CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Cumhuriyet Meydanı’nda halka seslendi.‘Başbakan Kemal’ sloganları ile karşılanan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “7 Haziran’da eksiksiz sandığa gidersek, 7 Haziran’da geçen seçimlerde CHP’e oy vermemiş bir vatandaşı ikna edip, beraber, omuz omuza sandığa gidersek ve oyumuzu, huzur içinde çocuğumuz için, geleceğimiz için, torunlarımız için, güzel Türkiye için bayrağımız için, altı okun altına evet mührünü basarsak, işte o zaman Başbakanlık yolu açılmış olur. Bunu yapmaya hazır mıyız? Söz mü? Ben de size söz veriyorum. Sizin için çalışacağım. Arkadaşlar arada bir soruyorlar, ’Sayın genel başkan yoruldun mu’ diye... Ben yorulmam diyorum, ben yorulmam. Ben çalışırım, ben üretirim, ben ülkem için çalışırım, insanım için çalışırım. Benim siyaset anlayışım farklıdır. Benim siyaset anlayışımda halka hesap vermek vardır. Benim siyaset anlayışımda cebini düşünmek yoktur. Ben vatandaşın cebini düşünürüm. Parası var mı, yok mu onu düşünürüm, geliri var mı, yok mu onu düşünürüm. Benim siyaset anlayışımda yandaş yok. Benim siyaset anlayışımda vatandaş var” dedi.Türkiye’deki 5 milyon vatandaşı borç batağından kurtaracağını söyleyen Kılıçdaroğlu, kredi ya da kredi kartı borcu olan vatandaşların borcunun yüzde 80’inin CHP iktidarında silineceğini kaydetti. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:“Yabancıların çalıştırılmasıyla ilgili kanun tasarısı parlamentoya geliyorsa, o zaman oturup düşüneceğiz. Bir daha söylüyorum; oturup, düşüneceğiz. 7 Haziran’da sandığa giderken yaşanacak bir Türkiye’yi beraber inşa edeceğiz. Kim için? Ülkemiz için, kim için? Çocuklarımız için, kim için? Onurlu Türkiye için. Diyorlar; efendim CHP iktidara gelirse... Eee ne olurmuş? Faizler yükselirmiş. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi… Yahu kardeşim bizim projemizde tüketici kredisi borcu veya kredi kartı borcundan insafsız faize mahkum edilen vatandaşlarımızın faizlerinin en az altını çiziyorum, en az yüzde 80’ini sileceğiz. Faiz batağından 5 milyon vatandaşımı kurtaracağım. Vatandaş borç batağında, 1 milyon 220 bin vatandaş mahkemeye verildi, 550 bin vatandaş mahkum oldu, 89 bini hapse girdi. Diğerleri de sırada bekliyorlar, hapse girmek için. Hepsini alacak hapishane olmadığı için zaten polis de yakalamıyor. Ne yapacağız, vatandaşı borç batağından kurtaracağız. Kim kurtaracak? Sözüm söz 5 milyon vatandaşı borç batağından kurtaracağım. Diyorlar ki, ne dersek arkasından ilave ediyorlar, parayı nereden bulacaksın. Bunun parayla pulla ilgisi yok. Bankalar net örnek vereyim. Bankaların tüketici kredisi, kredi kartı alacağı 19 milyar lira… 19 milyarlık alacağını Varlık Yönetim Şirketi’ne 2 milyar 800 milyon TL’ye satıyor, ben ne diyeceğim. Yahu kardeşim, sen 19 milyarlık alacağı, 2 milyar 800 milyon TL’ye satmıyor musun? Satıyorum, ver bakayım onu bana. Oturacağım, borçlu vatandaşla bak bu kadar indirim yapıyor, kalan parayı da taksite bağlayacağız, borcu da sileceğiz. Böylece ne bankaya yük, vatandaşa yük, ne devlete yük, ne olacak. Vatandaş huzur içinde olacak. Vatandaş kalan borcunu taksitlerle rahat rahat ödeyecek. Diyorlar ki; bunu neden biz düşünmedik, sen düşünemezsin ki, sen cebini düşünüyorsun, sen yandaşını düşünüyorsun, sen ayakkabı