Ümraniye’de düzenlenen "Medyanın Dili ve Terör" isimli panelde gündemi değerlendiren Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, terörün uluslararası politikanın bir aracı haline getirildiğini belirterek, "Bizim medya kavramı başta olmak üzere bütün bu terör ve bağlantılı diğer kavramları ve yaklaşımları önce yerli yerine oturtmamız lazım. Bunun için de dersimizi iyi çalışmalıyız" dedi.Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen, ‘Medyanın Dili ve Terör’ paneline Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan konuşmacı olarak katıldı. Gazeteci Balçiçek İlter’in moderatörlüğünü yaptığı oturumda İsmail Kapan’ın yanı sıra Sabah Gazetesi Yazarı Hilal Kaplan, A Haber Sunucusu Erkan Tan da konuşmacı olarak yer aldı.1990’lı yıllara kadar dünyadaki enformasyon akışının yüzde 90’ının 4 büyük ajanstan geçtiğinin altını çizen Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, “Bunların 2 tanesi Amerika, bir tanesi İngiliz, biri de Fransız ajansıdır. Onların eleğinden geçiyordu. Yani onların verdiklerini, duyuyor, görüyorduk. Onların vermediklerini kenara koyduklarını da duyamıyorduk, göremiyorduk” dedi."TERÖR ULUSLARARASI POLİTİKANIN BİR ARACI HALİNE GETİRİLMİŞTİR"Bugün terörün uluslararası politikanın bir aracı haline geldiğini vurgulayan Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, “Terör örgütlerinin sadece elinde silah birilerini öldüren, birilerini kaçıran bir örgüt değil arkasında büyük iradelerin, büyük güçlerin, üst akılların olduğu belli bir plan ve hedef doğrultusunda yönlendirilen mekanizmalar, böyle görmemiz lazım. Bunu böyle görmediğimiz zaman terör örgütlerini eksik değerlendirmiş oluruz, yanlış değerlendirmiş oluruz ve bilmeden ya da bazılarının bilerek onların emellerine hizmet etmek gibi bir duruma düşmesi söz konusudur" dedi."SÜREKLİ TÜRKİYE’YE YAPILAN BİR SUÇLAMA VAR"Bugün uluslararası arenada bir sıkıntı ile karşı karşıya kalındığını ifade eden İsmail Kapan, “Sürekli Türkiye’ye yapılan bir suçlama var. Şu kadar gazeteci içeride yatıyor. Türkiye bir türlü bütün imkânlarıyla yani cumhurbaşkanı, başbakanı dâhil, basından sorumlu bakan dâhil kurumlar dâhil şu derdimizi anlatamıyoruz. Bu içeride gazetecilik suçundan yatıyor denilen insanlar gerçekten gazetecilik suçundan mı yatıyorlar? Sadece gazetecilik yapmak için mi içerideler? Bunu bir türlü anlatamıyoruz. Oysa anayasa orada, ceza kanunu orada, terörle mücadele kanunu orada, radyo ve televizyon kanunu ki o 1994’te çıkarılan kanun yetmedi 2007’de tekrar değiştirildi. Orada yayın ilkeleri içerisinde televizyonların terör konusunda neleri yapamayacağı tek tek, kelime kelime, madde madde sayılıyor. Ama buna rağmen biz burada 30 küsur seneden beri bu kadar yoğun terör belasına maruz kalan bir ülke olarak dünya karşısında derdimizi anlatamıyoruz. Bu kadar kalabalık bir nüfus, belalı bir jeopolitikte yer alan bir devleti etrafı hep istikrarsız rejimlerle ülkelerle dolu ve etnik bir kaynaklı terör belasıyla yaklaşık 40 senedir boğuşuyor” şeklinde konuştu."DÜNYAYA DA DERDİMİZİ İYİ ANLATMAMIZ LAZIM"Kapan, sözlerine şu şekilde son verdi: “Bizim medya kavramı başta olmak üzere bütün bu terör ve bağlantılı diğer kavramları ve yaklaşımları önce yerli yerine oturtmamız lazım. Bunun için de dersimizi iyi çalışmalıyız. Dünyaya da derdimizi iyi anlatmamız lazım. Yoksa biz bu ithamlardan bu suçlamalardan kurtulamayız.”