KOCAELİ (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dünyevi hiçbir karşılık beklemeden, hastalarımıza umut ışığı olmak, organ, ilik ve kök hücre bağışında bulunmak ne asil bir davranıştır. Şüphesiz dini ve insani sorumluluğumuzun gereği olan böylesi davranışlar bereket ve mağfiret iklimi olan üç aylarda Rabb'imizin rızasını bize kazandıracak en önemli amellerdendir." dedi.
Prof. Dr. Erbaş, Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy ile geldiği İzmit ilçesindeki tarihi Fevziye Camisi'nde, "Bereket Mevsimi Üç Aylar" konulu hutbe verdi, cuma namazını kıldırdı.
Erbaş, hutbesine, "Ey iman edenler. Allah'a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Evet, Allah'a itaatsizlikten sakının. Şüphesiz, Allah yapıp ettiklerinizin tamamından haberdardır." ayetiyle başladı.
Rahmet ve mağfiret iklimi olan üç aylara ulaştıran Allah'a şükreden Erbaş, şöyle devam etti:
"Recep, şaban ve ramazanı içinde barındıran üç aylar, Regaib gecesiyle başlar, Miraç ve Berat gecesiyle devam eder ve bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle zirveye ulaşır. Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren, ülfet ve muhabbetimizi artıran Ramazan Bayramıyla taçlanır. Üç aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Allah Resulü, üç ayları karşılarken şöyle dua etmiştir: 'Allah'ım. Recep ve şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi ramazan ayına ulaştır.'
Üç aylar, ilahi rahmetin oluk oluk aktığı, manevi huzur ve sükunun gönüllere indiği kıymetli bir zaman dilimidir. Bizler bu mübarek vakitlerde ömrümüzün muhasebesini yapar, yaratılış gayemizi yeniden idrak ederiz. Kulluk ve ibadete, hayır ve hasenata, iyilik ve güzelliklere her zamankinden daha fazla yönelir, gönül dünyamızı imar ederiz. Hayatın karmaşası içinde ihmal ettiğimiz görev ve sorumluluklarımızı hatırlarız."
Erbaş, gelecek hafta perşembe gününü cumaya bağlayan gecenin feyz ve bereketle dolu Regaib gecesi olduğunu anımsatarak, "Regaib, özlenen, rağbet edilen ve değer verilen demektir. Regaib gecesi, üç ayların müjdecisi, Kur'an ayı, ramazanın habercisidir. Bu gece, akıp giden hayatımızda asıl kazancın, Cenabıhakk'a yönelmek, kulluk sözümüzü tutmak olduğunu bize hatırlatır." diye konuştu.
- "İyiliğin yolları pek çoktur"
Hutbenin başında okuduğu ayete, bu ilahi hitaba uygun olarak her müminin, rahmet ve mağfiretle dolu üç aylarda daha fazla iyilik yapmaya vesile araması gerektiğini vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti:
"İyiliğin yolları pek çoktur. Bazen yolunu şaşıran birine yol göstermektir iyilik. Bazen insanlara eziyet veren bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Bazen de ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak, onlara infakta bulunmaktır. İnfak ise sadece parayla yapılan bir iyilik değildir. Sevgili Peygamberimiz, 'Her iyilik sadakadır.' buyurarak, nice infak çeşidine işaret etmiştir. Şifa bekleyen bir hastanın derdine derman, hastalığına çare olmak da bir infaktır. Dünyevi hiçbir karşılık beklemeden, hastalarımıza umut ışığı olmak, organ, ilik ve kök hücre bağışında bulunmak ne asil bir davranıştır. Şüphesiz dini ve insani sorumluluğumuzun gereği olan böylesi davranışlar bereket ve mağfiret iklimi olan üç aylarda Rabb'imizin rızasını bize kazandıracak en önemli amellerdendir. Nitekim Cenabıhak, Kur'an-ı Kerim'de 'Kim bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.' buyurur."
Üç ayların, müminlere açılmış bir fırsat kapısı olduğunu, bu gün ve gecelerin Rabb'in rızasını kazanmak için vesile kılınması gerektiğine işaret eden Erbaş, kulluğun yalnızca bu gün ve gecelerle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayatımız boyunca rağbetimiz daima Yüce Mevla'ya olsun.
Bu vesileyle necip milletimizin ve bütün İslam aleminin Regaib Kandili'ni tebrik ediyorum. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını yüce Rabb'imden niyaz ediyorum."