kutularını düşünüyorsun, sen vatandaşı düşünsen zaten olur. Parayı nereden bulacaksın diyorlar sık sık. Söyledim. Eğer bu soruyu bana benim karşıma çıkıp soracaksan, televizyon kanalında benim karşıma çıkıp soracaksan gel kardeşim sen sor vallahi cevap vereceğim. Kuruşu kuruşuna cevap vereceğim. Öyle anlaşılıyor ki ben bunlara kurs açacağım. Para nasıl toplanır, vergi nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır. Nasıl harcanır, ahlaklı siyaset, vatandaşı düşünmek nedir? Malı götürmemek nedir, kul hakkı yememek nedir, temiz siyaset nedir, ahlaklı siyaset nedir? Onu öğreteceğim onlara. Onlar yandaşlarını düşünüyorlar, biz vatandaşı. Bizim ana hedefimiz şu; refahı tabana yayacağız, eğer bu ülke büyüyorsa, bu ülke kalkınıyorsa, sadece bir avuç insan bunu yememeli, toplumun her kesimi, çiftçisi, esnafı, emeklisi, memuru, işçisi hepsi bundan faydalanmalı, Ne diyordu rahmetli Ecevit; ‘ne ezen, ne ezilen insanca hakça bir düzen’ diyordu. Biz de onu savunuyoruz. Refahı toplumun tabanına yayacağız. Size bir rakam vereyim, sakın bunu unutmayın. Her gittiğiniz yerde de anlatın. 2002, Türkiye nüfusunun yüzde 1’i, toplam servetin yüzde 39’una sahip, 2014, Türkiye nüfusunun yüzde 1’i, toplam servetin, Türkiye’deki toplam servetin yüzde 54’üne sahip. Ben ne diyorum, serveti yukarıda topladılar bir avuç kişide. Ne yapmamız lazım? Refahı tabana yaymamız lazım. Herkesin büyümeden, herkesin kalkınmadan payını alması lazım. Birileri malı götürürken, benim vatandaşım mağdur olmamalı, onun için diyoruz refahı tabana yayacağız.”“MAZOTU 1.50 LİRAYA İNDİRECEĞİZ”CHP iktidarında refahı tabana yayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Çiftçinin kullandığı mazotu litresini 1,5 liraya indirerek yapacağız. Çiftçi bir sefer tarlasına gidecek, çiftçi üretecek, alın terinin karşılığını alacak. Türkiye’yi besleyen çiftçiler değil mi, çalışan onlar değil mi? Sabahın köründe tarlasına giden onlar değil mi? Çiftçiye mazotu 1,5 lira yapacağım diyorum. Kıyamet kopuyor, nasıl yaparsın diyor. Ben yapacağım sen de göreceksin, çiftçi nasıl üretiyor, sen de göreceksin. Sen 1,20 liraya verirken ses çıkarmıyoruz, ben de çiftçiye 1,5 liradan vereceğim, niye itiraz ediyorsun. Sen elmastan, pırlantadan, yakuttan vergiyi sıfırladın. Ben de mazottan sıfırlıyorum, aramızda bu kadar fark var. Sen yandaştan yanasın, ben çiftçiden yanayım, sen köşeyi dönüyorsun, ben emekten yanayım, alın terinden yanayım, üreten insandan yanayım. Sanki çiftçi traktöre mazotu koyunca tatile gidecek, yahu meraklanmayın adamcağız tarlasına gidecek, çalışacak, üretecek, kazanacak, soframıza gelecek, biz de dua edeceğiz" dedi."BİZİMLE ONLAR ARASINDA AĞRI DAĞI KADAR FARK VAR""Bizimle onlar arasında Ağrı Dağı kadar fark var unutmayın" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Biz vatandaşı düşünürüz, vatandaşın cebini düşünürüz, vatandaşın huzurunu düşünürüz, hakça bölüşmeyi düşünürüz, beraber yaşamayı, çatık kaşlı insanların olduğu bir ülke değil, güler yüzlü insanların olduğu bir ülkeyi düşleriz ve bunun için mücadele ederiz. Onun için diyorum, onlarla aramızda Ağrı Dağı kadar fark vardır. Onlar kendilerini düşünürler, biz milleti düşünürüz. Onlar kendi çocuklarını düşünürler, biz yatağa aç giden çocukları düşünürüz. Onlar köşeyi dönerler, biz vatandaşın bir akşam tenceresi kaynıyor mu acaba, biz onu düşünürüz.""