Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kardiyoloji ve kalp damar cerrahisinde Türkiye’de merkez olma yolunda ilerliyor.Sağlık Bakanlığı ve Hitit Üniversitesi arasında 2012 yılında yapılan ortak kullanım protokolünün ardından sağlık hizmetlerinde her geçen yıl ivme kazanan Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, kardiyoloji alanında teknolojik alt yapısını güçlendirmeye devam ediyor.Kardiyoloji Laboratuvarı’na kazandırılan stres eko ve kardiyopulmoner egzersiz cihazları ile birlikte hastane bünyesinde Türkiye’de çok az sayıdaki merkezde bulunan kalp-damar ve solunum sisteminin beraber değerlendirilmesini sağlayan böylelikle başka yöntemlerle tespit edilemeyen birçok kalp hastalığı, solunum sistemi (akciğer) rahatsızlığını kolaylıkla tespit ederek hastalıkların daha erken tespit ve tedavilerinin yapılmasını olanak sağlayan bir sistem hayata geçirildi.Kardiyoloji ve kalp damar cerrahisinde büyük bir ivme yakalayan Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, deneyimli kadrosu ile büyükşehirlerde ulaşımı dahi zor olan bu sağlık hizmetine insanların kolayca ulaşmalarını sağlıyor.Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Sinan Zehir, stres eko ve kardiyopulmoner egzersiz cihazlarıyla artık hem yurt içinden hem de yurt dışından profesyonel ve amatör sporcularda dahil olmak üzere tüm hastaların akciğer, kalp, kas ve iskelet kapasitelerinin tamamını tespit edebilecekleri bir seviyeye ulaştıklarını söyledi. Bu sistemin Türkiye’de sayılı hastanede kullanıldığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Zehir, “Hastanemize kazandırılan yeni cihazlar sayesinde hastalarımızın artık yatar pozisyonda efor testlerini yapıyoruz. Egzersiz yaparken veya stres anında kalbindeki ritm değişikliklerini değerlendirip tanı koyabiliyoruz. Bu bizim için bir avantaj. Hasta yatar pozisyonda olduğu için aynı anda eko kardiyografi dediğimiz kalbin ultrosonografik değerlendirme işlemini yapıp yüklenme anında tansiyon veya nabız yükseldiği zaman kalbi ultrosonografik şekilde görüp normal efor testlerinde tespit edilemeyen bir çok hastalığa tanı koyma imkanına kavuştuk. Buda birçok hastalığın tespit edilmesine ve daha erken tedavi edilmesine imkan sağlamaktadır. Ayrıca hastalıkların ayrıcı tanısı dediğimiz hangi hastalık nerden kaynaklanıyor bunların da ayrımına imkan sağlıyor. Bu cihazlarımız Türkiye’de sayılı merkezlerde kullanılıyordu. Bütün hastalarımızın kalp, akciğer her türlü kas ve iskelet fonksiyonlarını değerlendirebildiğimiz gibi hastalar dışında sporcuların da akciğer, kalp, kas ve iskelet kapasitelerini tamamını değerlendirebileceğimiz bir laboratuar oluşturuldu. Bu birimimizin faaliyete geçmesiyle birlikte Çorum’dan il dışına sevklerin önüne geçtik” dedi.‘DENEYİMLİ BİR KADROYA SAHİBİZ’Sağlık hizmetlerinde teknolojik imkânların yanı sıra yetişmiş insan kaynağına da dikkat çeken Yrd. Doç. Sinan Zehir, “Teknolojik alt yapımı hergeçen gün güçlendiriyoruz. Güçlendirmeye de devam edeceğiz. Bunun yanı sıra yetişmiş insan kaynağı da vazgeçilmez bir gereklilik. Şuanda kardiyoloji kliniğimizde Doç. Dr. Yusuf Karavelioğlu,Yrd. Doç. doktarlarımız Taner Sarak, Lütfü Bekar uzman doktorlarımız Mücahit Yetim, Tolga Doğan, Oğuzhan Çelik, Osman Karaarslan, Mutlu Çiçek, Macit Kalçık, Göğüs Hastalıkları Kliniğimizde Sertaç Arslan ve Yrd. Doç. Dr. Özlem Erçen Diken’den oluşan alanında deneyimli bir kadromuz var. Sahip olduğumuz teknolojik imkanlar, tecrübeli kadromuz ve verdiğimiz sağlık hizmetinin kalitesiyle birlikte artık bölgemizdeki illerin yanı sına başta Ankara ve İstanbul gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye’nin bütün illerinden hasta kabul eder seviyeye geldik” dedi.Zehir, teknolojik cihazların hastaneye kazandırılmasında katkıda bulunan herkese teşekkür etti.Kardiyoloji Kliniği Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Karavelioğlu ise, stres eko ve kardiyopulmoner egzersiz cihazları hakkında bilgi verdi. Bu cihazlar sayesinde kişinin koşarken veya bisiklet çevirirken akciğer, kalp-damar sistemi ve vücut kasları gibi egzersize katılan tüm organlarının değerlendirildiğini belirterek, eforlu EKG olarak bilinen test bir koşu bandı üzerinde hastanın yürümesi ve sonra koşma sonucu kalpte oluşan ritm değişiklerini ölçen bir yöntem olduğunu, ancak bu işlem sırasında kalbin ultrasonografi ile görüntüleme işlemi yapılamadığı gibi yürüyemeyen, dengesini sağlayamayan ve düşme riski olan hastalarda eforlu EKF testini yaptıramadığına işaret etti.Hastaneye kazandırılan cihazlar sayesinde yatar pozisyonda bisiklet çevrilerek eforlu EKF testinin yapılabilir duruma geldiğini anlatan Doç. Dr. Karavelioğlu, “Hastanın yatar vaziyete gelmesi ayakta yapılamayan EKO kalbin (ultrasonografi ile değerlendirilmesi) işleminin yapılabilmesine olanak sağlamış böylece efor testiyle birlikte aynı anda EKO işlemi de yapmaya başlanmıştır. Bu durum bir çok kalp hastalığının çok erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlamıştır. Bu cihazlara ek olarak hastanemize kazandırılan solunum sistemini değerlendiren bir başka cihazda ağız ve burnu kapatan bir maske yardımıyla hastaya uygulanarak hastanın nefes alı vermesi, akciğerinin kapasitesi de efor testine ve EKO Kardiyografi uygulamasına ek olarak aynı anda değerlendirilebilmektedir. Böylelikle akciğer, kalp ve dolaşım sistemi hep beraber değerlendirilmekte bu bölgeleri ilgilendiren hastalıklar kolayca tespit edilip tedavisi sağlanabilmektedir” ifadelerini kullandı.