Mehmed Eşref Efendi'nin 1841 yılında Lüleburgaz'da dünyaya geldiğini ifade eden Kankal, babası Ahmed Kemali Efendi'nin de ulemanın önde gelen isimlerinden olduğunu bildirdi. Mehmed Eşref Efendi'nin küçük yaşlarda hafızlık eğitimini tamamladığını ve eğitimine devam etmek için 15 yaşında İstanbul'a geldiğini aktaran Kankal, şöyle konuştu: "Mehmed Eşref Efendi, İstanbul’da devrin meşhur alimlerinden ilim tahsil edip icazetname aldı. Sonrasında devrin tasavvuf büyüklerinden Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi'ye intisap etti. 1870-1871 senesinde girdiği imtihanı kazanarak Fatih Camisi'nde dersiam oldu. 30 yaşında olduğu halde gece gündüz durmaksızın ilim talebelerine dersler verdi. 1874-1875 senesinde Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi'nin işareti ve Sultanın iradesiyle İstanbul müderrisi oldu. İlmi tahsilini ilerleterek Süleymaniye Medresesi'ne müderris tayin edildi. 1888 yılı ramazan ayında Huzur Dersi muhataplığına kabul edildi. Böylece Sultan 2. Abdülhamid'in huzurunda ders verdi. Sonraki yıllarda da Huzur Dersleri'nde mukarrirlik yaptı."
Gebze'de Osmanlı mezar taşları ve kitabeleri üzerine araştırmalar yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tarih Bölümü doktora öğrencisi Recep Kankal, iki yıl önce Gebze Merkez Mezarlığı'nda Mehmed Eşref Efendi'nin mezar taşını buldu ancak kesin bilgiye ulaşmak adına Mehmed Eşref Efendi'nin kayınvalidesinin mezar taşını bulana kadar bekledi.
Yaptığı araştırma sonunda Mehmed Eşref Efendi'nin Gebze'de yaşayan kayınvalidesini ziyareti sonrası burada vefat ettiğini, türbenin yanı başındaki hazireye defnedildiğini belirleyen Kankal, bir tarih dergisinde de yayımlanan araştırması ve Mehmed Eşref Efendi'nin tarihteki önemine ilişkin, AA muhabirine bilgi verdi.
Son devir Osmanlı alimlerinden olarak nitelediği Lüleburgazlı Mehmed Eşref Efendi'nin uzun yıllar dersiam olarak Fatih ve Süleymaniye medreselerinde eğitmenlik yaptığını anlatan Kankal, ayrıca Sultan 2. Abdülhamid Han devrinde huzur dersleri de verdiğini söyledi.