Muş’ta Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne (AFAD) ait arsada bulunan işyerleri için yıkım kararı alınmasının ardından bazı afetzedeler polis zoruyla işyerlerinden çıkarıldı. Duruma tepki gösteren afetzedeler kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığını iddia ettiler.Alınan bilgilere göre 1963-1968 yılları arasında Kale ve Dere Mahallelerinde meydana gelen heyelandan dolayı evleri yıktırılan Zeki Gündoğdu ve bazı afetzedelere o dönem Zafer Mahallesi’nde geçici iskan konutu verildi. Kendilerine tahsis edilen 4’lü barakada 15 yıl ikamet eden Zeki Gündoğu’ya 1983 yılında heyelan bölgesinin daraltıldığı ve bundan dolayı yıktırılan evlerinin afet kapsamına girmediği bildirildi. 1983 yılında ilgili makamlara müracaat eden Gündoğdu, o yıldan itibaren kendisine verilen barakalarda kiracı olarak kalmaya başladı ve her yıl düzenli olarak kirasını ödedi. 30 yılı aşkın süre boyunca kiracı olarak Zafer Mahallesi’ne ev ve işyeri yapan Zeki Gündoğdu’nun işyerine giden ekipler, işgalci durumda olduklarını belirterek alanı tahliye etmelerini ve yıkım yapacaklarını bildirdiler. Ekipleri karşılarında gören Zeki Gündoğdu ve çocukları ile vatandaşlar duruma tepki gösterdi. Kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığını söyleyen Gündoğu ailesi, işyerini tahliye etmeyeceklerini belirterek ekiplere direndiler.Uzun süre tartışmanın yaşandığı bölgede çevik kuvvet ekipleri geniş güvenlik önlemi alırken, Eyüp Gündoğdu ve kardeşi Oktay Gündoğdu, tahliye etmeyeceklerini söyleyerek kendilerini işyerine kilitlediler. Eşyalarını taşımak için kendilerine 10 gün süre verilmesini isteyen Eyüp Gündoğdu, yetkililerle yaptığı görüşmeden sonuç alamayınca çevredeki bir binanın üçüncü katına çıkarak intihar girişiminde bulundu. Eyüp Gündoğu, çevredeki vatandaşlar tarafından balkondan indirilirken, işyerindeki büro malzemeleri vatandaşların yardımıyla dışarı çıkarıldı. İşyerinin tahliye edilmesinin ardından belediye ekipleri, bölgedeki işyerini ve bazı barakaları yıktı.Gözyaşları arasında yıkımı izleyen Eyüp Gündoğu, kendilerine herhangi bir tebligat yapılmadığını belirterek: "Şu anda bize terörist muamelesi yapılıyor. FETÖ’ye ait yerler bile bu şekilde yıkılmazken, bize bu zulüm niye reva görülüyor. Biz vatanımıza, milletimize bağlı insanlarız. Bizi mahkemeye versinler, mahkeme ne karar verirse buna uyarız. Ama herhangi bir tebligat yapılmadan ekmek teknemizi yıkmaları zulümdür" diye konuştu.