Paris'te ifadeler alınırken olayın ne kadar sarsıcı olduğu da ortaya çıkıyor.
Paris'te Kim Kardashian'ın kaldığı otele girerek Kardashian'ın odasından milyonlarca liralık mücevheri çalan soyguncuların neler yaptığı yavaş yavaş belli olmaya başladı.
Otelin güvenlik görevlisi verdiği fadede olayın korkunç boyutlarını gözler önüne serdi.
Cezayirli bir çocuk babası ve isminin yayınlanlasını istemeyen Abdulrahman isimli güvenlik görevlisi, basına yaptığı açıklamada kendi can güvenliğinden hala endişe duyduğunu belirtti.
Güvenlik görevlisi, soyguncuların içeri girmesine izin vermekle hata ettiğini, ancak onu Kim'e zarar vermeyeceklerine inandırdıklarını söylüyor. Abdulrahman'ın söylediğine göre, soyguncuların tek derdi paraydı. Bununla birlikte Abdulrahman, Kim ve soyguncular birbirlerini anlayamadıkları için aralarında tercümanlık yapmak zorunda bile kalmış.
"Soyguncularla birlikte Kim'in odasına gittim. İlk birkaç dakika, ellerim bağlıydı. İki soyguncu vardı, birisi Kim'e müdahale ediyordu, diğeri ise benimle birlikteydi. Kim'i yatağından aşağıya çektiklerini gördüm."
"Soygunculara 'size ona zarar vermeyin demiştim' dedim. Bunu tekrarladım. O da 'endişelenme, sadece para için buradayız. Sesini çıkartma ve hareket etme' dedi." diyor olay anlarını anlatırken.
"Soygunculardan birisi Kim'e sessiz olmasını söylüyordu. Bir elimi Kim'in omzuna koyup sakin olmasını söyledim. 'Sessiz olmalısın' dedim. Yatağa oturup 'ölecek miyiz' diye sordu, ben de bunu bilmediğimi söyledim."
"'Çocuklarım ve ailem var' dedi. Ben de bir oğlumun olduğunu söyledim ona. Daha sonra tekrar bağırmaya başladı. Bu yüzden soygunculardan birisi onun yüzünü büyükçe bir bantla kapattı."
Olayın başlangıcını ise şöyle anlatıyor: "Yatak odasına geldik ve kapının önünde durduk. Sesimizi duymuş olacak ki, birkaç kez 'merhaba' dedi. Cevap alamayınca sesinin değiştiğini, daha endişeli çıktığını hissettim. Kaygılanmıştı. Daha sonra kapıyı açıp ona silah doğrulttular. Kim yataktaydı, üstünde beyaz bir gecelik vardı ve saçları topluydu. Onlara defalarca çocukları olduğunu, anne olduğunu, kendisini öldürmemelerini söyledi. 'Ne isterseniz alın ama bana zarar vermeyin, ben anneyim' dedi."
Kim'in ağzını ve ellerini bağladıktan sonra soyguncular, onu banyoya taşımışlar. Daha önce açıklandığı gibi küvete değil, banyonun zeminine Kim'i bıraktıklarını söylüyor Abdulrahman.
Kim'in koruması Pascal Duvier, Kim'in telefonunu aramış. Soyguncular ise Abdulrahman'a telefonu kapatmasını söylemiş. Telefonda yazan ismi soygunculara gösteren güvenlik görevlisi "Kimin aradığını biliyor musunuz? Bu, onun koruması. Eğer Kim cevap vermezse yanında polislerle birlikte buraya gelir" diyerek soyguncuları uyarmış. Soyguncuların oteli hızlıca terk edişine neden olan şey buymuş.
"Kim'in telefonlarından birini alıp diğerini bıraktılar, beni aşağıya götürdüler ve lobiye ulaştığımızda beş kişi ile iki bisiklet gördüm"
"Daha sonra ise olayın sonuna geldiğimizi fark ettim. Beni öldürmelerinden korktum. Soyguncuların elebaşı olan kişi ayaklarımı bağlamalarını söyledi. Beni bağlayıp resepsiyondaki acil çıkış kapısının arkasında bırakıp kaçtılar. Kötü birileri olduğunu hissetmemiştim. Bana ve Kim'e zarar vereceklerini düşünmemiştim.
Bundan beş dakika sonra ise Pascal Duvier isimli koruma ve şoför içeriye girmiş, Abdulrahman'ı çözmüşler. Birkaç dakika içinde ise polis olay mahalline geldi.