Suriye’nin İdlib kentinde rejim unsurlarının menfur saldırısına tepkilerini göstermek amacıyla tüm Türkiye’deki Oda ve Borsalarla aynı anda Kuşadası Ticaret Odası’nda (KUTO) basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklaması öncesi konuşan Kuşadası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Akdoğan; geçtiğimiz hafta yaşadığımız acı olay için bir araya geldik. İş dünyası olarak, şu an Türkiye’nin her yerinde İdlib’de gerçekleşen hain saldırıya ilişkin ortak tepkimizi gösteriyoruz. Ülkemizin içinde bulunduğu durumda, vatanımızın huzuru için şehit olan tüm kahraman askerlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağolsun. Dedi.
Kuşadası Ticaret Odası Meclis Divan üyesi Nurgil Gürcan, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Namık Kemal Daylan, Suat Özdemir, Yönetim Kurulu Üyeleri Seydi yıkılmaz ve Murat Boranalp’in de hazır bulunduğu basın açıklaması öncesi tüm şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, ardından İstiklal Marşı okundu.
Tüm Türkiye’de aynı anda okunan ortak basında şu ifadelere yer verildi:
"Öncelikle vatanın huzuru, güvenliği ve mazlumları müdafaa etmek üzere üstlendikleri görevde şehit olan tüm kahraman askerlerimizin ruhları şad olsun. Rabbim şehitlerimizin mekanını cennet eylesin.Yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar nasip eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Askerlerimiz İdlib’de, hem ülke sınırlarımızı ve hem de mazlumları korumaktaydı. Zira Suriye’de yaşanan zulümlere, yüz binlerce sivilin zalimce katledilmesine, milyonların evinden, toprağından sürülmesine, dünya sessiz kaldı. Türkiye’nin barış ve huzur odaklı çabalarıysa, ne yazık ki, pek çok ülkede karşılık görmedi. Buradan tekrar sesleniyoruz
Karşımızda insanlıktan nasibini almamış, tüm ahlaki, insani ve dini değerleri hiçe sayan, kendi yurttaşlarını bile topraklarından eden, canlarına kasteden zihniyete sahip bir rejim bulunuyor.
Suriye’yi her geçen gün daha da ağır bir yıkıma sürüklüyor. İşte rejim güçleri son olarak da, yapılan anlaşmalara uymayarak, askerlerimizi kalleşçe pusuya düşürdü. Bu saldırı asla kabul edilemez. Dolayısıyla, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan bu rejim unsurlarına karşı sessiz kalmamız beklenemez. Tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan, rejimin zulmünden kaçan Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur. Türk Devleti ve Ordusu, bugüne kadar, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtıyla terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermiştir. Elbette bu acımasız saldırının sahipleri bunun bedelini ödeyecektir. ’Bahar Kalkanı’ harekatıyla da bu bedeli ödemeye de başlamışlardır. Şunu da herkes bilsin ki, biz, her türlü zorluğu aşmasını bilen bir milletiz.
Mevzubahis vatan olunca, tüm siyasi ve fikri ayrılıkları bir tarafta bırakırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik içinde hareket ediyor, sabır ve dayanışma gösteriyoruz. Ülkemizin menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyoruz. Bugün her zamankinden daha güçlü şekilde biriz, bütünüz ve birlikteyiz. Türkiye’nin tüm kesimlerini temsil eden Mesleki ve Sivil Toplum Örgütleri olarak, bayrağımızın altında kenetlendik. Katil rejime karşı kararlı şekilde mücadele eden devletimizin ve kahraman ordumuzun yanındayız. Alınacak her kararın, atılacak her adımın arkasındayız. Cenabı Hak ülkemizi korusun, milletimizin birliğini ve dirliğini muhafaza etsin, ordumuzu muzaffer kılsın"