ZEHRA MELEK ÇAT - İstanbul'daki Büyükçekmece sahilinde yaklaşık 5 yıl önce arkadaşlarıyla denizde eğlenirken boynu kırılan 25 yaşındaki Öner Hanay, tedaviler sayesinde hareket eder hale geldi.
Denize atladıktan sonra boynu kırılan Hanay, çevredekilerin yardımıyla denizden çıkartılıp hastaneye kaldırıldı ve 1 ayı yoğun bakım olmak üzere İstanbul'da 2 ay hastanede kaldı.
Ardından Konya'ya ailesinin yanına gelen Hanay'ın tedavisi 4 ay daha hastanede devam etti. Boynundan aşağısı felç şekilde hastaneden taburcu olan, nefes almada yaşadığı zorluk nedeniyle konuşma güçlüğü çeken Hanay, 1 yılın sonunda rahatça konuşmaya başladı. Hanay, 4 yıldır gördüğü fizik tedavi ve azmiyle az da olsa hareket eder hale geldi ve işinin başına döndü.
Hanay, AA muhabirine, 9 çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olduğunu, Muş'ta ve Konya'da tarım aletleri üzerine fabrikaları bulunduğu için 6 ay Konya'da, 6 ay Muş'ta yaşadıklarını anlattı.
İstanbul'a arkadaşlarıyla tatile gittiğini ifade eden Hanay, "Arkadaşlarım denize balıklama atladı. Daha önce balıklama atlamıştım ama o sahilde ilk defa atlıyordum. Arkadaşlarım atlayınca ben de atlamak istedim. Hiç denize girmeden, denizin derinliğini anlamadan direkt atladım. Atladığım gibi de boynumu kırdım. Sudan kendim çıkamadım. Arkadaşlar sayesinde kıyıya çıktım. Gözlerim kapalıydı ama bilinç kaybı yaşamadım." dedi.
İstanbul ve Konya'da hastanede geçen tedavi sürecinin ardından vücudunun boyun kısmından aşağısını kullanamadığını 1 yılın sonunda anlayabildiğini dile getiren Hanay, "Ben kaza geçirdim ama bir şey olmamış gibi hissediyordum. Bana bir şey olmamış da hastaneden çıkıp eve gideceğim gibi düşüncelerim oluyordu. 5 yıldır hala o düşüncedeyim, hala inanamıyorum, hala şoktayım. Bu durumda olduğumu kendimce kabullenemiyorum. Sanki bir gün iyileşeceğim de her şey bitecekmiş gibi, sanki bunlar bir rüyaymış da hiç yaşanmamış gibi." ifadelerini kullandı.
- "Bir gün başaracağım"
Hanay, kazanın vücudunda yarattığı tahribatı fark ettikten sonra hayata umutla bakmaya çalıştığını belirterek, şöyle devam etti:
"Başımıza gelen her şeye şükretmek lazım. Ben daha önce bu durumdaki insanların sadece doğuştan olduğunu sanıyordum. Kaza geçirdiklerini bilmiyordum. Şu an anladım ki herkesin başına her şey gelebilir. İnsanoğlunun şükretmesi lazım. Bazılarının kolu, bazılarının ayakları yok. Onlar hayata sımsıkı sarılmışken, kolum, ayaklarım varken benim hayata olumsuz şekilde bakmamam lazım. Benim daha fazla mücadele etmem lazım. En azından umudum var. O umut için çabalıyorum. Benim beğenmediğim hayat başkasının hayali, başkasının beğenmediği hayat benim hayalim olabilir. Tedavi göre göre yeteneklerim de hareketlerim de arttı. Tedaviye başlamadan önce moralim çok iyiydi. Ben 'Başaracağım' diye başladım. 'Başaracağım' diye azmediyorum ve bir gün başaracağım."
- "Yaşıyorsam ailem sayesinde"
Aile şirketinde çalıştığını ve iş hayatının yaşama azmini arttırdığını söyleyen Hanay, "Yaşıyorsam ailem sayesinde yaşıyorum. Ailemin desteği bana çok iyi geldi. Babam hiçbir şeyimi eksik etmedi. Kardeşlerim, sanki bu durumu yaşamıyormuşum gibi hissettiriyorlar. Ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar." diye konuştu.
Omuriliğindeki ödemin dağılmasıyla hareketlerinin arttığını ifade eden Hanay, "Doktorlarım artık, 'Zaman lazım ama başaracaksın' diyor. İnşallah başaracağım." dedi.
Hanay, 4 yıldır sosyal medyayla moral bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Sosyal medyada insanların bana bakışı, sevgisi, duası beni mutlu ediyor. Sosyal medya sayesinde çok büyük yol katettim. Ben de daha çok tedaviye yöneliyorum. Bir şey başardığımda oradaki ailemle paylaşmak istiyorum. Geçmişte paylaştığım videolarıma ve bir de şimdiki durumuma bakıyorum, arada bayağı fark var."
- "Fonksiyonunu maksimum kullanabilen nadir hastalardan"
Hanay'ın tedavi gördüğü Fizikon Tıp Merkezi'nde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Turgut Yıldızgören, Öner Hanay'ın boynu kırıldıktan sonra 6 aylık hastane sürecinin ardından yatağa bağımlı olarak kendilerine başvurduğunu anlattı.
Yıldızgören, Hanay'a yılda 2 kere birer ay olmak üzere fizik tedavi uygulandığını belirterek, şunları anlattı:
"Öner, boyun felci geçirip de fonksiyonunu maksimum kullanabilen nadir hastalardan. Kendisi de aktif bir hastamız. Burada aldığı tedaviyle yetinmiyor, spor aktivitelerini de yapıyor. Çeşitli tedavilerin ardından robotik yürüme eğitimiyle tedavisini sürdürüyoruz. Bu hastalarda daha çok solunum komplikasyonları, kemik erimesi görüyoruz ama Öner, tedaviye uyumlu birisi olduğu için onda bu sorunları yaşamadık. Kollarının bazı kısımları çalışıyor, gövdenin tamamı ve bacaklarında hiç hareket yok. Gelişecek yeni tedavi yöntemleriyle, wireless implant ya da kök hücre tedavisiyle Öner'e yeni umutlar doğabilir."