2017-2018 eğitim öğretim yılı açılışı için Başbakan Binali Yıldırım’la birlikte Şanlıurfa’ya gelen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni eğitim yılında pilot illerde devreye sokulacak projeler hakkında bilgi verdi.2017 - 2018 yılı açılışı için Şanlıurfa’ya gelen Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, yeni eğitim yılında pilot illerde devreye sokulacak projelerle eğitimi üst sevilere çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Yeni eğitim ve öğretim yılının startının verildiği Hacı Abdurrahman Özdemir Ortaokulu’nda konuşan Yılmaz, “Yeni okullar, yeni müfredatla, yeni okullarla, yeni hedeflerle yeni bir eğitim ve öğretim yılına başlıyoruz. Bu yıl Türkiye genelinde 17 milyonun üzerinde öğrencimiz, Şanlıurfa’da ise 600 binin üzerinde öğrencimiz öğrenim görecek. Eğitimin farklı kademelerinde öğretmenlerimiz, velilerimiz ve öğrencilerimiz bu yeni başlangıcın heyecanını ve gururunu yaşıyorlar. 1’inci, 5’inci ve 9’uncu sınıf öğrencilerimizi geçen hafta uyum programına aldık. Bu yıl okul öncesine 1 milyon 350 bin, ilkokul 1’nci sınıfa 1 milyon 416 bin 65 öğrencimiz okulla tanıştı. 5’inci sınıflarda 1 milyon 200 bin 64 öğrencimiz ortaokula, 9’uncu sınıflarda 1 milyon 63 bin 961 öğrencimiz ise ortaöğretime başladı. Her eğitim ve öğretim yılı açılışı milletçe, el ele, gönül gönüle, ülkemiz ve insanımız adına yeni umutlar yeşerttiğimiz bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemin milletçe daha çok paylaşmamıza, ülkemizin refahına ve güçlenmesine vesile olmasını dilerim. Ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkartmak istiyoruz. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek istiyoruz. Bunun için daha kaliteli bir eğitim vermeye, eğitimde fırsat eşitliği sağlamaya çalışıyoruz. bu yolda önemli mesafeler kat ettik. Kaliteli bir eğitim için bütçemizden en büyük payı eğitime ayırdık. Kaliteli bir eğitim için yeni derslikler yaparak Türkiye genelinde derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 36’dan 24’e düşürdük. Yine daha kaliteli bir eğitim için 580 binin üzerinde bir öğretmen atası gerçekleştirdik. Türkiye genelinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 28’den 17’ye düşürdük. Yine daha kaliteli bir eğitim için eğitimi teknolojiyle buluşturduk, Fatih projesini başlattık. Kaliteli bir eğitim için müfredatı yenileme çalışması başlattık” dedi.Pilot iller belirlendiYeni eğitim ve öğretim yılında farklı alanlarda pilot illerin seçildiğini ve uygulamanın başlayacağını belirten Bakan Yılmaz, “Bu yıl ilk defa 5 yaş için okul öncesi eğitimi yaygınlaştırıyoruz. 5 yaş için okul açma oranı geçen eğitim ve öğretim yılında büyüyüp yüzde 73.94’e yükseldi. Bu yıl bu oranı daha da arttırmak istiyoruz. 53 etkinlikten oluşan etkinlik kitabı ve öğrenci çalışma materyali hazırlanmış olup 37 pilot şehre gönderilmiştir. Okul öncesi çocukların pilot illerdeki giderlerini bakanlık olarak biz karşılayacağız. Ortaokul 5 sınıf için yabancı dil uygulaması için 620 ortaokulda pilot uygulama başlatılacaktır. Netice başarılı olursa tüm Türkiye’ye yaygınlaştıracağız. Bu yıl 1’inci, 5’inci ve 9’uncu sınıflarda yeni müfredat uygulanacaktır. Yine bu yıl ilk defa öğrencilerin bilimsel, kültürel, sanatsal, sportif ve tüm sosyal çalışmalar pilot olarak kayıt altına alınacaktır. Yine bu yıl 12 pilot il seçtik. İlkokul 3’üncü ve 4’üncü sınıflara devam eden, Türkçe ve matematikten destek isteyen öğrencilere de ek yetiştirme programı uygulayacağız. Bu yıl 12 ilde 19 tematik meslek lisesi ilk defa öğrenci alarak eğitime başlıyor. Yine bu yıl ilk defa mesleki ve teknik okullarına performansları istenecek ve her okula bir karne verilecektir. Bütün bu yapılanların yanında daha çok şey yapılacağını da biliyorum. Eğitim ciddi bir konu ve dünyanın her yerinde de ciddi bir değişikliğin yapıldığı bir konu. En iyi eğitimim olduğu söylenen Amerika’da her gün eğitim nasıl iyi oldu diye bir rapor hazırlanıp, Finlandiya’da her gün bir değişiklik yapılır, Japonya’da eleştirilir. Şimdi size Türkiye’deki Milli Eğitim şuralarından birinden alınan bakanın konuşmalarını aktarıyorum, ortaokul öğretmenleri ilkokuldan gelen öğrencilerin zayıf olduğunu söylüyor. Lise öğretmenleri aynı sorunları ortaokula yüklüyorlar. Üniversite ve yüksek mektepleri ise liseden gelen çocuklarımızın eksikliklerinde ısrar ediyorlar. Mevcut öğretim bünyesini nasıl kurmalıyız ki her parçası birbirinden haberdar olarak işleyebilsin. Bu 1939 yılında milli eğitim bakanı tarafından söyleniyor. 1949 yılındaki şurada ise hayatla ilgili olmayan bir çok madde okutuyoruz, öğrettiğimiz konular hayati değildir. 1949 yılında bu müfredat işe yaramıyor diye yeniden gözden geçirilmesine karar verildi. Biz de müfredatı çağın gereği olarak, teknolojinin gereği olarak çağa uydurmak istiyoruz. Biz de eleştirileceğiz. Bizden sonra gelenler bizlerin yaptıklarını da değiştirecekler. Ama Türkiye bu gün dünyada 200’den fazla ülke var, eğer satın alma gücü kalitesi bakımından dünyada 13’üncü sıradaysak kişi başına düşen milli gelir 25 bin doların üzerinde. Diğer ülkelerin önüne nasıl geçtik, petrolümüz yok, doğalgazımız yok, altınımız yok ama bir şeyimiz var, beşeri sermayemiz. Her birsi bir mücevher ama bu mücevher ortaya çıkartmak eğitimle olur. Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermek için Birleşmiş Milletler Kalkındırma Programının 2002 raporu var. O raporda ülkelerin savunma sanayi ihracatlarını da belirtiyor. Türkiye o raporda 2 milyon dolarlık savunma sanayi ürünü ihraç ediyor. Neden koymuşlar, muhtemelen savunma sanayi türünün ileri teknoloji gerektirdiğini, bunların ancak üstün nitelikli bir eğitimle sağlanabileceğini, bilim olmadan bunların yapılamayacağını ve ihraç edilemez olduğunu düşünmüş olmalılar. Türkiye şimdi 1.6 milyar dolar savunma sanayi ürünü ihraç ediyorsa, Türkiye eğitimi iyi bir yoldadır. Ancak eksiğimiz var hatamız var. Bunları düzeltmeye hazırız. Kat edeceğimiz çok yol var” şeklinde konuştu.