Hitit Üniversitesi “Obezite ve Egzersiz” konulu panel düzenlendi.Beden Eğitimi ve Spor meslek Yüksekokulu ile Tıp Fakültesi işbirliğinde gerçekleştirilen panelde son yılların en önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alan obezitenin her yönüyle masaya yatırılırken, sağlıklı bir toplum ve sağlıklı bir yaşam için fiziksel aktivitenin önemine dikkat çekildi. Paneli Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ömer Sobacı, İl Sağlık Müdürü İsmail Yücel, Halk Sağlığı Müdürü Ahmet Barış, akademisyenler ve öğrenciler izledi.Panelde bir konuşma yapan Herkes İçen Spor Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Erdal Zorba, sağlıklı, şiddetten uzak ve geleceğe güvenle bakan bir ülke için mutlaka spor yapılması gerektiğini söyledi. Spor yapmanın yanı sıra spor özgürlüğünün de kazandırılmasının gerekliliğine dikkat çeken Prof. Dr. Erdal Zorba, toplumdaki baskı nedeniyle kadınların rahat spor yapma imkanının olmadığını belirtti.Federasyon olarak 3 yaşından 93 yaşına kadar herkese spor yaptırmayı, kendisiyle barışık, hoşgörülü olmayı, insanları sevmeyi, bir tebessümün sadaka olduğu düşüncesinden yola çıkarak insanların birbirlerini yürekten sevmesini istediklerini dile getiren prof. Dr. Zorba, “Sevgi çok önemlidir. Sevmeyen insandan korkun. Sevgi, alçakgönüllülük muhteşem bir şeydir. Mütevazılık muhteşem bir şeydir. Sadece spor yapmak değil, sporla birlikte insani değerlerimizi de korumak çok önemli. Sadece bedenen sağlıklı olmak değil, insan her yönüyle sağlıklı olması gerekir. Sağlık bir bütündür. Bazıları ise acıların çocuğudur. Rahmetliyi dinlemekten büyük zevk alır. Ona güzelliklerin hiçbirisi etki etmez. Çünkü acıların çocuğudur. Bundan zevk alır. Mesela Müslüm Gürses’i dinleyip jiletleyenler çoktur. Sevgilisine aşıktır ama sevgilisinin kalbini kazandıktan sonra kendinden ve sevgiden nefret eder. Bir ülkenin sağlık ve refah düzeyinin yüksek olması sağlıklı birey aile ve toplumdan geçer. Sporun ve sportif etkinliklerin tabana yayılması, doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, hoşgörülü bir toplumun oluşturulması, zararlı alışkanlıklar konusunda bireylerin duyarlı hale getirilmesi, obeziteden uzak sağlıklı bir toplum oluşması için çok önemlidir” dedi.Fiziksel aktivitesizlik, sigarayı bırakma, doğum sayısı gibi bir çok etkenin obeziteye davetiye çıkardığını anlatan Zorba, obezite ve şişman olmamanın yolunun doğru beslenme ve fiziksel aktivite yapmanın yanı sıra hayata pozitif bakmak, mutlu olmayı bilmek ve insanın içindeki nefreti ve kini içinden atarak insanlara sevgi ve hoşgörüyle bakabilmekten geçtiğinin altını çizdi. Sevginin bir çok hastalığın temel anahtarlarından birisi olduğunu vurgulayan Zorba, ‘duvarı nem, insanı gam yıkar’ ata sözünün unutulmamasını istedi.Bugün dünyada yapılan araştırmalarda her yıl 3.2 milyon insanın fiziksel aktivite eksikliğinden öldüğünü açıklayan Zorba, “Dünyada en çok görülen hastalıklar arasında dördüncü sırayı fiziksel aktivite eksikliği alıyor. Dünya bu konuda ciddi bir savaş başlattı. Bizde başlattık. Federasyon olarak 2030 ve 2040’lı yıllarda Türkiye’nin yüzde 80’nine spor yaptırmayı hedefliyoruz. Fiziksel olarak aktif olmak bir çok hastalığın ortadan kalkmasına vesile oluyor. Obezite çağımızın en büyük hastalığıdır. Özellikle gelişmiş zengin ülkelerin başını ağrıtan ciddi bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Obezite Avrupa’daki yetişkinlerde Tip-2 diyabet vakalarının yüzde 80’inden, iskemik kalp hastalıklarının yüzde 35’inden, hipertansiyonun yüzde 55’inden sorumludur. Her yıl 1 milyondan fazla ölüme neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.OBEZİTEDEN KORUNMAK TEDAVİ ETMEKTEN DAHA KOLAYDIRHitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan ise, obeziteden korunmanın tedavi etmekten daha kolay olduğunu belirtti. Teknolojik gelişmeyle birlikte inaktif yaşam tarzının artış göstermesi başta obezite olmak üzere kalp damar hastalıkları, diyabet gibi bir çok kronik hastalığa davetiye çıkardığını dile getiren Prof. Dr. Deha Metin Alkan, tüm dünyada kontrol altına alınması gereken bir hastalık olan obezitenin son yıllarda çocuk ve kadınlar başta olmak üzere tüm dünyada artış gösterdiğine işaret etti. Prof. Dr. Alkan, 2012 TÜİK verilerine göre 15 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 17’sinin obez, yüzde 65’inin de fazla kilolu olduğunun belirtildiğini ifade etti.Toplumdan kopuk bir üniversite modeli tüm dünyada terk edildiğini anlatan Alkan, “Bunun yerine içinde bulunduğu toplumla iç içe olan, içinde bulunduğu topluma olabildiğince katma değer sağlayan bir üniversite modeli tüm dünyada kabul gördü. Üniversitemizi bu yeni trende göre konuşlandırmaya gayret ediyoruz.BESYO ve Tıp Fakültemiz son dönemlerde büyük bir atılım gerçekleştirdi. Gelecek yıl inşallah Tıp fakültemizin eğitimini birinci sınıftan itibaren burada vereceğiz. Buda üniversitemiz açısından önemli bir gelişme olacak. BESYO’da bölüm sayımız artıyor. Hızla artmaya da devam edecek. Hitit Üniversitesi nitelik ve nicelik olarak hızla büyümeye devam ediyor. Büyüme devam ederken de toplumu ilgilendiren uğraş alanımız olan her konuyu dert ediniyoruz” şeklinde konuştu.OBEZİTE İLE MÜCADELEDE ZAYIFLAMA İLAÇLARI, DİYET KAMPLARI VE CERRAHİ MÜDAHALEYİ DOĞRU BULMUYORUMHitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mete Dolapçı ise obezitenin önemli halk sağlığı problemlerinden birisi olduğunu kaydederek, ’Hocalarımız tedavi edici hekimlik değil, koruyucu hekimlik önemlidir’ diyor. Gerçekten biz buna inanıyoruz. Bireyleri tedavi ediyorsunuz ama koruyucu hekimlik yaptığınız zaman toplumun hastalanmasını engelliyorsunuz. Obezitede Türkiye için büyük bir sorun oldu. Obezite Türkiye’de büyük bir hızla ilerliyor ve buna bağlı olarak da tıbbi hastalıklarda artıyor. Obez olduktan sonra bir sürü problemler ortaya çıkıyor. Mesela birisi bir ilaç getirtiyor zayıflatan ilaç diye bakıyorsunuz insanlar ölüyorlar. Yada girişim kabiliyeti yüksek olan bir takım diyetisyenler zayıflama kampları kuruyorlar. Ne yaptıkları ne kadar bilimsel gerçeklere uydukları belli değil. Bakıyorsunuz orada da insanlar ölüyor. Veya en son bize geliyorlar. Bize geliyorlar şişmanlık ameliyatı istiyorlar, bu bence son nokta oda doğru değil. Obezite nedeniyle cerrahi müdahale geçirmek buda doğru değil” ifadelerini kullandı.HAREKETSİZ BİR TOPLUMLA KARŞIYA KARŞIYAYIZBESYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Faruk Yamaner ise, hareketsiz bir toplumla karşı karşıya olduklarını söyledi.Türkiye’nin karşı karşıya kalacağı veya kaldığı çok önemli bir olayı tartışmak için bir araya geldiklerini ifade eden Yrd. Doç. Dr.Yamaner, “Çorum’da bin 700 çocuk üzerinde yapmış olduğumuz bir araştırmada ilkokul çağındaki çocukların hareketsiz kalmalarından dolayı hareketsiz bir toplumla karşı karşıya olduğumuzu gördük. Herkes İçin Spor Federasyonumuz toplumda fiziksel aktivitenin artması için yıllardır büyük bir çaba sarf ediyor. Bizde bu mücadeleye bir katkı sunmak için bu etkinliği düzenledik” dedi.Konuşmaların ardından Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerim Küçükler, Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özge Küçüker Dönmez, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metobolizma Kliniğinde görevli Uzm. Dr. Sevgin Biçer birer sunum yaptı.Panel sonunda etkinliğinde gerçekleşmesinde katkıda bulunanlar ve panelistlere teşekkür plaketi verildi.