Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Şeref Kalaycı, Türkiye'de geçen yıl 988 "çok riskli" maden sahasının denetiminin yapıldığını belirterek, "Maden kazalarında son 2 yılda yüzde 58'lik düşüş sağladık." dedi.
Kalaycı, Maden Sanayi İşverenleri Sendikası (MASİS) Genel Merkezi Açılış Programı'nda yaptığı konuşmada, güvenli ve insan odaklı madenciliği bir iş kültürü haline getirmek istediklerini ve bu konuda gerekli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini kaydetti.
Maden sahalarının denetimlerinin "az riskli", "riskli" ve "çok riskli" olmak üzere 3 sınıfa ayrıldığını dile getiren Kalaycı, "Az riskli gruptaki madenlerimizi yılda en az 1, riskli grupta yer alan madenlerimizi yılda en az 2 ve çok riskli gruptaki madenlerimizi ise yılda en az 4 kez denetliyoruz." diye konuştu.
Kalaycı, 2017'de 6 bin 517 maden sahasının ve 2018'de ise 8 bin 88 sahanın denetlendiğini vurgulayarak, "2019'da gerçekleştirilen 8 bin 602 denetimin 988'i çok riskli sahaların denetimidir." ifadesini kullandı.
İşletme güvenliğine aykırı bulunan işletmelerin kanun gereği faaliyetlerinin durdurulduğu bilgisini paylaşan Kalaycı, şunları söyledi:
"Güvenli madencilik kriterlerine göre üretim yapmayan işletmelerin faaliyet göstermelerine izin vermedik, vermeyeceğiz. Tüm bu denetimlerle maden kazalarında son 2 yılda yüzde 58'lik düşüş sağladık. Hedefimiz bu rakamı inşallah sıfırlamak. Madenlerde çalışırken iş kazası nedeniyle şehit düşen işçi kardeşlerimizin ailelerine destek olmak için gerekli yasal düzenlemeleri hayata geçirdik. Maden şehitlerimizin eş ve çocuklarının kamuda istihdam edilmesini sağladık. Linyit ve taş kömür sahalarında yer altında çalışan işçilere ödenecek ücreti, asgari ücretin en az 2 katı olarak belirledik. Zorunlu ferdi kaza sigortası yapılması mecburiyetini getirdik. İşçilerin çalışma saatlerini günde en fazla 7,5, haftada en fazla 37,5 saat olarak belirledik."
- Yüksek rezervli madenler için özel stratejiler
Kalaycı, Türkiye'nin cari açığını azaltmak için potansiyeli yüksek olan altın, bor ve kömür gibi yerli kaynakların aranması, geliştirilmesi ve işletilmesi için gayret gösterildiğine işaret ederek, yapılan çalışmalar sonucunda 14 madenin Türkiye ekonomisi için kritik ham madde olduğunun tespit edildiğini aktardı.
Buna göre, 5 madenin Türkiye'deki rezervlerinin az olduğunun belirlendiğini dile getiren Kalaycı, yüksek rezerve sahip olunan madenler için ise özel üretim ve pazarlama stratejilerinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Kalaycı, ayrıca, rezerv büyüklükleri, iç piyasadaki rolleri veya ihracat potansiyelleri göz önüne alındığında 11 endüstriyel ham madde için ise özel stratejiler izlenmesine karar verildiğini sözlerine ekledi.