25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Marmaris Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından yapılan bildiride “Şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı ortak bir duruş sergilenmeli ve mücadele edilmelidir” denildi.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Kadın Meclislerinin ortak basın bildirisi Türkiye’de 8 merkezde açıklandı. Bildirinin açıklandığı yerlerden biri de Marmaris oldu. Şiddet gören bir gelinin canlandırıldığı açıklamada “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” yazılı bir pankart açıldı.
Marmaris Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Kapalı Pazar Yeri’nde yapılan açıklamada Türkiye’de yüzlerce kadının erkek şiddetinin mağduru olduğu belirtilerek “Kadına yönelik şiddetin çarpıcı bir şekilde artış gösterdiği ülkemizde; mücadele yöntemlerini tartışırken kadına yönelik şiddetin hayatın diğer alanlarında yaşanan şiddetten bağımsız olarak ele alınması, mücadelenin etkisiz kalmasına yol açacaktır. Şiddet kimden ve nereden gelirse gelsin, kime karşı yapılırsa yapılsın, neden uygulandığına bakılmaksızın ortak bir bilinçle şiddete karşı ortak bir duruş sergilenmeli ve mücadele edilmelidir. Yasalarda yapılan olumlu değişikliklerin hayata geçmemesi, uygulanmaması, şiddeti azaltmadığı gibi; bu durum kadınların hayatına mal olmaktadır” ifadesi kullanıldı.
Marmaris Kent Konseyi Kadın Meclisi Baskanı İlkay Gözen tarafından okunan bildiride “Mücadelede gerçek bir sonuca varılmak isteniyorsa devletin; şiddet sonrası mağduru tedavi ve koruma yerine, şiddet uygulanmasının önüne geçilecek politikalar üretmesi ve önleyici yöntemlere ağırlık vermesi gerekmektedir. Ayrıca uygulanacak politika ve yöntemlerde, devletin çok yönlü, bütüncül ve kararlı olması zorunludur” denildi.
“İstanbul sözleşmesine ilk imza atan ülke olmamız gurur vericidir. Ancak sözleşmede açıkça yasaklanmasına rağmen; aile hukuku ve kadına karşı şiddet alanında uzlaşma ve arabuluculuk uygulamasının düşünülmesi endişe vericidir. Hukuki dayanağı yoktur” denilen açıklama “Böyle bir “kabul” sözleşmenin ihlaline yol açacak ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi mücadelesine engel olacaktır. Hükümete ve yasa uygulayıcılara çağrımız 6284 numaralı yasa ve İstanbul Sözleşmesi uygulansın” ifadelerine yer verildi.