DHA, AÜ Hastanesi'nde bulunan kırmızı kodlu alana girdi. Koronavirüs vakalarının tedavi gördüğü Covid Yoğun Bakım alanını görüntüleyen DHA, sağlık çalışanlarının canla başla çalışmalarına anbean şahit oldu. Koronavirüs vakalarının AÜ Hastanesi'ne gelmesiyle birlikte hastanede özel bir pandemi alanı oluşturuldu. B Blok'un tamamı ve A Blok'taki bazı alanlar koronavirüs vakaları için ayrıldı. AÜ Hastanesi'nde acil servise gelen koronavirüs şüphesi ve yoğun bakım desteğine ihtiyacı olan hastalar, Covid Yoğun Bakım alanına alınıyor. İkincil olarak koronavirüs şüphesiyle gelmiş, pandemi alanında servise yatmış fakat genel durumu kötüleşmiş, koronavirüs şüphesi hala devam eden hastalar da Covid Yoğun Bakım'da tedavi görüyor. Bu hastalar yoğun bakımda tedavi edilirken PCR testi alınıyor. PCR testi pozitif olan vakalar, koronavirüs yoğun bakımına alınıyor. Testi negatif çıkan hastaya ikinci kez test yapılıyor. İkinci PCR test sonucu negatif çıktıktan sonra koronavirüs şüphesinden uzaklaşan hasta, ara Covid Yoğun Bakımı'na alınıyor.
200 yoğun bakım yatak kapasitesine sahip AÜ Hastanesi'nde, Covid Yoğun Bakım'da bugüne kadar sadece 8 yatak kullanıldı. Şu an Covid Yoğun Bakım'da yatan 1'i pozitif, 7'si Covid-19 şüphelisi 8 hasta, özel bölmeli yoğun bakım alanında tedavi görüyor. Sağlık çalışanları, Covid Yoğun Bakım'a girmeden önce koruyucu elbiselerini giyerek, maske, eldiven ve siperliklerini takıyor. Covid Yoğun Bakım alanına ziyaretçi kabul edilmediği için yatan hastaların yeme, içme dahil tüm ihtiyaçları yoğun bakımdaki sağlık çalışanları tarafından karşılanıyor. Koruyucu elbisenin altında saatlerce ter döken sağlık çalışanları, hastaların hem tedavisini yapıyor, hem de onlara psikolojik destekte bulunuyor.
Covid Yoğun Bakım alanına girme hazırlıklarını tamamladığı sırada pandemi alanında tedavi gören bir erkek hasta, bu alana taşındı. Koruyucu giysileri giyen sağlık çalışanları, özel bir fanus içerisindeki hastayı dikkatle yoğun bakım yatağına aldı. Covid Yoğun Bakım alanındaki sağlık çalışanları hastaya müdahale etti. Yoğun bakım çalışanları hastayı hızla solunum cihazı, EKG cihazı gibi yoğun bakım ihtiyacı olan cihazlara bağladı. DHA ekibi ise o anları anbean görüntüledi.
AÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Melike Cengiz, Covid Yoğun Bakım alanındaki çalışmalar hakkında DHA'ya bilgi verdi. 24 saat kesintisiz vardiya usulü çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Melike Cengiz, koronavirüs vakaları için ayrı, koronavirüs şüphesi ortadan kalkan hastalar için ayrı, normal hastalar için ayrı yoğum bakım alanları oluşturduklarını anlattı. Prof. Dr. Cengiz, "Hastanemizde şu an için 8 yataklı yoğun bakım alanımız ayrılmış durumda. Antalya'daki yoğunluk açısından yeterli olduğu için covid hastalar burada tedavi görüyor. Sayıda artış olacak olursa hastanemizde 100'ün üzerinde, yine covid hastaların alınabileceği yoğun bakım yatağına sahibiz. Bununla ilgili en kötü senaryoya, hem eleman, hem de alt yapı açısından hazırız. Umarım bunlarla karşılaşılmaz. 8 yoğun bakım yatağı şu an tedavi için bizim için yetmektedir" diye konuştu.
Koronavirüs hastalarının tedavi edilebilmesi için öncelikli olarak sağlık çalışanlarının kendilerini koruması gerektiğini belirten Prof. Dr. Melike Cengiz, şöyle konuştu:
"Sağlıkçıların sağlıklı kalmaları önemli. Hastalığın yayılımının engellenmesi çok önemli. Bulunduğumuz alan yüksek riskli bir yer. Çünkü hastalar geldikleri andan itibaren genellikle solunum sıkıntıları nedeniyle solunum sistemlerine birtakım tedaviler uygulanmaktadır. Bunlar virüs yayılımı, dağılımı açısından riskli tedaviler. O nedenle burada çalışan kişilerin en az serviste çalışan kişiler kadar kendilerini korumaları gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenmiş önlemler, giysiler, davranış kuralları var. Biz öncelikli olarak o davranışları öğrendik ve çalışanlara öğrettik. Burada çalışan herkes bu davranış kurallarına uymak zorunda. Bu şekilde davranmayan kişiler hem kendilerine hem de başkalarına zarar verebilir. O nedenle yoğun bakıma girdikleri andan itibaren kıyafetleri, maskeleri, ayakkabıları, eldivenleri, koruyucu siperliklerinin giyilip nasıl çıkarılacağı, nasıl imha edileceği hakkında algoritmalarımız var. Mümkün olduğu kadar bu kuralların dışına çıkmamak için gayret vererek çalışıyoruz."