İŞSİZ EVLAT VERGİSİNİ KALDIRACAĞIZ"Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “O nedenle 77 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Eski anlayışlarımızı bir tarafa bırakalım, eski yargılarımızı da bir tarafa bırakalım ve ben 77 milyon yurttaşımın vicdanına sesleniyorum. 13 yıl iktidarda kaldılar, 13 yıl... Önlerinde hiçbir engel yoktu. 13 yıl kaldılar ne oldu 13 yılın sonunda, 6 milyon 200 bin işsiz, gençler arasında işsizlik oranı yüzde 20, her 5 çocuğumuzdan birisi işsiz. İşsizliğin olduğu evde huzur olmaz, çocuğu çalışmıyorsa, kızı çalışmıyorsa, anne, baba diyor ki; nasıl evlendireceğim ben bu çocuğu, nasıl geçinecek bu çocuk. Size bir örnek vereyim. Bunlar bir de işsiz evlat vergisi getirdiler. Ne demek işsiz evlat vergisi biliyor musunuz? Çocuk 18 yaşını doldurunca, üniversitedeyse 20 yaşını doldurunca, diyorlar ki artık bu bağımsız bir birim, bunun sigorta priminin yatması lazım. ’Eee işsiz’ diyorlar, ’sen işsizsin ama babanın geliri var. Ben oradan alacağım vergiyi.’ Onun için diyorum; işsiz evlat vergisi alıyorlar. Dünyada böyle bir örnek var mı Allah aşkına? 7 milyon gencimiz, hesabı yapıldı, gençlere sesleniyorum. İşsiz evlat vergisi size ne kadar geliyor, merak ediyorsanız internet sitesine girin Sosyal Güvenlik Sistemi’nin, size yazılan vergiyi orada göreceksiniz, babanıza yapılan faturayı orada göreceksiniz, şimdi seçime gidiyorlar, tebliğ etmiyorlar, göndermiyorlar ama biz söylüyoruz; işsiz evlat vergisini de kaldıracağız. Önce çocuğa iş ver, ondan sonra vergi al kardeşim, itiraz mı var. Önce iş ver iş...”YABANCILARIN ÇALIŞTIRILMASIYabancıların çalıştırılması hakkında kanun tasarısını eleştiren Kılıçdaroğlu, önce Türkiye’deki işsizlere iş verilmesini söyledi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:“Arkadaşlarım size büyük bir ihtimalle dağıttılar. Bir Bakanlar Kurulu kararı, TBMM Başkanlığı’na gönderiliyor, altında Davutoğlu’nun ve bütün bakanların imzası var. Kanun ne biliyor musunuz? Yabancıların çalıştırılması hakkında kanun tasarısı, yabancıların çalıştırılması. Şimdi ben bu ülkedeki 6 milyon 200 bin işsiz kardeşime sesleniyorum. Size iş buldular mı? Size iş bulmadılarsa bu yabancılara niye iş bulmak için kanun getiriyorlar. Niye getiriyorlar, hangi gerekçeyle getiriyorlar. Be işsiz kardeşim, Sen hala gidip bunlara oy mu vereceksin, hala gidip bunların safında mı duracaksın, o nedenle söylüyorum. İşsizlik en temel sorundur, çözülmesi gerekir. Bunlar asla çözemezler, bunların çocukları KPSS sınavına bile girmeden devlet memuru oluyorlar, sen arkada nal topluyorsun, sana nal toplatıyorlar ve diyorlar ki gel oyunu bize ver, sen de şunu söyle, senin oğlun KPSS sınavına girmeden devlet memuru oluyor, benim ne günahım var. Benim günahım senin yandaşın olmamak mı? Milletvekili çocuğu olmamak mı, Başbakan’ın yakını olmamak mı? Sen bana iş vermiyorsan, ben de oy vermiyorum diyeceksin. Demokrasinin temel kuralı budur. İş yoksa oy da yok.”Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında seçim vaatlerini sıralayarak, Burdur halkının oyunu istedi. Burdur 25. Dönem Milletvekili Adayları Mehmet Göker, Kadir Koç ve Okan Kurd’u tanıtan Kılıçdaroğlu, konuşmasından sonra Burdur’dan ayrıldı.