Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) işbirliğiyle; Karadeniz Bölgesi’ndeki üniversitelerin eğitim fakültesi dekanları ve bölüm başkanları, OMTEL Otel’de bir araya geldiler.Toplantıya; Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan, Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz, Eğitim Fakültesi Dekanları Konsey Başkanı Prof. Dr. Hayati Akyol, Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK) Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Mustafa Safran, Karadeniz Bölgesi Eğitim Fakültesi Dekanları ve Bölüm Başkanları katıldı.“ÇÖZÜM YOLUNDA İYİ NİYETLİ BİRER ADIM”Toplantının açılış konuşmasını Doç. Dr. Ali Yılmaz gerçekleştirdi. Yılmaz konuşmasında, toplantının bir dizi halinde yapılması planlanan toplantıların ilki olduğunu belirterek, Türkiye genelinde beş bölgede eğitim fakültesi dekanları ve bölüm başkanlarıyla öğretmen yetiştirmenin başlıca sorunlarını masaya yatırmayı amaçladıklarını söyledi. Yılmaz, “Problemleri birinci elden tespit ederek ilgililere iletmeyi amaçladığımız bu toplantının ilkini, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde yapmayı uygun bulduk. Öğretmen yetiştirme son yıllarda her ortamda ve zeminde konuşulan ve eleştirilen bir konu. Bu toplantıların çözüm yolunda iyi niyetli birer adım olacağını düşünmekteyim” dedi. Yılmaz ayrıca toplantıda öğretmenlerin, öğretmen yetiştiren kurumlara alınması ve buradan mezun olan öğretmen adaylarının kazanımlarının ne olması gerektiği ve öğretmen alımında gerçekleştirilmesi gereken politikaların içeriğinin tartışılacağını söyledi.“TÜRKİYE’NİN BELKİ DE EN ÇOK TARTIŞTIĞI KONU EĞİTİMDİR”“Türkiye’nin belki de en çok tartıştığı konu eğitimdir” ifadesini kullanan Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan ise, “Eğitim üzerine yapılan bir tartışmanın ancak eğitimciler tarafından en iyi şekilde gerçekleştirileceğine inanıyorum. Eğitimimizde okul öncesini, ilkokul eğitimini hatta ortaokul eğitimini de lise eğitiminden ayırmamız gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir konu da; dershane öğretmenliği kavramının öğrenciyi yalnızca sınavı kazanmaya yönlendiren yapısının maalesef normal okulları da etkilemiş olması. Bir okulun ya da öğretmenin başarısı öğrencisine sınav kazandırması ya da kazandıramaması üzerinde konumlandı. Bu özellikle ilk ve orta öğretimde gerçek anlamda eğitimi geri planda bırakıyor. Ayrıca pedogojik formasyon konusu da gündemde. Ben eğitim fakültesi çıkışlı olmayan ama pedagojik formasyon almış yüksek öğretim mezunu birinin lisede öğretmenlik yapsa da ilkokulda öğretmenlik yapmasının doğru olmadığını düşünüyorum” diyerek, eğitim fakültelerinde bir sistem karmaşasının yaşandığının altını çizdi.“İYİ ÖĞRETMEN ADAYLARI YETİŞTİRMEK BU PROGRAMLARIN İYİ DÜZENLENMESİYLE MÜMKÜNDÜR”YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman da konuşmasında öğretmen yetiştirilmesi konusunun hem dünyada hem de Türkiye’de gündemi meşgul eden konulardan birisi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Mehmet Şişman şöyle konuştu: “Son yıllardaki eğitim konusundaki bazı gelişmeler bizi mutlu kılmadı. Özellikle pedagojik formasyon yoluyla öğretmen yetiştirme uygulamaları çokça tartışıldı. Tabi ki bütün öğretmen adaylarını eğitim fakülteleri yetiştirmiyor. Sertifika ya da ileri sertifika yoluyla da öğretmen adayı yetiştirme programları dünyada olduğu gibi bizde de uygulanıyor ancak bu programların niteliği çok önemli. İyi öğretmen adayları yetiştirmek bu programların iyi düzenlenmesiyle mümkündür.” Prof. Şişman ayrıca öğretmenlikte meslek sonrası hizmet içi eğitimlerin de çok önemli olduğunu belirterek, lisansüstü eğitimin de öğretmenler açısından desteklenmesi gerektiğini söyledi.Konuşmaların ardından, “Eğitim Fakültelerinde Öğretmen Yetiştirme Süreci ve Yeni Arayışlar” konulu panele gerçekleştirildi.