Koruyucu giysi ve maskelerin altında zor nefes aldıklarını anlatan Prof. Dr. Melike Cengiz, “Maskeyle nefes almak zordur ama biz genellikle cerrahi branşların tamamı salgın dışında da maske altında nefes almaya alışmış insanlarız. Ancak giydiğimiz bütün kıyafetler dışarıdan gelebilecek sıvıların bizi etkilemesini engelleyecek nitelikte olduğu için hava ve sıvı geçirgenliği çok kısıtlı. Dolayısıyla sauna etkisi yaratıyor. İçerisinde 10-15 dakika kaldığınız zaman ciddi şekilde terliyorsunuz. Birkaç saati geçtiği zaman çok bunaltıcı oluyor. Bunun dışında yoğun çalışmada su içmek isteseniz, tuvalete gitmek isteseniz bunun için kıyafeti tamamen çıkarmanız gerekiyor ve bir daha kullanamıyorsunuz. Dolayısıyla bu şekilde çalışmak hem yıpratıcı hem de stresli" diye konuştu.
Covid Yoğun Bakım alanına ziyaretçi almadıklarını belirten Prof. Dr. Melike Cengiz, tüm hastaların ihtiyaçlarının sağlıkçılar tarafından karşılandığını söyledi. Prof. Dr. Cengiz, “Hekim olanların bile bu alana giriş ve çıkışı kısıtlı. Çünkü sonuçta burası bir risk alanı ve bizim riski yaymamamız gerekiyor. O nedenle hastaların tüm öz bakımları buradaki sağlık çalışanları tarafından yapılıyor. Bu konuda görev dağılımı olmakla birlikte yoğun bakım disiplininde hastanın neye ihtiyacı varsa hekiminden, hemşiresinden, hasta bakıcısından herkes her türlü işi burada yapmaya alışıktır. Hastanın silinmesi, temizlenmesi, öksürtülmesi, yemeğinin yedirilmesi, moralinin düzeltilmesi, tıraşı bile her türlü detay biz sağlıkçılar tarafından gerçekleştiriliyor. Bu bir ekip işi. Burada çalışan her birey çok kıymetli. Burada görevinin ne olduğu önemli değil. Bu alanın temizliği iyi yapılmazsa yaptığınız bütün çabalar boşa gider. Burada hastalara iyi davranılmazsa hastanın tedavisi mümkün olmaz. Burada ekip olarak ön plana çıkabiliriz. Burada kimsenin hakkı ödenmez" diye konuştu.
Covid Yoğun Bakım alanında hastaların özellikle solunum sıkıntısı yaşadığını belirten Prof. Dr. Melike Cengiz, hastaların genellikle organ yetersizlikleri nedeniyle yoğun bakım alanına alındığını anlattı. Prof. Dr. Cengiz, “Bilinç, kan basınçlarıyla ilgili bir takım yetersizlik de yoğun bakıma gelmesinin nedeni olabilir, ama en başta gelen Covid hastaların oksijen yetersizliği, solunum yetersizliği solunum sıkıntısı nedeniyle akciğerlerinin yeterli fonksiyon görmemesi nedeniyle tüm organların birtakım bozulmasıyla başlıyor" dedi.
Bu dönemde dışarı çıkanlara 'Evde Kal' çağrısı yapan Prof. Dr. Melike Cengiz, şöyle konuştu:
“Dışarı çıktım ne olacak ki diye düşünmemek gerekiyor. Sağlık Bakanımızın da açıkladığı gibi bir kişi onlarca kişiyi enfekte edebiliyor. Maalesef insan hasta olduğunu bilerek dışarı çıkmaz. Ama bu virüsle temas ettiğimiz anda hastalık belirtilerini göstermiyoruz. 10-14 gün civarında kuluçka süresi olabiliyor. Dolayısıyla virüsle temas etmiş ve vücudunda çok miktarda virüs bulunduran bir kişi 14 gün bunu anlamayabilir. İşte bu anlamadığı süreçte, etrafta ne kadar çok bulunursa o kadar fazla kişiyi enfekte eder. Bunun yoğun bakımcılar için anlamı şu; Yoğun bakımda bu hastaların tedavisi uzun sürüyor ve güç. 1 hastanın tedavi olabilmesi için günlerce, aylarca yoğun bakımda kalması gerekebiliyor. 3-5 hasta bu durumda bize gelirse biz bunu tedavi edebilir, yatak bulabilir, bakımlarını yapabiliriz. Şu anda olduğu gibi rahat bir şekilde çalışabiliriz. Çok fazla dışarı çıkan insan çok fazla yayar. Düşünün ki 10 kişi değil, 100 kişi aynı anda hastaneye başvurdu. Bunlar bir günde tedavi olmuyor, günler, aylar sürüyor. İşte bu nedenle hastaların tedavi bulma şansını ortadan kaldırıyorlar. O yüzden yayılmayı engellemek zorundayız. Yoksa yatacak yoğun bakım yatağı bulmak mümkün olmaz." (DHA)