Mersin’de Türk Genç İşadamları Vakfı (TÜGİK) organizasyonu ile Merin Girişimci İşadamları Derneği (Mersin GİAD) tarafından düzenlenen ‘Yurt Dışı Eğitime Bir Bakış’ konulu panelde, özellikle öğrencilerin yurt dışındaki eğitim olanaklarına nasıl ulaşacakları konusunda öneriler sunuldu.Mersin GİAD’ın ev sahipliğinde, Nil Uluslararası Eğitim Organizasyonu’nun da desteğiyle Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nde gerçekleştirilen panele, TÜGİK Başkanı Erhan Özmen, Mersin GİAD Başkanı Mehmet Serkan İzol, Türk Hollanda Dostluk Derneği Başkanı Edip Aktaş ve öğrenciler ile iş adamları katıldı.TÜGİK Başkanı Özmen, panel öncesinde yaptığı konuşmada, eğitimin TÜGİK’in her zaman üzerinde hassasiyetle durduğu en önemli konu olduğunu söyledi. Türkiye’nin, Birleşmiş Milletlere üye 193 ülkeden biri olduğuna işaret eden Özmen, attığı adımlarla dünyadan pay almaya ve bir rol üstlenmeye çalışan bir konumda olduğunu belirtti. Türkiye’nin, dünyada önemli bir ülke olduğunu ve hedefleri bulunduğunu dile getiren Özmen, yüz ölçümüne göre 783 bin kilometrelik alanla dünyada 37. büyük coğrafi konumda ve 18. büyük nüfusu olduğunu kaydetti. Ekonomide ise 800 milyar dolar gayrisafi milli hasıla ile dünyanın 18. büyük ülkesi olan Türkiye’nin, dünya ülkeleri içinde 1. Lig’de en alt sırada bulunduğunun altını çizdi.“EĞİTİME EN TEMEL MESELEMİZ OLARAK BAKMALIYIZ”Türkiye’nin, 2023 yılı için kişi başına 25 bin dolar gelir, dünyanın ürettiği 90 trilyon dolar’ın 1,5 trilyon dolarını üreterek 10. Büyük ekonomi olmak, küresel markalar oluşturmak, değerli ürünler üreterek daha çok ihracat, daha az ithalat yapmak gibi hedefler koyduğunu anımsatan Özmen, “Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine gibi nihai bir de hedefimiz var. Eğer gelecek vizyonumuz bu koyduğumuz hedefler ise mutlaka eğitime gerek yurt içinde gerek yurt dışı ayırmadan en temel meselemiz olarak bakmalıyız. Çünkü bu hedefler için yüzde 25’i, yani 20 milyonu 15 yaş altında nüfusumuzun devamlı araştıran, sorgulayan, üreten bir nesil olarak yetiştirmek gibi bir zaruretimiz var. Sonuçta insan kaynağı niteliğini yükseltmek zorundayız. İşte bu noktada Türkiye’nin öncelikle önüne koyduğu büyüme ve kalkınma vizyonuna paralel olarak eğitimin niteliği, kapsamı ve eğitimcinin eğitimini içeren bir yurt içi reformuna mutlaka ihtiyaç var. Bizi hedeflere taşıyacak olan gençlerimize farklı bakış açıları kazandırmak, dünyayı tanımalarını sağlamak, farklı kültürleri ve iş yapış şekillerini öğretmek, özgüvenlerini artırmak, kendi ayakları üzerinde durabilmek için zenginleştirmek, dolayısıyla da ülkeyi zenginleştirmek adına yurt dışı eğitimde önlerini açmak lazım. Çünkü tüm bunlar dil öğrenmeleri dışında, iş hayatına atıldıklarında en değerli sermayeleri olacak ve bu sermaye gerek ulusal gerek uluslararası anlamda rakiplerinden bir adım önde olmalarını sağlayacak” dedi.