yapıldığında kanunlara göre balık geçitlerinin olması gerektiğini ve yapılan HES’lerde balık geçitlerinin bulunduğunu aktaran Akkuş, ancak geçitlerin akarsudaki balıkların biyolojik yapısına uygun olmadığına ve balıkların bu geçitlerden geçmesinin mümkün olmadığına dikkati çekti. Bu sıkıntının yanında balık geçitlerinin bir süre sonra temizlik yapılmaması nedeniyle tıkandığına değinen Akkuş, sözlerini şöyle tamamladı:“Böylelikle balıklar için geçit değil, tuzak haline geliyor. Balık geçitlerinin önünde biriken balıklar avcılık yapan insanlar için uygun yerler haline geliyor. Dolayısıyla HES’lerde yapılan balık geçitlerinin tekrar gözden geçirilmesi, buradaki balıkların biyolojisine, sıçrama özelliğine göre yapılması lazım. Akarsulara yapılan balık geçitlerinin tek tip yerine akarsudaki balıkların özelliklerine göre uygun olması ve sürekli takip edilmesi lazım."