2019 yılının UNESCO tarafından Şeyh Şaban-ı Veli Yılı olarak ilan edilmesi için yapılan çalışmalara Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’tan destek sözü geldi.Kastamonu’da bu yıl 26’ncısı düzenlenen Şeyh Şaban-ı Veli ve Kastamonu Evliyalarını Haftası kutlama programında katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, böylesine anlamlı bir programa katılmaktan dolayı büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Kastamonu’ya gelirken bir yandan dede memleketi, bir yandan da Anadolu’nun ruhunu hala taşıdığı için koşarak geldiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş şunları kaydetti:“Kastamonu’ya geldiğimiz zaman eski medeniyeti yeniden yaşıyoruz. Bu güzellikleri hala içinde yaşayan Kastamonuluları tebrik ediyorum. Şeyh Şaban-ı Veli hazretlerinin hürmetine Kastamonu’ya çok daha güzel hizmetler yapılır. Şeyh Şaban-ı Veli’nin daha iyi anlaşılması ve öğretilerinin gelecek nesillere daha iyi aktarılması için bu tür programlar vesile olmasını temenni ediyorum. Şeyh Şaban-ı Veli Hazretlerinin tanıtımında Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine alınması hem de 2019 yılında UNESCO’da Şeyh Şaban-ı Veli Yılı ilan edilmesi için yapılacak her türlü hizmette hizmetkarını olacağım. Gücümüz yeter mi bilmiyorum ama elimden gelen her türlü desteği vereceğimin sözünü veriyorum. Bakanlık kısmı için gereken ne ise yapacağım lakin İUNESCO kısmı için girişimlerde bulunarak 2019 yılının Şeyh Şaban-ı Veli Yılı olması için her türlü çalışmanın içinde olacağım. Birkaç sene önce dünyada nasıl Mevlana yılı olduysa, bütün dünyanın gönül dünyasına Mevlana’nın zenginlikleri girdiyse Şeyh Şaban-ı Veli’nin öğretilerinin bütün dünyaya yayılması için çalışacağız.”“Nereye bakarsanız İslam medeniyetinin izlerini görürsünüz”Türkiye’nin asırlardan beri gelen İslam medeniyetine sahip olduğunu ve Osmanlının hakim olduğu 20 milyon metrekare alanda İslam’ın yayılmasının Anadolu’da var olan medeniyetin büyük katkısının olduğuna işaret eden Kurtulmuş şöyle devam etti:“Anadolu topraklarının her yerinde ve Avrupa’da nereye bakarsanız bakın İslam medeniyetine izlerini görürsünüz. Bu izler bizim irfan medeniyetimizin en önemli kazanımlarından bir tanesidir. Bugün dahi bu önemli değerlerimizden ders alır, feyz alırız. İnsanların sadece günlük hayatlarına değil gönüllerine de dokunmuşlardır. Özellikle Asya’da, Avrupa’da ve dünyanın değişik bölgelerinde Selçuklu ve Osmanlı’nın hakim olması ile birçok ülke hala İslam medeniyetinin sahip olduğu değerlerin izlerini taşımaktadırlar. Özellikle günümüzde üzerimize büyük görevler düşüyor. İslam dünyası günümüzde büyük sıkıntılar yaşıyor. Dünyada bir İslam düşmanlığı yapılıyor. Bu düşmanlık giderek yabancı düşmanlığına dönüşüyor. Bugün dünyada karanlık bir oda tarafından uygulanan İslam karşıtı tepkiler kendiliğinden gelişen değil üretilmiş bir korkudur. Bunun altını çizmek istiyorum. Dünya devletleri içlerindeki Türkiye düşmanlığını, İslam düşmanlığını bir kin gibi ortaya kusuyorlar. Dolayısıyla buna karşı dikkatli olmamız gerekiyor. İslam karşıtlarının sarf ettikleri söylemler ve uyguladıkları hareketler maalesef Müslüman topluluklarının içinde de etkili olmaya başladı. Bir tarafta bunlar varken bir tarafta da İslam’ın mübarek adını terörle, kin ile, canilikle eş anlamlı hale getiren bir takım terör örgütleri var. İsimlerinin Ahmet ya da Mehmet olmasını bir önemi yok. İslam bir barış dindir ve kimseyi inancından, düşüncesinden dolayı yargılamaz, farklı görmez. Bunun en güzel örneklerini Anadolu’da Şeyh Şaban-ı Veli gibi yüce şahsiyetler göstermiştir. Bu yüce değerler bizim milli ve manevi değerlerimizin bütünlüğünü sağlıyor. Bu topraklarda Salih bir şekilde yaşanmasının öncülüğünü yapıyorlar.”