İSTANBUL (AA) - Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından İranlı Türk şair Seyid Muhammed Hüseyin Behçet, 34. vefat yıl dönümünde "Şehriyar Gecesi" programı ile anıldı.
Kızlarağa Medresesi'nde gerçekleştirilen etkinlikte, "Şehriyar" mahlası ile tanınan usta şairin eserlerini ve hayatını Prof. Dr. Mehmet Kanar ve Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan anlattı.
TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, programa ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türk dünyasının kudretli, büyük şairlerinden Şehriyar'ı vefatının seneidevriyesinde anmak, onu bu topraklarda yeni nesillere tanıtmak amacıyla bu programı gerçekleştirdik. Şehriyar, siyasi sınırlarımızın dışında bir şair olmakla birlikte, kültürel sınırlarımızın her zaman içinde kalmış büyük bir şairimiz." dedi.
Türkiye'deki edebiyatçıların Şehriyar'ı yeterince tanımadıklarını belirten Bıyıklı, "Biz bu programlar vesilesiyle özellikle akademinin, özellikle genç edebiyatçıların dikkatini çekmek istiyoruz. İnşallah ilerleyen zamanlarda Şehriyar ile ilgili bir sempozyum da düzenleyeceğiz." ifadesini kullandı.
Bıyıklı, Şehriyar'ın aynı zamanda Türkiye sevdalısı bir şair olduğuna dikkati çekerek şöyle devam etti:
"Türk topraklarını içselleştirmiş bir şair. Türkiye'ye gelemese bile maddi olarak, şiirleriyle, gönlüyle Türkiye'ye gelmiş. Türkiye'den, İstanbul'dan, bahsetmiş bir şairimiz. Aynı zamanda Mehmet Akif'i, Yahya Kemal'i, Tevfik Fikret'i yakından takip ettiğini, onlardan beslendiğini görüyoruz ve onları şiirlerinde de geçiriyor. İnşallah mekanı cennet olsun. Bu tip programlar yapıldıkça Şehriyar, daha çok insan tarafından tanınacak, okunacak ve Şehriyar'ın hikmetli dünyasına girilmiş olacak."
- "Türkçede ne kadar kuvvetliyse Farsçada da o kadar kuvvetli bir şair"
Prof. Dr. Mehmet Kanar da "Şehriyar, doğu dünyasının yetiştirdiği iki dilli şairlerden bir tanesi. Hem Türkçe hem de Farsça dilinde eserler vermiştir. Bizim edebiyatımızda da Fuzuli vardır. Türkçe, Farsça ve Arapça olmak üzere 3 dilli bir şairdir. Şehriyar, daha çok 'Heydar Baba'ya Selam' şiiriyle tanınıyor bizde. Farsça şiirleri pek bilinmiyor." diye konuştu.
Şairin tüm divanının Farsça olarak iki cilt halinde İran'da yayımlandığını aktaran Kanar, şunları kaydetti:
"Benden bütün divanı çevirmemi istedi. Fakat üç, beş yıl sürecek bir işti. Ben de yayınevine öneride bulundum ve 'en güzel şiirlerini seçeyim, onları Farsçadan Türkçeye nazmen çevireyim' dedim. Onlar da kabul ettiler ve sanırım İran Konsolosluğu da destek verdi. Kitabı hazırladık ve güzel bir seçki oldu. Kendisi klasik bir şairdi. Ama aynı zamanda bir romantik şair olarak eserler verdi. Türkçede ne kadar kuvvetliyse Farsçada da o kadar kuvvetli bir şair. Çünkü Türk olduğu için kendini ispat etmek istiyordu. İran edebiyatında bunun örnekleri de var."
- "Kendisine 'Yaşayan Fuzuli' ve 'Yaşayan Hafız' diyorlardı"
Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan ise Şehriyar'ın Türkçe ve Farsça şiirlerinde klasikle modernizmi birleştiren bir şair olduğunun altını çizerek, "Kendisine 'Yaşayan Fuzuli' ve 'Yaşayan Hafız' diyorlardı. Eğer Hafız-ı Şiraz yaşasaydı, Şehriyar olarak Farsça şiirlerde karşımıza çıkacaktı. Eğer Fuzuli yaşasaydı, Türkçe şiirlerinde Şehriyar olarak bizim karşımızda olacaktı. Bu çok önemli bir şey." dedi.
Usta şairin Fars ve Türk kültürlerini birleştiren bir köprü olduğunu vurgulayan Doğan, "Şehriyar'ın şiirinde klasik Fars ve Türk şiirindeki hemen hemen bütün kültür unsurları arzıendam eder. Bu yönüyle de okunması, izlenmesi gereken bir şairdir." değerlendirmesinde bulundu.
Programda ayrıca şair ve yazar Tebrizli Hamid Ahmedzade ile Dr. Seyyid Yahya Yesribi, Şehriyar'ın şiirlerini okudu.