Kapıdan girer girmez travma odasına alınan Gloria’nın durumunu stabil hale getirmek için genç kadına çeşitli ilaçlar enjekte edildi. Gloria’nın o sırada bilinci yarı açıktı ve zorlukla konuşuyordu. Gloria hemşirelere üşüdüğünü söyledi, üzerinde yalnızca bir atlet ve şortla hastaneye getirilmişti. Ona üşümesinin normal olduğunu söylediler. Hemşireler defibrilatör cihazının elektrotlarını bağlamak için genç kadının atletini çıkardıklarında vücudunda yağlı ve yeşil renkli bir parlaklık olduğunu fark ettiler. Onu hastaneye getiren sağlık personeli de Gloria'nın ağzından gelen meyve ve sarımsak karışımı bir koku almışlardı.
Akşam saatlerinde rahatsızlanan Gloria’nın kalp atışı yükselmiş ve kan basıncı düşmüştü. Kendisine sorulan sorulara tutarsız yanıtlar veriyordu. Kocası Rev, hemen ambulansı aradı. O tarihte 31 yaşında olan Gloria, bir süredir rahim kanseri ile mücadele etmekteydi. Üstelik hastalığının da ileri evrelerindeydi. Ambulansla hemen acile kaldırılan Gloria'ya yolda oksijen verildi, monitöre bağlandı ve serum takıldı. Uygulanan standart prosedürün ardından ambulans saat 20:14'te hastanenin acil servisine ulaştı.