Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden Muğla’da, geleneksel deniz, kum ve güneş turizmine alternatif olarak kültür turizmi her geçen yıl artarak devam ediyor. Ören yerlerindeki kazı çalışmalarında ortaya çıkan tarihi eserler, tarihi binaların restorasyonu ve son yıllarda artan sinema ve dizi sektörünün ortaya koyduğu yeni destinasyonlar ziyaretçi sayısını da arttırdı.BELEN KAHVESİ’Nİ 50 BİN KİŞİ ZİYARET EDİYOR14 yıl önce dönemin Muğla Valisi Hüseyin Aksoy tarafından restorasyonu yapılan ve yine dönemin Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından açılışı gerçekleştirilen Belen Kahvesi, yaz-kış yerli turist akınına uğruyor. Kış aylarında Cumartesi ve Pazar günleri tur şirketleriyle Belen Kahvesi’ne gelen vatandaşlar, Belen Kahvesinde Ormancı Türküsü’nün kahramanlarının yer aldığı müzeyi gezerek bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor. Ziyaretçiler, Ormancı Türküsü eşliğinde gözleme ve ayran içerek Belen kahvesini mola noktası olarak değerlendiriyor.Muğla Büyükşehir Belediyesi MELSA İktisadi İşletmesi tarafından işletilen Belen Kahvesine yıllık 50 bin kişinin ziyaret ettiğini açıklayan Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmet Daire Başkanı Salih Tufan, “Yaz aylarında günlük ortalama 250, kış aylarında ise bu rakam 100’lere düşmektedir. Yıllık 50 bin kişi ziyaret amaçlı Belen Kahvesini ziyaret ediyor” dedi.Aydın’dan Belen Kahvesini ziyaret için gelen Nuran Ceylan isimli vatandaş, mekânı gezerken fotoğrafların çok ilgisini çektiğini söyledi. Ceylan, “Burada yaşanan olaylar gerçek. Kültür turizmi bizi besleyen bir gerçek. Tek başına deniz, kum güneş olmuyor. Tarihimizi, kültürümüzü benimseyerek besleyerek beslenmemiz gerekiyor” dedi.Denizli’den Belen kahvesine ailesi ile birlikte ziyarete gelen Fatih Çamlıoğlu, “Deniz, kum güneş de güzel. Ama tarihi ve kültürü anlamak da önemli. Gittiğimiz her yerde bu gibi yerleri de ziyaret etmeye çalışıyoruz” derken eşi Bilge Çamlıoğlu, “Özellikle bizim ülkemizde bizim tarafımızdan bu yerlerin gezilerek sahip çıkılması çok önemli” dedi.DİZİLERİN ÜNLÜ ETTİĞİ BOZÜYÜK’E 2 MİLYON ZİYARETÇİAdını dizi ve sinema filmleri ile duyuran Yatağan’ın Bozüyük Mahallesi, adeta yerli turist akınına uğruyor. Mahalle meydanında insan seli oluşurken, 10 yıl önce kimsenin uğramadığı, bilmediği mahalle, diziler ile yerli turistlerin çekim merkezi haline geldi. Muğla’nın Büyükşehir statüsüne geçmesinin ardından kapanan belde belediyesinin son Belediye Başkanı Yaşar Gencel, Bozüyük’ün bir Osmanlı kasabası olduğunu, Muğla’nın sadece deniz, kum ve güneşten ibaret olmadığını açıkladı. Gencel, “Muğla’da Yatağan’a bağlı Belen Kahvesi, Bozüyük, Stratonikeia ve Lagina gibi külttür turizmine hizmet veren ve en çok antik kente sahip olan il Muğla. Kültür turizmi adına biz restorasyonları başlattık. Belediye başkanı iken 99 adet sokak sağlıklaştırma projesi hazırladım. Bunların 20’sini bitirebildik. Kültür turizmi ile Bozüyük başka bir yere taşındı. Şu anda kültür turizminin bölgeye katkısına baktığımızda bundan sebeplenmemiş hiçbir ailemiz yok. Son iki yıl içinde 2 milyonun üzerinde ziyaretçi kabul etti Bozüyük” dedi.Mahmut ve Özlem Tosun çifti Muğla’daki tarihe ve ören yerlerini gezmek için yola çıktıklarını söylerken, Ferhat Eser isimli vatandaş Dizi ve film çekimlerini yapıldığı alanları gezdiklerini açıkladı.DÜNYANIN EN BÜYÜK MERMER ANTİK KENTİ ‘STRATONİKEİA’Yatağan ilçesindeki Stratonikeia antik kenti, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Bizans, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyeti dönemine ait yapı ve kent dokusunun birlikte görülebileceği Türkiye’nin ender antik kentlerinden birisi olmasının yanında dünyanın en büyük mermer antik kenti olma özelliğini taşıyor. Son 10 yıl içinde yapılan yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları ile yerli ve yabancı turist akınına uğrayan antik kentlerden birisi. Antik kenti ziyaret eden vatandaşlar “İnsan kendini kaybediyor buruda. 2 bin yıl öncesine gidiyorsunuz. Biz burada 700-800 yıldır varız. Binlerce yıldır burası medeniyetin beşiği. İnsanlar bu topraklarda kaldıklarına göre bu topraklar bereketli topraklar. İzim de bu yerlere sahip çıkmamız lazım. Bizden sonraki nesiller bunları görmesi lazım ki, bu toprakların değerini bilsinler. Deniz, kum güneş onlar da çok önemli. Ama tarih, insanlar burada binlerce yıl önce yaşamı, medeniyetler oluşturmuşlar. Çok şanslıyız, özellikle Ege Bölgesi olarak her yerden tarih fışkırıyor” dediler.