Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından organize edilen ve Türkiye ile yurt dışından 60’dan fazla hafızın katıldığı ’Kur’an okuyucular’ semineri Elazığ’da başladı.Diyanet İşleri Başkanlığı organizesinde, Elazığ Valiliği ve Elazığ Belediyesi’nin destekleriyle Türkiye genelinden ve yurt dışından 60’tan fazla hafızın katıldığı ’Kur’an okuyucuları’ seminerinin açılış programı Elazığ’da bir otelde yapıldı. Seminerin açılış programına Vali Murat Zorluoğlu, Belediye Başkan Vekili Asım Nazırlı, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Bilgin Pişkin, İl Emniyet Müdürü Nihat İşlek, kamu kurum temsilciler, Diyanet İşleri Başkanlığı heyeti ve 60’tan fazla hafız katıldı. Program Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Açılış konuşmasını yapan Elazığ İl Müftüsü Peyami Güngör, bugün başlayan ve 13 Mart’a kadar devam edecek olan seminerin dışında, bazı camiler ve kurslarda sabah ve öğle namazında sonra Kur’an-ı Kerim ziyafeti çekileceğini söyledi.Böyle bir seminerin Elazığ’da yapılmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Vali Murat Zorluoğlu da, "Rabbimizin biz kullarına armağan ettiği, Kur’an-ı Kerim başlangıçtan beri anlaşılması ve hayata tatbik edilmesi zorunlu bir kutsal kelam olarak kabul edilmesinin yanı sıra, okunması da bizzati ibadet telaki edilen bir metindir. Bir başka ifade ile Kur’an tilaveti namazlarda ve diğer ibadetlerde okunmasının yanı sıra çok manayı da içermektedir" dedi.Belediye Başkan Vekili Asım Nazırlı ise, "Kur’an okuyucuları seminerinin Elazığ’da yapılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. İçinde bulunduğumuz Fırat havzası Kur’an öğrenme ve öğretme gibi bir peygamberi çağının manevi esre mazhar olan seçkin simaların yetiştiği bir coğrafyadır. Harput her dönem Kur’an öğrenme konusunda önemli bir yerde olmuş yetiştirdiği hafızlarla adından söz ettirmiştir" diye konuştu.SEMİNERİN İLK DERSİNİ DİYANET İŞLERİ BAŞKAN YARDIMCISI VERDİAçılış konuşmalarının ardından ’Kur’an okuyucuları’ seminerinin ilk dersini Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Kamil Yılmaz verdi. Yılmaz, "Bir kitap düşünün lafzı mucize olsun, manası mucize olsun, okuduğunuz ve dinlediğiniz zaman sizi bambaşka alemlerde gezdirsin. Gönlünüze inşirah hayatınıza nizam versin. Bir kitap düşünün 14 asırdan beri bütün kitaplar onu anlatmak için yazılsın. Bir kitap düşünün eskimesin, yeniliğini korusun. İşte o kitap Rabbimizin bize ikramı olan Kur’an’ı Hakim’dir, Kur’an’ı Mecid’dir. İnanan insanlar olarak Rabbimizin bize ihsan ettiği bu kitabı kerimimize 5 önemli görevimiz var. Öncelikle onun ilahi bir kelam ve tarafı ilahiden geldiğine inanmak, sonra Kur’anı okumak, en azından namazda okuyacak kadar Kur’an’ı öğrenmek, sonra manasını anlamını bilmek, dördüncü olarak onu yaşamak. Bize tarif ettiği güzellikleri, hakikatleri hayat nizamı olan emirlerini hayatımızda tatbik etmek ve tabi ki beşinci olarak da onu yeni ufuklara, yeni gönüllere, yeni insanlara taşımak azim ve gayreti içinde olmak inanan insanların, müminlerin hepsinin görevidir" şeklinde konuştu.Bugün burada üç görevden belki ikisini, kısmen de üçüncüsünü konuşacaklarını ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:"Kur’an’ı okumak, anlamak ve yaşamak. Kur’an okumakla da ibadet ettiğimiz, dinlemekle de ibadet içinde olduğumuz ve bizi bambaşka alemlere taşıyan bir kitabı ilahi. Ama tabi Kur’an-ı Kerim’in okunması nasıl bir farzı ilahi ise dinlemesi, ona kulak verilmesi hem lafzının gönülleri ve yürekleri inşa eden sesine kulak vermek hem de manasına kulak ermek çok önemlidir. O yüzden Kur’an-ı okumaya ve anlamaya yönelen insanların kendilerini buna hazırlamaları ve adım adım, safha safha Kur’an okuyuşuna yönelmesi gerekiyor. Kur’an gerçekten ilahi, mucizevi sevkiyle bir muhrip karar sahibi bir Hafız tarafından okunduğu zaman insanı adeta ilk nazil olduğu ortama sevk ediyor. Rasulullah’ın huzurunda ilk defa nüzul eden Kur’an sahnesini gözümüzün önünde canlandırmayı bize sağlıyor. Adeta hafız sahabilerin Allah’ın resulüne Kur’an-ı okuyuşlarını ve Allah’ın resulünün ashabına okuyuşu ortamını bize hazırlıyor. Ehli irfan alimleri diyorlar ki, Kur’an-ı okurken ve dinlerken bunu üç önemli dikkatle okumak ve dinlemek lazım. Birincisi Kur’an-ı okuyan ve dinleyen, okurken peygambere okur gibi veya ondan dinler gibi okumak. Bu ilk merhalesi. İkincisi Cibril’den dinler veya onu okur gibi okumak, tabi en yukarı seviyesi Kur’an’ı Allah’tan dinler ve ona okur gibi okuyabilecek bir gönül yoğunluğuna, kalp yoğunluğuna bir teşrife ererek Kur’an Kerim’i adeta iliklerimize kadar içimize yerleştirmek, gönül dünyamızı Kur’an’ın sedası, ahengi, musikisi, manası ve ruhuyla yeniden inşa etmektir."13 Mart tarihine kadar devam edecek olan seminerlerin yanı sıra hafızlar, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Bingöl ve Tunceli’de camilerde sabah ve öğle namazından sonra Kur’anı Kerim ziyafeti sunacak.