Özmen, ayrıca yurt dışına eğitime giden gençlerin Türkiye’nin birer tanıtım elçileri olduklarını da vurgulayarak, “Biz ülkemizde ne kadar doğru eğitim verirsek, gençlerimiz o kadar doğru anlatacaktır ülkelerini. Biz doğru eğitim sistemiyle ileri demokrasinin, insan hak ve özgürlüklerinin var olduğu, bilim ve sanatın desteklendiği bir ülkeyi birlikte oluşturduğumuz takdirde dünyada rekabet etmekten bir korkumuz kalmayacaktır. Hepimizin gururla izlediği Aziz Sancar, bu ülkeden daha çok çıkacaktır” diye konuştu.Mersin GİAD Başkanı İzol’un, teşekkür konuşmasının ardından, moderatörlüğünü Milliyet Gazetesi Eğitim Editörü, Köşe Yazarı Abbas Güçlü’nün yaptığı ‘Yurt Dışı Eğitime Bir Bakış’ konulu panele geçildi. Panele, Türk Hollanda Dostluk Derneği Başkanı Edip Aktaş, Nil Uluslararası Eğitim Organizasyonu Başkanı Nilüfer Köylüoğlu, Türk Tıp Öğrencileri Birliği Genel Başkanı Tuğba Akçaoğlu ile Fa Grup Gayrimenkul Danışmanlığı Yönetim Kurulu Başkanı Fazıl Aydın konuşmacı olarak katıldı.“EĞİTİM HALA GÜNDEMİMİZE GİREBİLMİŞ DEĞİL”Panelin başında, salonun boş olmasını eleştiren ve sitem eden Abbas Güçlü, sadece Mersin’de değil, Türkiye’nin neresine giderseniz gidin söz konusu eğitim, bilim, gelişme, kalkınma olduğu zaman salonların dolmadığını söyleyerek, “Çünkü eğitim hala bizim gündemimize girebilmiş değil. Eğitim, bilim gündeme girmediği, bilim toplumu olmadığımız sürece de kalkınmamız mümkün değil. Seçimlerde hiçbir zaman maalesef eğitim öncelikli gündem maddesi olmadı. Bir ülkede eğitim ve bilim konuşulmadığı sürece, o ülkenin bir yerlere gelmesi zor” ifadelerini kullandı.“YURT DIŞI EĞİTİM KARAR ALMA, İNİSİYATİF KULLANARAK SINIRLARI ZORLAMA VE CESARETLE ADIM ATABİLMEYİ KAZANDIRIYOR”Nil Uluslararası Eğitim Organizasyonu Başkanı Nilüfer Köylüoğlu ise panelde yaptığı konuşmada, kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak, yurt dışı eğitim olanakları ve bu eğitimin kişiye kazandırdıkları üzerinde durdu. Liseyi Amerika’da okuduğunu ve Türkiye’ye döndüğü gün babasının kendisine ilk sorusunun, ‘Türkiye için ne yaptın?’ olduğunu aktaran Köylüoğlu, henüz 18 yaşında bir genç olarak ne cevap verdiğini anımsamadığını ama soruyu hiç unutmadığını belirtti. Türkiye için bir şey yapması ve bir şey öğrenmesi gerektiğinin farkına vardığını ifade eden Köylüoğlu, daha sonra iki okulun kuruluşunda görev aldığını dile getirdi. Profesyonel hayatı boyunca, Amerika’daki gözlemlerinin pek çok şeyi etkilediğini gördüğünü anlatan Köylüoğlu, “Çalışmalarımın içinde kimsenin herhangi bir şey yapmasını beklemeden hemen bir şey yapmak için karar alabilmek gibi bir özellik kazandığımı, inisiyatif kullanabilmek için sınırlarımı zorlamayı öğrendiğimi, benim için çizilen görev sınırlarının içinde kalmayıp fark yaratabilecek bir şeyler yapabilmek için cesaretle adım atabilmeyi öğrendiğimi fark ettim. Uzun yıllar, özellikle öğrenci değişim programları kapsamında gençlerin yurt dışına burslu olarak gidebilmeleri için çok çaba sarf ettim. Bu çerçevede yurt dışına giden 200 öğrencinin her birine, Türkiye’ye döndüklerinde ben de bana sorulan ‘Amerika’da ne gördünüz, Türkiye için ne öğrendiniz?” sorusunu sordum” ifadelerini kullandı.Dil eğitiminin bir öğretim olmadığını, kazanılan bir davranış biçimi olduğunu da kaydeden Köylüoğlu, gerek anne-babalara gerek gençlere ve yetişkinlere, yurt dışına eğitime gideceklerse mutlaka dil eğitimine erken başlamalarını önerdi. Amerika ve Avrupa’da 3 yaşından itibaren üst sınırı olmaksızın her yaşa göre çok çeşitli eğitim programları olduğuna işaret eden Köylüoğlu, bu eğitimlerden yararlanmak için zamanlamaya dikkat etmek ve tüm belgeler de dahil her şeyiyle tam olarak hazır olduktan sonra yurt dışı eğitimine gitmek gerektiğini sözlerine ekledi.