İSTANBUL (AA) - TBMM Başkanı Binali Yıldırım, "Şu anda da birtakım sıkıntılarımız var. Sakın ola yeise kapılmayın. Bunun daha zorlarından, bu sınavlardan biz başarıyla geçtik. Bunun da üstesinde geleceğiz. Biraz sıkıntı çekeceğiz ama mutlaka feraha çıkacağız. Bundan endişeniz olmasın." dedi.
Marmara Üniversitesi 2018-2019 Akademik Yıl Açılışı ve Fahri Doktora Tevcih Töreni'nde konuşan Yıldırım, çevre, küresel ısınma, iklim değişikliği, işsizlik, yoksulluk, savaş, terör gibi sorunlarla uğraşmanın ancak bilgiyle güçlenmekle mümkün olduğunu belirterek, 2023, 2053, 2071 hedef ve vizyonlarına başka türlü ulaşma şansı olmadığını söyledi.
Genç nüfusu meraklı, araştırmacı hale getirip beyin gücünün harekete geçirilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Küresel terör baronlarının hedefi gençlerimizdir. Gençlerimiz bizim geleceğimiz, bugünümüz, Türkiye'nin aydınlık yarınlarıdır. Bunu bildikleri için genç nüfuslarımız üzerinde terör örgütleri marifetiyle büyük bir oyun oynamaya çalışıyorlar. Ancak son 2 yılda terörle yaptığımız mücadelede umutları kırıldı. Bir ömür boyu güvenlik esaslı terör mücadelesi olmaz. Esas olan özgürlüktür. Güvenlik özgürlüklere, özgürlüklere güvenlik feda edilmemeli. Şimdi artık güvenlik yüzde yüz Türkiye'nin her köşesinde devletindir." diye konuştu.
İnsanların gelecek umudunun yeşertilmesi için saha, altyapı ve üstyapı çalışmalarının geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, Şırnak, Hakkari ve Mardin'in, havaalanları, yolları ve her şeyiyle İstanbul'dan hiçbir farkı olmadığını belirtti.
Her şeyin elektronik ortama taşınmaya başladığını dile getiren Yıldırım, "Bu yıl sonuna kadar devlette artık ıslak imza kalkıyor, e-imzayla elektronik ortamda yapılıyor. Bu değişimi toplumda da yapmamız lazım." dedi.
Genç nüfus gibi ileri yaştaki vatandaşların da bilgisayar okuryazarı yapılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, değişimin karşısında direnme şansının kalmadığını ifade etti.
- "Bizden ümit bekleyen milyonlarca mazlumun koruyucusu olmalıyız"
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar'da gençlerin cesaretiyle kazandıkları mevzileri bugün akıl eliyle ileri taşımak mecburiyetinde olduklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sıradan bir millet değiliz. Tarih yapan, medeniyet kuran bir milletiz. Yüzlerce yıl Anadolu Selçuklu Devleti'nden Osmanlı'ya, oradan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne kadar bulunduğumuz coğrafyada sevgi, barış ve kardeşliği tesis etmek için çalıştık. Bugün de aynısını yapıyoruz. Yakın çevremizden başlamak üzere barışı müesses hale getirmeye çalışıyoruz. Suriye'de, Irak'ta yaptıklarımız... Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı'nın amacı, bu terör örgütlerini sınırlarımıza sızmadan bulundukları yerde etkisiz hale getirmekti. Rusya'yla İran'da yaptığımız İdlib'teki çatışmazlık bölgeleri birçok masum insanın hayatının yok olmasına engel olmuştur. Bizim inancımızda 'İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.' var. Osmanlı bugüne bu ilkeyle üç kıtada hükmeden bir devlet olmuştur. Bize saldırılmadıkça kimseye saldırmamayı yüzlerce yıldır milli bir ilke olarak benimsedik. Bu sebeple de bütün dünyanın karşısına Mevlana, Yunus Emre ve Hacı Bektaş'la çıkıyoruz.
