Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde yaşanan iki büyük deprem ardından İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH ) 2 yıla yakın bir süredir hizmet verdiği İHH Konteyner Kenti’n 15 Haziran 2013 tarihinde faaliyetine son vereceğini sakinlerine mektup yazarak duyurdu.
Yapılan yazılı açıklamada, “Artçı sarsıntıların sona ermesi, hasarlı binaların onarımlarının tamamlanması ve kalıcı konutların teslim edilmesi ile birlikte konteynerkentimiz misyonunu tamamlamış bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte de Van’ımız için hizmete devam edeceğiz.
Konteyner kentimizin faaliyetlerine son vermesi ile ilgili olarak; Vakfımız Genel Sekreteri Yaşar Kutluay konteynerkent sakinlerine bir mektup gönderdi. Konteyner kentimizin sakinleri ve halkımızdan helallik istiyor ve hayırlı bir gelecek diliyoruz” denildi.
İHH Genel Sekreteri Yaşar Kutluay’ın konteynır kenti kapatmadan önce gönderdiği veda niteliğindeki mektupta şu cümleler yer alıyor, “Bildiğiniz gibi 23 Aralık ve 9 Kasım tarihlerinde Van ve Erciş’i etkileyen iki büyük deprem felaketi yaşandı. Bunun sonucunda 641 insanımız hayatını kaybetti. Yüzlerce ev yıkıldı, binlerce ev ağır hasara uğradı ve 15 bine yakın artçı sarsıntı meydana geldi. Sağlam olan evler dahi kullanılamaz duruma geldi. Bu süreçte tüm Türkiye ve Dünya Van’ımıza destek olabilmek için seferber oldu. Biz de tüm gücümüzle size destek olmaya çalıştık. Felaketi haber alır almaz enkaz arama ve kurtarma
çalışmalarından başlayarak normalleşme sürecine kadar hiç durmadan çalıştık. Arama kurtarma ekiplerimiz 9 vatandaşımızı enkaz altından sağ olarak çıkarmayı başardı. Erciş ve Van’da on binlerce aileye gıda, giysi, ev eşyası, nakit yardımı, temizlik setleri, tıbbi yardım malzemesi ulaştırdık. Tüm yardımlarımızı kapı teslimi gerçekleştirdik. Depremin ikinci gününden başlayarak gezici aşevimiz ile beş ay boyunca Erciş ve Van’da günlük 5 bin porsiyon sıcak yemek dağıttık. 250 ailemizi il dışında misafir ettik. Mobil sağlık TIR’ımız vasıtası ile konteynır kentlerde sağlık hizmeti verdik. Sancılı bir süreçten sonra açılan okullarda eğitime destek olmak ve öğrencilerimize moral vermek amacıyla 12 bin öğrencimize
kırtasiye ve giysi yardımında bulunduk. Depremde yetim kalanlarla birlikte toplam 285 yetim çocuğumuza halen burs vermekteyiz. Geçen sene Şubat ayında olumsuz hava koşulları ve diğer imkansızlıklara rağmen 550 aileye hizmet veren ve sizinde misafiri olduğunuz İHH-Van Konteynır kentini kurduk. Taziyemiz oldu üzüldük, bebeklerimiz doğdu sevindik. Beraber oruç tuttuk, teravih kıldık, kurban kestik ve bayram ettik. Sıcak bir mahalle ortamında acısıyla tatlısıyla 2 kışı beraber geçirdik. Bugün depremin üzerinden bir buçuk yıla yakın bir zaman geçti. Hasarlı evlerin çoğu güçlendirildi ve yıkılanların yerine afet konutları teslim edildi. Halen bazı sıkıntılar devam etse de konut sıkıntısı büyük ölçüde ortadan kalktı. Bu süreçte vakıf olarak, Somali, Arakan ve Suriye gibi dünyanın diğer bölgelerinde çalışmalarımızı aksatmadan devam ettirdik” denildi.
Mektubun son kısmında ise şu ifadeler alıyor, “Konteynır kentimizde ihtiyaç kalmayan 12 metrekarelik prefabriklerimizin bir kısmını Somali’ye, bir kısmını Suriye’ye gönderdik. Yine Gezici aşevi ve sağlık TIR’larımızı da Suriyeli mültecilere tahsis ettik. Kamuoyundan takip ettiğiniz gibi yanı başımızdaki kardeş Suriye halkı çok büyük bir dram yaşıyor. On binlerce kişinin öldüğü, milyonlarca kişinin evini terk edip mülteci durumuna düştüğü bu bölgede yoğun bir insani yardım ve diplomasi çalışması yürütmekteyiz. Siz Vanlı kardeşlerimizin barınma sorunu çözebilmek için yaptığımız gibi Suriyeli kardeşlerimiz için de Kilis’te bin adetlik bir konteynır kent kurduk. Acısıyla tatlısıyla birlikte geçirdiğimiz günler oldu. Sizlere evinizi aratmamaya gayret ettik. Şimdi bize tahsis edilen alanla ilgili idari tasarruflar, deprem sonrası normalleşme süreci ve dünyanın diğer bölgelerinde özellikle de Suriye’deki mazlumlara daha fazla destek olabilmek için size veda etmek durumundayız. Bu vedamız sadece konteynır kentimizin tasfiyesi ile ilgili kısmi bir veda. Yoksa Van’dan
hiçbir zaman ayrılmadık ve ayrılmayacağız. Sizlerle geçirdiğimiz bu süre bizim için tarif edilemez bir mutluluğa neden oldu. Bir eksiğimiz, kusurumuz olduysa af ola” şeklinde tamamlandı.