Türkiye Hazır Beton Birliği (THHB) ile Kalite Fuar Yapım AŞ. tarafından bu sene 10’uncusu düzenlenen Hazır Beton, Çimento, Agrera, İnşaat Teknolojileri ve Ekipmanları Fuarı, Fuar İzmir’de görkemli bir açılış töreniyle kapılarını açtı.Açılışın ilk gününde fuara büyük ilgi oldu. Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, "Türkiye’de 10. defa düzenlediğimiz Hazır Beton Fuarı’na tüketici ile üreticiyi buluşturan fuarlar sektörlerin gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. Fuarlar yenilikleri takip ederek, kendimizi geliştirdiğimiz ileriye dönük adımlar için bir öngörüye sahip olduğumuz alanlardır. Bu yıl 30. yılını kutlayan birliğimiz düzenlediği fuarlar ve sektörümüzdeki firmalar için en doğru adrestir. Bu sebeple bu yıl düzenlediğimiz fuarımıza sizleri bir kez daha ağırlamaktan onur duymaktayız” dedi."Dünyada üçüncü Avrupa’da lideriz"Hazır beton üretiminde Avrupa’nın lider ülkesi olduğuna dikkat çeken Işık, “Türkiye son 9 yıldır üretimi ile dünyada üçüncü büyük hazır beton üreticisidir. Avrupa’da ise lider konumunu uzun yıllardır sürdürmektedir. Bu liderlik büyük sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Türkiye Hazır Beton Birliği ülkemizde kullanılan hazır betonun tamamının kaliteli üretilmesi için 30 yıldır durmadan çalışmaktadır. Üyemiz olan tüm hazır beton tesislerinde Avrupa standartlarına uygun üretim yapıldığının garantisini vermekteyiz. Ülkemizde üretilen 115 milyon metreküp betonun yüzde 65’i KGS tarafından denetlenmektedir. Betonun özelliklerini ve performansını geliştirmenin yolu ve beton üretimindeki kaliteyi sağlamanın yolu elbette ki ilimden ve denetimden geçmektedir” diye konuştu.“Stoklarımız depreme hazır değil”İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Cemal Gökçe, kaçak ve denetimsiz yapıların fazlalığına vurgu yaptı. Gökçe, “Topraklarımızın büyük bir kısmı deprem tehdidi altında bulunuyor. Nüfusumuzun yüzde 70’i, sanayi kuruluşlarımızın yüzde 75’i bu tehlikeli alanlar içinde yer alıyor. Yıllardır yapı stoğumuzun deprem güvenlikli olmadığını ifade ediyoruz. Bu nedenle yaşadığımız depremler, deprem büyüklüğüyle orantılı olmayan can ve mal kayıplarına yol açıyor. Ülkemizde yeterli ölçüde mühendislik hizmeti görmeyen kaçak ve denetimsiz olarak üretilen yapı stoğunun sayısı oldukça fazla. Güvenli ve sağlıklı bir çevrede yaşamayı sağlamak biz inşaat mühendislerinin temel amaçları arasında yer almaktadır. Yapılarımızın güvenli olması sadece üretilen yapıyla sınırlı değildir. Üretimlerimizin çevre şartları dikkate alarak üretilmesi ve sürdürülebilir olması da bir o kadar önemlidir. Bugün kullandığımız kaynakların sadece bugüne ait olmadığını ve gelecek kuşakların da bunlara ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor” şeklinde konuştu.Su geçiren beton hamlesiAçılış töreninde konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr Mustafa Öztürk ise gelişen teknolojiler ışığında kullanılan betonlar sayesinde sel riskinin azalacağını vurguladı. Öztürk, “Betonlaşma artıkça çevreye olan olumsuz etkileri de artmaktadır. Suyun önemi insanlarca tartışılmaz. Bu nedenle yer altı kaynaklarının beslenmesi dolayısıyla toprağın su ile beslenmesi gerekir. Toprak ihtiyacı olan suyu yağmurdan karşılamaktadır. Şehirlerdeki betonlaşma arttıkça su yeterli oranda toprak ile buluşamamaktadır. Bu durumda yer altı su kaynaklarının azalmasına ve tarımsal verimin düşmesine neden olmaktadır. Son yıllarda bakanlığımız suyu geçiren beton ya da bilinen adıyla geçirimli beton uygulama çalışmalarında büyük ilerleme kaydetmiştir. Bu konun önemi ülkemizde yeni anlaşılmaya başlamıştır. Özellikle yer altı su kaynaklarının beslenmesi ve ısı etkisinin azaltılması kış aylarında ise ılıman hale getirilmesi beton yüzeyi uzun sokaklardaki toplanan suların sellerin oluşumunun minimize edilmesi için özellikle yağmur suyunun yer altı suyu ile buluşması bizim için oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı.“Canlara kıymayın”Daha kaliteli malzemeler kullanması çağrısında bulunan Öztürk, “İzmir Aliağa’da 1 milyon metreküp elde hazır cüruf var. Lütfen bunu değerlendirin. Gidip maden ocaklarını açarak değil bu doğal malzemeleri kullanarak ekonomiye, doğaya geri kazanılabilir madde haline getirin. Birinin atığı diğerinin serveti olsun. Bu tekniği ve teknolojiyi geliştirmeliyiz. C12, C8 betonlarla çoğunun çürüyüp yok olduğunu görüyoruz. 2019’da uygulamaya geçecek olan C25 belgeli betonu da lütfen derhal uygulayın. Biz bununla ilgili teknik şart nağmeyi oluşturduk. Bir miktar daha para kazanayım demek yerine daha kaliteli mal üretelim. Bir miktar daha canlara kıyılmasın. Doğa yok olmasın. 5 kuruş daha fazla kazanayım diye canlara kıymayın. Daha kaliteli malzeme üretin" dedi.