Dünyanın onuncu büyük ekonomisi olma hedefimize ulaştığımızda iktisadi, siyasi, sosyal dinamikleri daha iyi işleyen, daha müreffeh bir Türkiye'yi elbette göreceğiz. Bu hedef olmazsa olmazımızdır, kızıl elmamızdır, ulaşmaya mecburuz. Eğer Anadolu'da güçlü olmazsak 20. yüzyılın başında atlattığımız badirelerle tekrar karşılaşabiliriz. İbn Haldun'un dediği gibi 'Coğrafya kaderdir.' Bu coğrafya bizim kaderimiz. Bu coğrafyada sadece kendimizi kurtarmakla mesul değil, bizden gelecek ve ümit bekleyen milyonlarca mazlumun da koruyucusu olmak mecburiyetindeyiz. Milletimizi büyük kaygıya, endişeye sevk eden günlerin bir daha yaşanmasını istemiyoruz."
- "İçinde bulunduğunuz şartlar sizi asla hayallerinizden vazgeçirmesin"
Nisan ayında yeni hükümet sistemi hakkında Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen konferansa katıldığını hatırlatan Yıldırım, ekonomiyi geliştirmeyi ve devlet-millet dayanışması içerisinde ileri demokrasiye ulaşmayı hedeflediklerini vurguladı.
TBMM Başkanı Yıldırım, sorunların çözümünde ve geleceğin inşasında üniversitelerin çok büyük rolü olduğunun altını çizerek, gençlere şöyle seslendi:
"Liseyi bitirip üniversiteye başladığınızda büyük hayalleriniz, idealleriniz vardı. İçinde bulunduğunuz şartlar sizi asla bu hayallerinizden vazgeçirmesin. İdeallerinizin peşinden koşmaya devam edin. Mutlaka başaracaksınız. Yaşamış, tecrübe etmiş biri olarak söylüyorum. Elbette zorlular göreceksiniz. Eğer zorluklar sizi yıkamazsa güçlenirsiniz. Yeter ki yılmayın yenilgiyi kabul etmeyin. Ayağınızı bastığınız yeri de unutmayın. Kendi ruh kökünüze yabancılaşmayın. Mevlana'nın pergel metaforu gibi bir ayağınız kendi kültürünüzde diğer ayağınız dünyanın yetimleri üzerinde olsun. Kendi irfanınızdan bağınızı koparmayın. Yenilenmeye, öğrenmeye sürekli açık olun. Aklınız, heyecanınıza hep rehber olsun. Kendinize duyduğunuz güveni, başarıya olan inancı yitirmeyin. Bütün bunların başında en önemli şey okumak. Okumayan insan yaşlanır. Okumanın böyle bir kerameti var. İster 20, ister 60 yaşında sürekli okuyacaksınız. Samimiyet ve iyi niyeti kaybetmeyin. Gelecekten umutlu olun. Üniversite yıllarında mutlaka bir lisan öğrenin. İlminizi, kültürünüzü, irfanınızı ancak üniversite yıllarında çok artırabilirsiniz. Çünkü en müsait zamanınız bu yıllardır. Hayata atıldığınızda bu yılları bulamayacaksınız."
- "Türkiye'nin bu sıkıntıları aşacak kabiliyeti var"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çalıştıklarını dile getiren Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"2 yıl Başbakanlık yaptım başıma gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Darbeler, anayasa değişikliği, referandum, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, ekonomik krizler, sıkıntılar... Elhamdülillah milletimizin desteğiyle duasıyla hepsinin üstesinden geldik. Sağ salim yolumuza devam ediyoruz. Şu anda da birtakım sıkıntılarımız var. Sakın ola yeise kapılmayın. Bunun daha zorlarından, bu sınavlardan başarıyla geçtik. Bunun da üstesinde geleceğiz. Biraz sıkıntı çekeceğiz ama mutlaka feraha çıkacağız. Bundan endişeniz olmasın. Çünkü Türkiye'nin bu sıkıntıları aşacak imkanı da var kabiliyetleri de var. Türkiye'nin varlıkları, yükümlülüklerinin iki katını karşılayacak kadar hazır. Burada yaşanan sıkıntı konjonktüreldir. Bunları hepsini hükümetimiz aldığı tedbirlerle aşacak ve inşallah 'Durmak yok yola devam.' diyerek işimize bakacağız."
(Bitti)