Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 105 yaşında vefat eden İslam alimlerinden Mehmet Emin Er Hocaefendi, son yolculuğuna uğurlandı.
Mehmet Emin Er Hocaefendi için Hacı Bayram Camii’nde Cuma sonrası cenaze namazı kılındı. Namaza; hocaefendinin ailesinin yanı sıra TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Saadet Partisi eski başkanlarından Recai Kutan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu ve çok sayıda vatandaş katıldı.
GÖRMEZ: İSLAM ALEMİ BÜYÜK BİR ALİMİNİ KAYBETTİ
Cenaze namazını kıldıran Diyanet İşleri Başkanı Görmez; ilimle yücelmiş, hep ilimle yüceltmiş yüz yıllık bir ilim çınarının ebediyete gönderildiğini aktardı. İslam dünyasının büyük bir alimini kaybettiğini vurgulayan Görmez, “İslam alemi yüzlerce talebe yetiştirmiş, yüzlerce eser vermiş, çok saygıdeğer bir hocaefendisini kaybetmiştir. Ben de şahsen 11 yaşından itibaren kendisinden çok fazla şey öğrendiğim, ilminden, irfanından hayatım boyunca istifade ettiğim bir hocamı, bir baba dostunu, babamın hocasını kaybetmiş bulunuyoruz.” dedi. Görmez, daha sonra hocaefendi için helallik istedi.
Kılınan namazın ardından cenazeye katılan devlet erkanı, Mehmet Emir Er Hoca'nın cenazesine omuz verdi. Tekbir ve salavat eşliğinde cenaze aracına taşınan, Emir Er Hoca toprağa verilmek üzere memleketi Gaziantep’e götürüldü.
MEHMET EMİN ER HOCA’NIN ÖZ GEÇMİŞİ
Muhammed Emin Er Hocaefendi, 'Zülfügül' lakabını taşıyan Hacı Zülfikâr‘ın oğlu olup, milâdî 1914, hicrî 1332 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı'nın başlarında Diyarbakır’ın Çermik kazasının Külüyan (yeni ismi Kalaş) köyünde doğdu. İlim tahsiline başladığında 25 yaşında idi. Memleketinde İslamî eğitimde takip edilen usûl gereği Sarf ilmini öğrenerek tahsile başladı. Sonra Nahv, Mantık, Vad, İsti’âre, Edebü’l-bahs ve’l-münâzara, Beyân, Meâ’nî, Bedi’, Usûlu’d-din, Usulu’l-fıkıh ve Kelâm ilimlerini tahsil etti.
Bir yandan medresede okutulan bu on iki ilmi öğrenirken, diğer yandan Fıkıh, Tefsir, Ferâiz, Tecvid gibi diğer ilimleri de öğrendi. eş-Şeyh Muhammed Ma’şûk b. Şeyh Muhammed Ma’sûm’dan (ki kendisi Abdurrahman et-Tâğî’nin torunudur) bu ilimlerin hepsinde 1950 yılında icâzet aldı. Kendisinden bu ilimleri bir çok talebe okudu ve icâzet aldı.
Ayrıca, tasavvufta muhtelif mürşidlerin terbiyesinden geçti. Amelî icâzetini (halkı irşad izni), merhum Muhammed Saîd Seydâ el-Cezerî’den aldı. İlim tahsilinden sonra hayatı boyunca ders verme, imamlık, vâizlik, tebliğ ve İslam’a davet gibi hizmetlerle meşgul oldu.