Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün düzenlediği ‘Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy’ başlıklı panel, 12 Mart 2021 tarihinde Atatürk Kongre Merkezinde gerçekleşti.
Panele ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, I. İdare Mahkeme Başkanı Sadık Uluşahin, Vali Yardımcısı Rıza Dalan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ali Akyol ve Prof. Dr. Cumali Öksüz, Genel Sekreter Yardımcısı Erdal Meşe, Sanayi ve Teknoloji İl Müdür V. Ahmet Bayramer, il müdürleri ve öğretim üyeleri katıldı.
“Mehmet Akif Ersoy milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir”
2021 yılının Meclis Genel Kurulunda alınan ortak kararla “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı” olarak kutlanacağını belirten ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, “Bağımsızlık mücadelemizin ve ilim-irfan geleneğimizin mümtaz sembollerinden olan Mehmet Akif Ersoy, zamanı aşan eserleri, mücadeleci kişiliği, derin ilmi ve örnek ahlakı ile milletimizin gönlünde müstesna bir yer edinmiştir. Bize ‘İstiklal Marşı’ gibi bir bağımsızlık beyannamesi kazandırmanın yanında Akif yaşantısıyla, duruşuyla, gerçek bir İslam münevveri ve vatan aşığıdır.”
“Devraldığımız bayrağı çok daha ileriye götürmek bizim bu vatana borcumuz”
İstiklal Marşı’mızın sadece bağımsızlığımızın bir timsali değil, 84 milyonu buluşturan, ortak bir buluşma noktası olduğunu vurgulayan ADÜ Rektörü Prof. Dr. Osman Selçuk Aldemir, “Çok şükür ki bugün İstiklal Marşı’mızın 100. gurur yılını kutluyoruz, 2023’te de ülkemizin ilk asrında bu gururu yaşayacağız. Medeniyetimizi geliştirerek devraldığımız bayrağı çok daha ileriye götürmek bizim bu vatana borcumuz. Bu yolda hiç yorulmadan ve yılmadan yürümeye devam edeceğiz.” ifadeleriyle konuşmasına son verdi.
Mehmet Akif Ersoy’un yaşadığı dönemde iki tane aktif ve etkin ideoloji olduğunu, bunlardan birinin İslamcılık diğerinin de Türkçülük olduğunu belirten Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Caner Işık konuşmasında, İstiklal Marşı’nı ortaya çıkaran şartlar hakkında bilgi verdi.
Mehmet Akif Ersoy’un özeleştiri yapma yönünün güçlü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Caner Işık, “Mehmet Akif Ersoy, özeleştirisini özellikle dininin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda derin eleştiriler ve analizler ile yapmıştır. Yanlış anlaşılan tevekküle, yanlış anlaşılan kader anlayışına, tembelliğin insanların üstüne yapışmasına, aklın dinin temel bütünlerinden biri olduğunun reddedilmesine ilişkin Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in hayatına bakarak anlatımlarda bulunmuştur.” dedi.
“Mehmet Akif Ersoy büyük bir İslam birliği için çalışmıştır”
Mehmet Akif Ersoy’un hayatı boyunca ahlaklı, prensipli, dürüst, güvenilir ve İslam’ın ruhuna son derece bağlı bir karakter timsali olarak yaşadığını belirten Arş. Gör. Dr. Ebru Özlem Yılmaz, Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve eserleri hakkında bilgi verdi.
Yılmaz, Mehmet Akif Ersoy’un büyük bir İslam birliği için gönülden çalıştığını vurgulayarak “Bu ideali Mehmet Akif’e ülkesini ve İslam dünyasını kurtarıp yaşatacak bir çare olarak görünmüştür. Onun ortaya koyduğu edebi ürünler de bu idealinin birer yansıması olarak değerlendirilebilir” dedi.
“Bayrak, Türk milletinin istiklalinin, varlığının sembolüdür.”
İstiklal Marşı’nın anlam dünyası hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Berna Akyüz Sizgen, “İlk dörtlükteki al sancak, Türk bayrağını ifade eder. Bayrak Türk milletinin istiklalinin, varlığının sembolüdür. Şair yurdun üstünde tüten en son ocak sönmedikçe, göklerdeki al sancağın da sönmeyeceğini, yani bayrağın göklerden inmeyeceğini söyler. Burada şairin Türk milletine duyduğu inanç göze çarpar. O tek ve son ocak olarak kalsa bile bu milletin her bir ferdinin bayrağın yere inmesine razı olmayacağından emindir. Aynı duyguyu inancı milletin her ferdine de aşılamak ister” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Berna Akyüz Sizgen, “İstiklal Marşı’ndaki tüm kavramların, düşüncelerin, duygunun temelinde, Türk milletinin hiçbir şekilde başka bir devletin hâkimiyetine, himayesine girmeden ‘aklı hür, irfanı hür, vicdanı hür’ bir şekilde yaşamak arzusu yatar. Bu arzu, yok olmanın kıyısına gelmiş bir milleti ayağa kaldıran, onu bu günlere getiren büyük güçtür. Akif de, bu nedenle Marşta yurdun ve milletin içinde bulunduğu olumsuz koşulları gözler önüne sererken hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamıştır.” dedi.
Doç. Dr. Ferda Zambak, “İmanın körü körüne bir inanış değil ilme, toplumsal hayata, bir medeniyetin varoluş mekanizmalarına yön verecek, onu doğru ve hakikatli olan bir geleceğe taşıyacak güç olarak algılandığı şiirde, Süleymaniye Mehmet Akif Ersoy için sadece sesini duyurmak istediği bir yer, bir kürsü olarak algılanmamıştır. Şair Süleymaniye’yi tüm fiziki, tarihî ve manevi varoluşuyla ulvi bir örnek olarak tasvir etmiştir” diye konuştu.
Panel, sunumların ardından gerçekleşen soru-cevap bölümü ile sona erdi.